Japonya artık ilk 3’te değil

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Çin’deki en ağır bedduanın “Tanrı seni değişim çağında yaşatsın” cümlesi olduğu söylenir. Aslında biraz düşününce neden ağır bir beddua olduğuna vakıf olabiliyor insan. Değişim çağında mevcut sistemler risk altındadır. Zira bu değişimi yönetenler yükselirken, yönetemeyenler değiştiriliyordur.

Birinci Dünya Savaşı tabiri, ikincisi çıkana kadar yoktu ve ona “Büyük Savaş” deniliyordu. İkinci Dünya Savaşı gelince numaralandık ve sonuncusunun iki mağlubu olan Almanya ile Japonya’yı, daha sonra dünya ekonomisinin başat aktörleri olarak gördük. ABD 1’deJaponya ise 2’nci sırada yer aldı.

JAPON MALI TAPON MALI 

Uzun yıllar Japonya’nın yükselişini izledik. Ucuzkalitesiz üretimle suçladık, hatta “Japon malı tapon malı” diye dalga geçtik. Ancak Japonlar durmadı, kaizen gibi iş modelleri, kalite gibi atılımlar ve minyatür üretim gibi inovasyonlarla saygın ekonomi olup ABD’nin ensesinde adeta boza pişirdiler.

Fakat önce 2008 küresel kriz, ardından dijitalleşmeyeşil dönüşüm derken, yanı başındaki Çin geldi ve onu yerinden etti, 3’ncü sıraya itti. Değişim sürüyordu. Bu defa ekonomisinde yaşadığı üst üste resesyonlarla “3 büyükler” unvanından oluverdi. Şimdi onun yerinde Almanya tutunmaya çalışıyor.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Yıllık geliri nereden nereye düştü?

Şimdi 4’ncü sırada yer alan JaponyaTürkiye’nin 4 katı büyük bir ekonomi. Geçen yıl 4,2 trilyon $ geliri vardı. Ancak Almanya duran Japonya’yı geçti ve yıllık 4,5 trilyon $ ile üçüncü sıraya yerleşti. Yeni öykü üretemeyen, son 20 yıldır belirgin atılım yapamayan bu ada ülkesinde günde 16 saat çalışan “atom karınca” benzeri istihdam da yok artık. Japonlarda günlük çalışma, 8 saatin dahi altına indi ve emek sektörü şimdi kazandığı parayı harcama dönemine girdi. Efsanevi ucuz Japon arabası da bu özelliğini önce Almanya’ya, şimdi de Çin’e kaptırıverdi. Beklenti şu ki 4’ncü sırada en fazla 5 yıl kalabileceğidir. Zira Hindistan; atılımlarıyla 4’ncü sıraya göz dikti bile.

Düşüşte yaşlanmış nüfusun etkisi var mı?

Evet var. Sadece milli paraları olan Yen’deki düşüş değil fakat aynı zamanda azalan genç nüfus, ekonomik dinamizmi aldı götürdü. Bugün Japonya, yaşlı nüfusun en yoğun olduğu ülke durumunda… Kadın doğurganlık oranı 1,3’e geriledi. Bu rakam ABD’de 1,64, ülkemizde ise 1,62 düzeyinde. Eğer bir ülkede kadın başına doğurganlık 2,1’den aşağı inerse nüfus küçülüyor demektir. Japonya 10 yıl içinde 125 milyondan 80 milyona inecek ve yerini 1,5 milyar nüfusuyla Hindistan alacak.

NOT

İKİNCİYİ GEÇERSEN KAÇINCI OLURSUN?

Bu; çok bildik şaşırtmalı sorudur. Genelde düşünmeden cevaplanır ve “birinci olursun” denir. Oysa ikinciyi geçersen ancak ikinci olursun. Zira lider olmak için birinciyi geçmen gerekir, ikinciyi değil… Peki, bu sorunun bizimle ne ilgisi olabilir? Söyleyeyim; çok değil 10 yıl önceki söylemlerimiz “Cumhuriyetimizin 100’ncü yılında ilk 10’a gireceğimiz” yönünde idi ve bu söylemi çok sevmiştik.

Fakat bırak ilk 10’da olmayı, G-20’de dahi kalamadık. Heterodoks takıntımız, faizi nas bellememiz, konfor tuzağına gömülmemiz, seçim popülizmine kapılmamız neticesinde şimdi 22’nci filan ekonomiyiz. Hatta 23’üncü diyen dahi var. Bizdeki veriler bulanık olduğu için yerimiz de şaibeli…

Oysa İSO’nun 7’nci Sanayi Kongresi’nde Goldman Sach araştırmasını aktaran Dr. Peter Cornelius, 2035’te dünyanın 9’ncu ekonomisi olabileceğini anlatıyordu; ‘Ülkenin insan kaynağıcoğrafi konumudinamizmienerji koridorları üstünde yer alması ve doymamış pazarlara yakınlığını iyi kullanabilirse…’ Ama kullanamadık, orta gelir tuzağının müdavimi olduk

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar