Kitaplar, şehirler ve bir yıldönümü

FARUK ŞÜYÜN
FARUK ŞÜYÜN YAŞAM KEYFİ

Şefler, Kıbrıs’ın klasik tariflerini modern dokunuşlarla sunan özel menü için Ada’da buluştu

“Tüm mutfaklar zaruretten doğmuştur” gerçeğinin getirdiği farklılıklar, onlara duyduğum merak beni yeni ülkelere, yeni şehirlere yolculuklara çıkarıyor, çünkü oralarda başka başka lezzetlerle tanışıyorum. Asla bitmeyecek bu yolculuğun son duraklarımdan birisi Kıbrıs’tı… Elexus Hotel&Resort&Spa, Girne’nin ev sahipliğinde sevgili dostlarım yıllarca Türkiye’nin önemli otellerinde yönetici şeflik yapan ve halen Elexus’un Executive Şefliğini üstlenen Veli Bayraktar ile 400’üzerinde “Memet Özer ile Mutfakta” programı yayınlanan Şef Memet Özer birlikte mutfağa girdiler. Şeflerin hazırladığı menüde klasik tariflerin kullanıldığı Kıbrıs yemekleri modern dokunuşlarla harmanlanarak bir lezzet şölenine dönüştü. Glutensiz beslenme sistemlerinin vazgeçilmezleri kinoa ve teff de menüde yer aldığından günümüzün beslenme alışkanlıklarına da dokunulmuş oldu.

Bu haberin ve köşemizdeki diğerlerinin ayrıntıları için lütfen https://www.ekonomim.com/yasam-keyfi adresine geçiniz...

Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi binasının asırlık serüveni kitap oldu

Ne şanslıyız ki Türkiye İş Bankası’nın muhteşem resim ve heykel koleksiyonun sergilenen kısmını 29 Ekim’den bu yana Beyoğlu’ndaki Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi (RHM) binasında görebiliyoruz. Kütüphanemde Kıymet Giray’ın hazırladığı Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu kitabı da bulunuyor Kıymet Hoca’nın dediği gibi “bu koleksiyon, çeşitli tarihlerde herhangi bir nedenle alınan yapıtların gelişigüzel bir araya toplanması amacının ötesinde.” Şimdilerde onun yanına bir kitap daha eklendi: Mimari bir monografi kitabı olan “Bina Bina İçinde”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluştu. Cumhuriyetimizin 100. yılına armağan olarak ziyarete açılan Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi binasının geçtiğimiz yüzyılın ilk yıllarında başlayan yolcuğunu aktaran eser, 2016’da Venedik Bienali Türkiye Pavyonunun eş küratörlüğünü yapan Mimar Ertuğ Uçar ve Yazar Feride Çiçekoğlu tarafından kaleme alındı.

Antalya’da özel bir haftasonu!

Antalya, Yörük ve Akdeniz kültürlerinin birlikte yaşandığı bir bölgede. Bu güzel şehrimizin lezzetlerinde Toroslar’ın kekik kokusunu da duyarsınız Akdeniz’in deniz kokusunu da. Yemek kültürünü belirleyen unsurların başında coğrafya geldiğinden Antalya yemekleri, sebze ve deniz ürünleriyle karşımıza çıkar. Narenciye çeşitlerinden yapılan reçellerini, Yörüklerin mayaladığı yoğurtlarını da unutmamak gerekir. Bu nedenle Antalya, mutfağıyla da çok sevdiğim, lezzetlerine bayıldığım bir yerdir. Ne yazık ki çoğunlukla “deniz-güneş-kum”la ve “her şey dahil”le hafızalarda yer etmiş Antalya'nın mutfağına hakkının verilmediğini düşünürüm... Her fırsatta yazarak, anlatarak buna dikkat çekmeye çalışırım. Geçtiğimiz hafta lezzet seyahatlerimin duraklarından birisi bir kez daha Antalya olunca bu fırsatı yeniden bulduğum için çok mutlu oldum.

Şehirde sonbahar yaşanmaya başlanmış, Beydağları’nın zirveleri karla kaplanmıştı. Sahildeyse yağmur sonrası açan güneş bedenimizi ısıtıyor, hatta içimize işliyordu. Havuzlara da denize de girenler vardı. Yıllar önce Türk, İtalyan, Akdeniz, Uzak Doğu başta olmak üzere dünya mutfaklarının öne çıkan lezzetlerini sunan dokuzu a'la carte on restoranı ile yedi barında gastrosafari yaptığımız Lara Barut Collection’ın bu kez Bayou Villaları’nda yeni bir lezzet serüveni yaşayacaktık…

- Romanları Ahmet Ümit’e “arkeolog” beratı getirdi

Alman Arkeoloji Enstitüsü, Ahmet Ümit’i 2021 yılında Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan romanı “Kayıp Tanrılar Ülkesi”nde Pergamon arkeolojisi, UNESCO Dünya Mirası Alanları, Bergama / Pergamon ve Berlin arasında kültürel mirası anlattığı ve Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tarihini çarpıcı bir dille yansıttığı için arkeolog üye beratıyla onurlandırdı. Yazar üyelik beratını Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün bilimsel danışma kurulunun önerisiyle aldı.

- Metro Türkiye yılbaşı sofrasında yemekler düeti

Fleksitaryen beslenme, 2000’li yıllarda ABD’de D. J. Blatner’in geliştirdiği, katı kuralların ve yasakların olmadığı bir diyet. "Esnek" anlamına gelen "fleksi" ile vejetaryen kelimeleri birleştirilerek oluşturulmuş. Bu nedenle fleksitaryenlere esnek vejetaryenler de deniliyor. Genellikle hayvansal gıda tüketimini azaltmak isteyen fakat bunda zorlanan kişiler fleksitaryenliği seçiyor. Hayvansal gıdaları tümüyle bırakmadan yeşil yapraklı sebzeler, lahanagiller, baklagiller, kök sebzeler, yağlı tohumlar ve meyvelerle besleniyorlar. Bu konuda yakınlarda çıkmış bir kitap da var: Ali Can Kahyaoğlu’nun yazdığı Fleksitaryen Lezzetler ülkemizdeki yayınlanmış ilk örnek…

Kitabı okuduktan sonra konuya ilgim daha da artmıştı; bu nedenle Metro Türkiye’nin fleksitaryen beslenme tarzına uygun lezzetlerin bir araya getireceği yılbaşı daveti beni çok mutlu etti. Asmalımescit Glouton’daki yılbaşı yemeğinde iki şefin hazırladıkları iki farklı menüyle alışılagelmiş lezzetler bitki bazlı alternatifleriyle birlikte aynı sofrada buluştu. Zaten sloganları da “Yılbaşı Sofralarında da Herkese Yer Var!”dı.

- Macar Kültür Merkezi 10. yılını kutluyor!

Liszt Enstitüsü – İstanbul Macar Kültür Merkezi, Macaristan Devleti’nin kültür alanında bir misyon birimi olarak 17 Aralık 2013 tarihinde İstiklal Caddesi’nde açıldı. 2017 yılında taşındığı Kağıthane semtinde faaliyetlerini sürdürmeye devam eden merkez bu ay itibariyle 10. yılını kutluyor.

Kültür ve İnovasyon Bakanlığı’na bağlı kurum, Macar kültürünü her yönüyle Türkiye’de tanıtmak için modern teknolojilere sahip sergi salonları, oditoryum, kütüphane ve sınıf odalarıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Merkez, 10 yıl içerisinde film gösteriminden konsere, tiyatrodan Macarca kursa, gastronomiden çocuk atölyesine yüzlerce etkinliğe hem ev sahipliği yaptı hem de merkez dışında gerçekleşen etkinliklerde diğer kurumlara destek sundu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar