KOBİ; kime çalışıyorsun?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Bu hayati bir soru ve nitelikli cevaba ihtiyaç duyuyor. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran ile “100 KOBİ’nin ikiz dönüşüm yolculuğu” projesi üzerine sohbet ederken dile getirdiği soru, aslında tüm işletmelerin karmaşada yol alma sürecinde cevap araması gereken temel sorunsalını tarifliyor.

Sahi; ey KOBİ, kime çalışıyorsun? Seni kredilendiren bankaya mı? Sana güç sağlayan enerjiciye mi? Hammadde temin edenlerine mi? İlle de dış satım yapacağım diye yola çıktığın ihracat üzerinden yurt dışı müşterine mi? Sonuçta kazandığını kime aktardığını hesap etmezsen zayıflayacağın kesindir.

KÂRSIZLIK ARSIZLIKTIR

Anadolu’da bir tabir vardır; “Kârsızlık, arsızlıktır.” Eğer kâr yoksa moda tabirle sürdürülebilir olamazsın ve senden daha hızlı ve kârlı biri, müşterini, işini elinden alır. İşin aslı; kâr etmen gerek şart olsa da, yeter şart bu kârın kimin için kullanıldığıdır. Özde; yaptığın işten sana kâr kalacak mıdır?

Hakan Aran’ı dinlerken, Necip Fazıl’a atfedilen mısra geldi aklıma; “Sokak lambası gibi olma ey yâr / Kime yandığın belli olsun.” Sahi ey ekonomiye yar olan KOBİ, aslında kimi bahtiyar ediyorsun? Sorgulamazsan, ne üretiyor, ne kadar üretiyor olsan da kendin için avara kasnak gibi döner durursun.

İKİ SORU İKİ CEVAP / KOBİ’lere dair…

KOBİ’ler bu süreçte dönüşebilir mi?

Dönüşüm, daha iyi bir yarın uğruna, dünü geride bırakmaktır. KOBİ’lerimiz bu belirsizlik çağında bir yandan krizlerle baş ederken, kendi süreçlerini ve gerçekte kim için kâr (katma değer) ürettiklerini sorgulamak, araştırmak, ortaya çıkarmak zorundadırlar. Kısaca dönüşemeyen KOBİ, batabilecektir.

Hangi süreçler sorgulanmalı?

Öncelikle 4’lü tanımlama öneriyorum; 1- İş süreçleri, 2-İlişki süreçleri, 3-İletişim süreçleri ve 4-Bilgi süreçleri, üretilen kârın KOBİ’ye mi yoksa diğer paydaşlara mı aktarılıp aktarılmadığı gözden geçirmeli. İş Bankası’nın MEXT İkiz Dönüşüm Yolculuğu incelemeye değer.

NOT

AYAĞI YERE SAĞLAM BASANIN BAŞI GÖĞE ERER

Bu Latince sözün bizdeki yankısı; gökyüzündeki yıldızlara zıplamadan önce ayağını bastığın yere dikkat etmen nasihatidir. Finansçılar bu yaklaşımı genelde Warren Buffet’in şu sözüyle benimser; “Dibini görmediğin bir nehrin derinliğini, iki ayağınla birlikte ölçme.”

KOBİ cenneti Türkiye’de gördüğümüz ise bu nasihatin fazlaca tutulmadığıdır. Ekonomideki kötü yönetimin bulandırdığı yığınca nehirden geçmek zorunda kalıyor KOBİ’lerimiz. Onlara; ne işe yaradığını pek anlamadıkları çözümler, krediler, teknolojiler dayatmak yerine, Hakan Aran’ın işaret ettiği yönde “KOBİ’ye faydası” odağında, bilgilendirme, bilinçlendirme gayreti göstermeli.

Ahmed Yesevi’den kadim nasihati, KOBİ’lerle çalışan kamuya, bankalara yönelik yineleyelim; “KOBİ’yi yaşat ki ekonomi yaşasın.” Bundan çeyrek asır önce Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in kendi ülke başkanlarına seslenişini hatırladım; “Bana Microsoft’un maksimum yararına anlaşma getirmeyin. Tedarikçinize, müşterinize kâr sağlayın ki onlar da var kalabilsinler.”

KOBİ’lerin anlaması gereken, belirsizlik ve küçülme dönemlerinde, sözde değil özde kârlılıklarını gözden geçirmek zorunda olduklarıdır. Bunu ıskalayan ve ayağı yere sağlam basmayan KOBİ, ya yok olacak veya daha akıllı KOBİ’lerce alınacaktır. Hayatının çok uzağına açılmış, el sallamıyor, adeta boğuluyor haldeki KOBİ’lerin önceliği bu olmalıdır.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gölgelerin gücü adına 19 Temmuz 2024