Konkordato ve iflas

Özge Yavuz
Özge Yavuz

Bursa merkezli, köklü bir geçmişe sahip Alkoçlar Otelcilik’in iflasına ilişkin karar resmileşti. 70 yıllık bir geçmişi olan şirket, 2018 yılında konkordato başvurusunda bulunmuş, ancak bu süreç çeşitli itirazlarla karşılaşmıştı. Altı yıl süren hukuki sürecin ardından şirketin iflasına hükmedildi.

Alkoçlar Otelcilik, Bursa, Uludağ, Bodrum ve Antalya gibi turizm bölgelerinde 10’dan fazla otelin ya sahibi ya da işletmecisiydi. Yalnızca yurt içinde değil, yurt dışında da otel işletmeciliği yaparak sektörde uzun yıllar faaliyet göstermiş bir markaydı.

1950’de kurulan bu otelcilik devi, uzun yıllar boyunca turizm sektöründe önemli bir yer edinmişti. Ancak son yıllarda, şirketin sahibi aileden Ender Alkoçlar’ın ünlü sinema oyuncusu Hülya Koçyiğit’in damadı olması ve Koçyiğit’in siyasi iktidar ile olan bağlantıları, şirketin ekonomik durumundan çok siyasi yönüyle gündeme gelmesine neden olmuştu.

Şimdi ise Alkoçlar Otelcilik, konkordato sürecinin ardından tartışmalı bir iflas kararıyla kamuoyunun dikkatini çekiyor.

Konkordato, esas itibarıyla dürüst ve ödeme niyetinde olan işletmelere borçlarını ödeyebilmeleri için belirli bir süre tanıyan bir mekanizma olarak tanımlanabilir. Bu süreç, şirketlerin doğrudan iflasa sürüklenmesinin önüne geçmek ve mali yapısını toparlamasına olanak tanımak için bir fırsat sunar.

Öte yandan, iflas kararı alındığında, şirketin varlıkları alacaklıların borçlarını tahsil edebilmesi amacıyla icra yoluyla satışa çıkarılır. Ancak şirketin tüm borçları karşılayacak yeterli mal varlığı bulunmuyorsa, alacaklıların tüm haklarını alması mümkün olmayabilir. Sonuç olarak, iflas kararı verilen bir şirket artık ticari varlığını sürdüremez ve fiilen piyasadan silinir.

Konkordato sürecinde ise şirketin sahipleri ve yöneticileri gerçekten borçlarını ödeme niyetindeyse, belirlenen süre içinde borçlarını kapatarak işletmelerini sürdürebilirler. Ancak bu sürecin işleyişi sadece hukuki ve teknik boyutla sınırlı değildir; işletme sahiplerinin niyeti de büyük önem taşır.

Bazı şirketler konkordato ve iflas süreçlerini kişisel zenginleşme aracı olarak kullanırken, bazıları ise bilinçli bir plan çerçevesinde borçlardan kurtulmanın bir yolu olarak bu mekanizmaya başvurur. Alkoçlar Otelcilik’in iflasında da benzer bir durumun yaşandığı iddiaları gündeme geliyor.

Özellikle, şirketin Hülya Koçyiğit aracılığıyla siyasal iktidarla olan yakın ilişkileri olmasaydı, konkordato ve iflas sürecinin daha farklı bir şekilde ilerleyebileceği öne sürülüyor. Çünkü konkordato ve iflas süreçlerinin hukuki ve teknik bir çerçevede ilerlemesi gerekirken, kimi zaman siyasal bağlantılar bu süreçlerin yönünü değiştirebiliyor.

Gazeteci Fatih Altaylı, Youtube kanalında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de bazı şirketlerin iflası bir çıkış yolu olarak gördüğüne dikkat çekerek, Alkoçlar Otelcilik’in durumunun da kredi alma ve batırma operasyonu gibi göründüğünü ifade etti. Ona göre, konkordato ve iflas yalnızca hukuki ya da teknik bir konu olarak değerlendirilemez. Bu süreçlerin belirleyici unsuru aslında ‘ahlak’tır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Özelleştirme Turizmi 29 Aralık 2024
Turizm Stratejileri 30 Kasım 2024
Antalya'da şehir turizmi 19 Eylül 2024
Turizmde artı ve eksiler 06 Eylül 2024