Program yazmak ve program yapmak…
Orta Vadeli Program… Son 3 aydır onunla yattık onunla kalktık. Baş mimarı Cevdet Yılmaz’ın gayretiyle; geniş katılım sağlandı, yüzlerce insan/saat harcandı, sosyal paydaşlara soruldu, iç tutarlılığı gözetildi, istişare filan derken… Ortak akılla ortaya; ekonomiyi düzeltecek OVP çıkarılıverdi.
Sunumu dün dinledik, ilişkili tablolardan, 3 yıl içinde olacak bitecekleri anladık. Anladık ama inandık mı? Orası tam bir muamma… Zira enflasyonun OVP hitamında %8,5’e ineceği temennisi aklımıza şu soruyu getirdi; “peki, ama nasıl?” Hiçbir sıkıntı, toplumsal maliyetten söz etmeksizin bu nasıl olacak?
ANLADIK UÇACAĞIZ AMA NASIL?
İç tutarlılık denilince akla; Maliye, Hazine, Merkez Bankası, Tarım, Çalışma, Enerji gibi kamu ekonomik birimlerinin uyumu gelebilir. Siz bu kurumların uzmanlarını tek masa etrafında toplayıp, iç tutarlılık bağlamında OVP yazabilirsiniz. Fakat iç tutarlılık, OVP’nin hayata geçirileceğini garantilemez.
Benim gördüğüm bu programın “inandırıcılığı” olmamasıdır. İngilizcede bir ifade vardır; “too good to be truth” diye… Tercümesi; “gerçek olamayacak kadar iyi.” Neticede OVP’de sunulan geleceği; ona varmak için ödenmesi gereken maliyeti içermediğinden dolayı, “yok hükmünde” saydığımdır.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Kur hedefi tutar mı?
Tutmaz zira rakam kalabalıklığına vursak bile gerçek olan şudur ki ülkenin döviz kazandırıcı işlemlere ihtiyacı had safhada… Yabancı sermaye, sıcak para, fonlar ya da benzeri döviz kaynaklarına dair proje izi taşımıyor bu OVP. Varsa yoksa temenna… “Diken ektim, koyun gelip geçecek, takılanları eğirip ip yapacak, satacak, para kazanıp borcunu ödeyeceğim” kabilinden… Kur hedefi mi? Kuru gürültü…
Enflasyon hedefi tutar mı?
Sağ olsunlar, nezaket gösterip OVP son yılında %8,5’luk tek haneye indirmişler… Aklınızda kalması için yazayım; şu %8,5’lik hedef, heterodoks döneminde CB’nin Merkez Bankası Politika Faizini indirdiği düzeydi. Aslında OVP’deki tüm hedefler tutsa bile bu iddia, tam bir fantezi… Balık kavağa çıkarsa ancak… Zira sen enflasyon külfetinden söz etmeksizin böyle sallarsan, “nasılsa bir sonraki OVP’ye dek kimse hatırlamaz” diye “tek hane teranesinden” öteye laf etmemiş olursun.
not:
BİR YER Kİ SEVENLER, SEVİLENLERDEN ESER YOK
Faruk Nafiz Çamlıbel’in güftesi ve Alaeddin Yavaşça’nın hicaz bestesindeki gibi; “artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok…” İyi de bir ekonomi yazısında bu müzik ibaresinin ne gereği vardı? Aslında haklıdır okur. Gereği yoktu… Tıpkı enflasyonla mücadelede lafla peynir gemisi yürütülemeyeceği gerçeğini hatırlatmaya gerek olmadığı gibi…
OVP sanki bu hükümetin önümüzdeki 3 yılına dair yol alma programı değil de “yabancılar, bakın programımız dahi sizin istediğiniz gibi” söylemi gibi… Görün işte; mali disiplin istediniz, yazdık. Para politikası olsun dediniz. E, o da var. Başka? Yapısal reform mu? Alt alta sıraladık ya… Yetmez mi?
Yetmez… Zira OVP’de her şey öylesine içselleştirilmiş (!) ki insanın inanası gelmiyor. Bu; inanmak istemeyen ben gibi gafillerin hatasıdır büyük ihtimalle… Ama hangi basiretli tüccar, hangi vicdanı yerinde patron veya iş insanı; zahmetsiz rahmet iddiasındaki bu programa güvenip yola çıkar?
Belli ki “bu da geçer ya hu” kabilinden “var mı var” bir OVP olmuş. İç tutarlılıkla soslanmış, istişareyle tatlandırılmış ama sadre şifa olmayacak, “dostlar OVP’de görsün” kabilinden bir şarkı çıkmış ortaya…