Sahi, biz ne ara çalışacağız?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Farkında mısınız bilmem; sürekli bir şeyleri bahane ederek hayatı erteliyor, öteliyoruz. Neyi bekliyorsak artık, eylemsizliğimize bir bahanemiz çıkıyor. Misal iki sandık arası ekonomi neredeyse durdu, çoğu kritik karar seçim sonrasına bırakıldı. Sanki Godot bekleniyor ve Godot asla gelmiyor.

Yılbaşı öncesi iş dünyası mola alır. Batı ekonomilerinin 2 haftalık Noel tatilini anlarım da bize ne oluyor? Yeni yıl hele bir gelsin, bakarız… Neredeyse unutuyordum; ya dini bayramlar? Öyle ki Kurban ile Ramazan arasında, ne ilgisi varsa düğünleri dahi erteleyenler var. Oysa bir mantığı yok.

HER BİRİMİZ ARAF’A GÖÇ ETMİŞİZ GİBİ

Sandık, ikinci kez önümüze konulacak. Bu pazar ikinci tur için yeniden sandığa gidecek ve finale kalan Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nu oylayacağız. Çoğu iş insanından duyduğum cümle şu olmuştur; “seçim geçsin, işimize bakalım.” Acaba öyle mi olacak? Oysa 31 Mart 2024 Yerel Seçim sandığı yolda…

Cumhurbaşkanı belli olsa dahi, mazbataların alınması, meclis yeminleri, üst düzey bürokrasinin değişimi, yeni kadroların belli olması, görev devir teslimleri derken… Araf’ta geçecek 6-7 hafta daha… Sanır mısınız ki hayat sizi bekleyecek? Elbette hayır ama bürokratik oligarşi sizi bekletecektir.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Seçim atmosferi dağılır mı? Bir miktar rahatlarız ancak seçim ekonomisinin 1,2 trilyon liralık bütçe yükü bir yana, yerel seçimler için partiler fazla vakit geçirmeden kolları sıvayacak. Asgari ücret zamları dillendirilecek, EYT benzeri bazı popülist adımlar atılacak ve iş dünyası yine bu belirsizlik denizinde kafasını su üstünde tutmaya çalışacak.

Peki, çare nedir?

İş dünyasının sorduğu soru bu zaten. “Devletten bir şey beklediğimiz yok, önümüzü görelim yeter…” Ancak hepsi böyle düşünmüyor. Özellikle iktidara yakın olanlar, özel teşvik, yeni KGF’ler, mümkünse vergi avantajları için ciğer bekleyen kediler durumunda… Bazıları da yatırımlarını dış ülkelere götürmenin yollarını arıyor. Görünen; 2025’ten önce doğru dürüst çalışacak halimiz olmayacak.

not

İŞ DÜNYASINDA KİRPİ SENDROMU YAYGINLAŞIYOR

Belirsizlik, tedbiri adım atmaya sevk eder. Ancak tedbiri abartırsan, koruduğun her ne ise onun riskini azaltmaz, aksine art ırabilirsin de… Geleceğe dair yatırımlarını kısan, kirpi sendromuna girip harcama yapmayan, nakitte kalmayı tercih edenler arttıkça, piyasadaki negatif enerji, bir süre sonra “daralma” doğurabiliyor.

Sözü seçim sonrasını bekleyenlere getirmek istiyorum. Bugün pek çok işletme; pause tuşuna basmış gibi, seçim sonrasını bekliyor. Kritik olanlar dâhil pek çok karar, erteleniyor. Hele ki büyümeye dair planlar, tamamen rafa kalkmış durumda… Bir de belirsizliği bahane edip yükümlülüklerinden kaçma modası başladı. Misal imkânı varken borcunu ödemeyip geciktirme kurnazlığı… Seçimin sonucunda şayet beklenen “siyasi istikrar” ise bundan emin olana kadar işleri askıya almanın alternatif maliyeti de hesaplanmalı…

Eylemsizlik; gerekçesi ne olursa olsun, hızla dönüşen dünyada en yüksek maliyet olabilir. Çoğu kez de geriye gitmenin en kestirme yolu olabiliyor. Sorumu unutmadım; sahi, biz ne ara çalışacağız?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar