Turizm kredi borcu: Sektör temsilcileri değerlendirdi

Özge Yavuz
Özge Yavuz

Turizm sektörünün bankalara olan kredi borçlarına dair çıkan haberler, kamuoyunda sektöre dair olumsuz bir algı oluşturdu. Ancak işin aslı pek de öyle değil. Sektör temsilcileri ve finans uzmanları, bu durumu farklı bir perspektiften ele alıyor.

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin’in geçtiğimiz günlerde ekonomi basınıyla yaptığı sohbet sırasında verdiği bilgiler, konuyu daha geniş bir çerçevede değerlendirmemize olanak sağlıyor. Narin, turizm sektörünün pandemi döneminde toplam 14 milyar dolar borcu olduğunu, ancak bu rakamın zamanla 10 milyar dolara kadar gerilediğini belirtti. Ona göre, sektörün sağlıklı bir büyüme sürecine girmesi için bu borç miktarının 16-17 milyar dolara ulaşması gerekiyor. Yani, yatırımcılar borç seviyesinin azalmasını değil, aksine artmasını bekliyor. Çünkü kredi kullanımının artması, yeni yatırımların ve büyümenin göstergesi olarak kabul ediliyor.

Bankacılık sektöründen uzmanlar da bu görüşü destekliyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerini inceleyen bankacı Kayhan Taner Özen, turizm sektörüne kullandırılan kredilerin artmasının olumsuz bir gelişme olarak yorumlanmaması gerektiğini belirtiyor. Ona göre, kredi borcunun artması, sektörün gücünü ve ödeme kapasitesini gösteriyor. Bankalar genellikle riskli işletmelere değil, geri ödeme kapasitesine sahip ve büyüme potansiyeli olan firmalara kredi tahsis ederler. Dolayısıyla, sektörün kredi kullanımı bir kriz işareti olmaktan ziyade, faaliyetlerin canlandığını gösteren bir belirti olarak değerlendirilmelidir.

Özen, turizm sektörünün takipteki kredi miktarının 2019 yılında 1,4 milyar dolar seviyesindeyken, bugün 242 milyon dolara düştüğünü vurguluyor. Bu da sektörün borçlarını ödeme konusundaki disiplinini ve finansal gücünü ortaya koyuyor. Ayrıca, toplam nakdi kredilerde de bir gerileme söz konusu. 2020 yılında 17,4 milyar dolar olan bu miktar, 2024 yılının başında 11,7 milyar dolara kadar düştü. Bu gelişme, turizm sektörünün borçluluk oranını kontrol altına aldığını, ancak yatırımcıların ve bankaların sektörde daha fazla kredi kullanımını desteklediğini gösteriyor.

Turizm sektörü, sadece dış turizme dayalı bir alan değil. İç turizmin de ciddi bir katkı sağladığı düşünüldüğünde, sektörün yıllık toplam gelirlerinin 75 milyar dolar seviyelerinde olduğu ifade ediliyor. Bu kadar yüksek gelir yaratan bir sektörün kredi kullanımı, sağlıklı bir büyüme ve sürdürülebilir yatırım stratejileri için bir gereklilik olarak değerlendirilmeli. Dolayısıyla, “sektörün kredi borcu var, işler kötüye gidiyor” şeklindeki yorumlar, durumu tam olarak yansıtmıyor ve sektör açısından yanlış bir algı oluşturabilir.

Bununla birlikte, sektörün bazı zorluklarla karşı karşıya olduğu da bir gerçek. Yılın ilk iki ayında çeşitli bölgelerde ve farklı türlerde 14 otelin icralık olduğu bilgisi, sektördeki bazı işletmelerin mali sıkıntılar yaşadığını gösteriyor. Ancak bu durum, genel sektör dinamiklerinin kötüye gittiği anlamına gelmez. Kredi borçlarının yönetilebilir seviyelerde olması ve yatırımcıların geleceğe dair olumlu beklentileri, turizm sektörünün sağlıklı bir büyüme trendi içinde olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak, turizm sektörünün banka kredilerine olan bağımlılığı kriz göstergesi olarak değil, gelişimin ve yatırımların bir parçası olarak görülmeli. Sektör temsilcileri, daha fazla krediye erişim sağlanmasıyla büyümenin sürdürülebilir hale geleceğine inanıyor. Bankacılar ise sektöre sağlanan kredilerin ödeme gücü olan işletmelere verildiğini ve bunun finansal sistem açısından olumlu bir gelişme olduğunu vurguluyor. Dolayısıyla, turizm sektörünün kredi borçlarına dair haberlerin, daha geniş bir perspektiften ele alınarak değerlendirilmesi gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Özelleştirme Turizmi 29 Aralık 2024
Turizm Stratejileri 30 Kasım 2024
Antalya'da şehir turizmi 19 Eylül 2024
Turizmde artı ve eksiler 06 Eylül 2024