Zombileri teşvikle beslemesek?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Söz konusu gelişme olunca herkesin dilinde bir teşvik lafı takılır, durur… Efendim şu alanı teşvik etmeliyiz, filan alanda teşvik yetersiz, teşvik olsa uçarız kabilinden güzellemeler… Halen 30’a yakın farklı alanda teşvik veren Türkiye’de neden bu beklenti gerçekleşmez?

Çünkü teşviki veriyoruz ama takip etmiyoruz. Çünkü verilen teşvikin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını bilmiyoruz, hatta bununla ilgilenmiyoruz. 2020’de 1 trilyon liralık düşük faizli kredi saçtık ortalığa, ekonomik canlanmayı teşvik için. Ne oldu? Kredinin büyük bölümü dövize gidiverdi.

Zombi girişimciler mesela… Zombi, hayattan beslenen ama değer üretmeyen ölü sistemlerdir. Zombi girişimciler, devletin kaynaklarını emer ama onları değere dönüştürmez. Zombi şirketler, arar bulur teşvik sahibi olur ama onu amacına uygun kullanmaz ve kapına dayanıverir; “daha daha teşvik ver…”

Hollanda’da elindeki lale soğanıyla bankadan içeri giren biri, bankodaki görevliden kredi talep ettiğinde, derhal bunu alır. Zira görevli, lale soğanını bilir, yasalar bu kredinin nerede kullanılacağını bilir, banka yöneticisi de bu krediyle gidip dolar alınmayacağından emindir.

Bizde ise durum farklıdır. Hele ki teşvik ile desteklediğimiz alanlarda denetim ve etki analizi yapılmadığı için aktarılan kaynağın nasıl bir fayda ürettiğini ölçemeyiz. Ölçemeyince bilemeyiz, bilemeyince de yönetemeyiz.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Teşvikleri kim takip etmeli?

Bunu bir bakanlığa bağlamak yerine doğrudan teşviki verenin onu denetleyeceği mekanizma kurmak gerekecek. Diyelim ki tarım ya da start-up için getirilen teşvik, tanımlandığı alanda mı kullanılmış yoksa başka amaçlar için mi harcanmış? Kaldı ki teşviki verenin, kötü kullanım halinde bunu geri alma yetkisi, geri çağırma imkânıyla donatılması gerekir.

Teşviklerin işe yarama oranı nedir?

Sektörüne ve şirketine bağlı olarak teşviklerin ancak 4’te biri amacına uygun alanlarda kullanılıyor. Gerisi, kişisel menfaat, şirketin başka işlerine harcama, lüks tüketim gibi amaç dışı alanlara gidiyor. Devlet verdiği paradan oluyor, ülke, teşvikle beslenen umutlarını yitiriyor.

NOT

MEĞER TAŞA TOHUM EKİLMEZ İMİŞ

Bu güzel mısra; 19’uncu yüzyıl ozanlarımızdan Seyrani’ye ait; “Eski libas gibi aşıkın gönlü / Söküldükten sonra dikilmez imiş / Seyrani’nin gözü gamla yaş imiş / Meğer taşa tohum ekilmez imiş.”

Teşviki doğru tohum ve doğru toprağa akıtmazsan, onu ziyan edersin. Taşa tohum ekilmez, teşvikin ruhuna uygun olmayan işlerden fayda türemez. Fikri olan ama finansı olmayan yığınca gencimiz, start-up’ımız var. Onları teşvik etmek dururken siyasi mülahazalarla kaynağı yandaşa, candaşa aktarmak ülkeye bir şey kazandırmaz.

Etrafıma bakıyorum, bir yandan finansman bulamadığı için gelişemeyen girişimciler, tarla bulamadığı için tarıma giremeyen gençler… Diğer yandan teşvik kovalayan, onu alıp har vurup harman savuran, bitince yenisini isteme yüzsüzlüğündekiler…

Zombiyi teşvik etmek, morgdakine serum bağlamaktır. Oysa bizim ölü sistemlere akıtacak serumumuz yok. Olanı, değer üreten girişimcilere aktarmadıkça orta gelir tuzağından çıkamayız.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sürekli alkışla olmaz 17 Nisan 2024