Fed’in yol ayrımı: Resesyon korkusu mu, enflasyon endişesi mi?
Zayıflayan ekonomi Fed'in faiz indirimlerini desteklerken, stagflasyon endişeleri indirim olasılıklarını tehlikeye atıyor. Rabobank Kıdemli ABD Stratejisti Marey, "Tarifelerin enflasyonist etkisinin ve daha sıkı sınır güvenliğinin, faiz indirim döngüsünde uzun süreli bir duraklamaya neden olmasını bekliyoruz" derken, ING Uluslararası Başekonomisti Knightley, "ABD ekonomisi soğuyor ve bu durum yılın ikinci yarısında büyük faiz indirimlerinin önünü açabilir" dedi.
Uzmanlar, bir taraftan ABD Merkez Bankasının (Fed), ülke ekonomisinin zayıflamasıyla yılın ikinci yarısında faizlerde indirime gidebileceğini öngörürken, diğer taraftan stagflasyon endişelerinin faiz indirimlerini sekteye uğratabileceğini tahmin ediyor.
Fed'in mayıs ayı toplantısında politika faizini değiştirmeyeceğine kesin gözüyle bakılırken, Fed Başkanı Jerome Powell'ın sözle yönlendirmeleri de yakından takip edilecek.
Açıklanan makroekonomik verilerden gelen karışık sinyaller bankanın yol haritasına ilişkin belirsizlikleri artırırken, daralan ABD ekonomisinin faiz indirimlerini destekleyeceğine dair ihtimaller öne çıkmaya devam ediyor ve enflasyonist baskıların indirim ihtimallerini olumsuz etkileyebileceğine dair senaryolar da masada bulunuyor.
Uzmanlar, bir taraftan Fed'in, ülke ekonomisinin zayıflamasıyla yılın ikinci yarısında faizlerde indirime gidebileceğini öngörürken, diğer taraftan stagflasyon endişelerinin faiz indirimlerini sekteye uğratabileceğini tahmin ediyor.
Rabobank Kıdemli ABD Stratejisti Philip Marey, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "İş gücü piyasasındaki zayıflığın Fed, Federal Açık Piyasa Komitesini (FOMC) muhtemelen haziran ayında bir indirim daha yapmaya ikna edeceğini düşünüyoruz. Daha sonra, tarifelerin enflasyonist etkisinin ve daha sıkı sınır güvenliğinin, faiz indirim döngüsünde uzun süreli bir duraklamaya neden olmasını bekliyoruz." dedi.
FOMC'nin mayıs ayı toplantısında politika faizini sabit tutmasının beklendiğini belirten Marey, Powell'ın mayıs ayındaki toplantının canlı bir toplantı olmadığını açıkça belirttiğini ifade etti.
Marey, FOMC'nin faiz indirimi yapmak için acele etmediğini, hükümet politikası ve bunun ekonomi üzerindeki etkisi hakkında daha fazla netlik için sabırla beklediğini aktardı.
Son iki haftada açıklanan ekonomik verilerin de mayıs toplantısının canlı bir toplantı olmasını gerektirecek bir durum oluşturmadığını dile getiren Marey, 1. çeyrekteki negatif büyüme rakamının büyük ölçüde tarife beklentisiyle yapılan ön yüklemeler sonucu ithalatta yaşanan artıştan kaynaklandığını vurguladı.
Marey, "Fed'in mayıs ayından sonraki kararları, tarifelerin olası etkisinden büyük ölçüde etkilenecek. Bu ay Ekonomik Projeksiyonlar Özeti'nde herhangi bir güncelleme olmayacak dolayısıyla haziran ayına kadar beklememiz gerekecek." diye konuştu.
Yakın zamanda ABD'de resesyon olasılığını yüzde 50'nin üzerine çıkarmaya karar verdiklerini belirten Marey, "Beklentimiz, stagflasyon çıkmazının Fed'in faiz indirimi döngüsünde bir duraklamaya yol açması yönünde." ifadesini kullandı.
"Fed, ABD hükümetinin faiz indirimi taleplerine kulak asmıyor"
ING Uluslararası Başekonomisti James Knightley, "Fed, kısa vadeli enflasyon endişelerinin harekete geçme alanını sınırlaması nedeniyle, ABD hükümetinin faiz oranlarını düşürme taleplerine kulak asmıyor. ABD ekonomisi soğuyor ve bu durum yılın ikinci yarısında büyük faiz indirimlerinin önünü açabilir." dedi.
ABD Başkanı Donald Trump ve Hazine Bakanı Scott Bessent'in politika faizini düşürme yönündeki açık baskısına rağmen Fed'in toplantısında politika faizinde değişikliğe gitmesinin beklenmediğini söyleyen Knightley, "Büyüme, enflasyon ve istihdam görünümü şu anda belirsiz. Birinci çeyrekte GSYH azaldı ancak bu durum şirketlerin gümrük vergilerinden kaçınmak için yabancı mal alımlarını öne çekmesiyle ithalattaki artıştan kaynaklandı. Ancak şu anda yurt dışından yapılan sevkiyatların hızla yavaşlamasıyla birlikte yeni mal siparişlerinde ciddi bir düşüş görüyoruz." değerlendirmelerinde bulundu.
Knightley, tarifelerin ekonominin hassasiyet durumunu etkilediğini ve belirsizlik uzadıkça bunun daha da belirgin hale gelme riskinin açıkça görüldüğünü belirtti.
Hane halkının daha yüksek fiyatların harcama güçlerini kısıtlayacağından endişe duyduğunu ve aynı zamanda hükümetin harcama kesintileri nedeniyle iş konusunda ve bazı haklara erişim konusunda kaygıların yoğunlaştığını ifade eden Knightley, şu ifadeleri kullandı:
"Fiyatlar, gelirler ve hane halkı harcamaları için zorluk çıkan konular olarak öne çıkarken, iş dünyasının daha gergin olması da pek şaşırtıcı değil. Bu durum, Federal hükümetin harcamaları önemli ölçüde azaltmanın yollarını aradığı bir dönemde işe alımların ve yatırım harcamalarının daha yavaş gerçekleşeceğine işaret ediyor."
Ayrıca, soğuyan iş piyasasının ücret artışlarını sınırlamasının beklendiğini ifade eden Knightley, şunları kaydetti:
"Bu nedenle 2022'de ABD enflasyonunu yüzde 9'un üzerine çıkaran ikinci tur fiyat etkileri olmayacaktır. Konut enflasyonu da 2026'nın başlarında hikayeye hakim olmaya başlayabilir. Konut, çekirdek TÜFE sepetinin yüzde 40'lık ağırlığına sahip ve daha zayıf bir ekonomi, Cleveland Fed'in yeni kiracı kira serisinin zaten yıllık bazda düşmesiyle birlikte ev sahiplerinin fiyatlandırmada daha muhafazakar olmaları anlamına gelebilir. Hizmet sektörü enflasyonundaki düşüş ve tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisinin gelecek yıl azalması, Fed'in enflasyonun 2026 sonuna doğru hedefe döneceğine giderek daha fazla güveneceğini gösteriyor. Bu, yılın ikinci yarısında 100 baz puanlık faiz indirimlerine kapı açabilir. Riskler ekonomik zayıflığa karşı faiz indirimleriyle daha agresif bir yanıt olacağı tarafına doğru evrilmiş durumda."
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.