ATB Başkanı Bilgiç: Tarla kiralama ve boş bırakma arttı, tekelleşme riski var

ATB Başkanı Şahin Bilgiç, tarla kiralama ve boş bırakmaların arttığını, finansmana ulaşamayan ve devletten yeterli destek alamayan çiftçilerin üretim sürecinden tamamen çıkabileceğini söyledi. Bilgiç, tarlaları kiralayanların ise tüccar ve büyük miktarda üretim yapanlar olduğunu vurgulayarak, “Daha önce 100 çiftçinin geçim sağladığı yerde 10 kişi üretim yapıyor. Tekelleşmenin önü açılıyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ATB Başkanı Bilgiç: Tarla kiralama ve boş bırakma arttı, tekelleşme riski var

Eray ŞEN / ADANA

Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç, tarımda yaşanan sorunların ciddi sonuçları olabileceği uyarısında bulundu. Üretim maliyetini karşılayamayan çiftçinin tarlasını kiraya verdiğini ya da boş bıraktığını söyleyen Bilgiç, tarımsal desteklerin erken ödenmesi, finansmana ulaşımın sağlanması, planlı üretime acilen başlanması ve tarım ürünlerinde dışa bağımlılıktan uzak durulmasını istedi.

EKONOMİ Adana Bölge Müdürü Selçuk Altun’a açıklama yapan Bilgiç, ‘sahanın içinde’ bir insan olarak tarımda yaşanan sorunları anlattı. Bilgiç, “Tarımın başkentinin, Türkiye’nin en önemli borsasının başkanlığını yapıyorum. Özeleştiriyi yapmadığım zaman, üzerime yüklenen sorumluluğu yerine getirmemiş olurum. Ben konuşmadığım zaman kim konuşacak?” ifadesini kullandı.

Tarımda üretim planlaması konusunda Bakanlığın bir çalışma yaptığını hatırlatan Bilgiç, “Henüz bunun neticelerini almış değiliz. Bu planlamayı yapmadığınız zaman bazı ürünlerde yeterli üretim yapamıyorsunuz, bazı ürünlerde de ihtiyaçtan fazla üretiyorsunuz. Bu sefer içerideki dengeyi bozuyorsunuz” diye konuştu. Adana’da 20 yıl önce 10 birim olan narenciyenin plansızlık nedeniyle 50 birime çıktığını anlatan Bilgiç, şöyle devam etti:

“Gıdada dışa bağımlılık vahim sonuçlar getirir”

“Narenciyeye de ihtiyacımız var ama daha çok tarla ziraatına ihtiyacımız var. Mısıra, buğdaya, soyaya, ayçiçeğine, arpaya, tahıl ürünlerinin tamamına ihtiyacı olan ülkeyiz. Tahılda sürekli dışa bağımlı olamazsınız. Gıdada, beslenmede dışa bağımlılık vahim sonuçlar getirir. Dışarıda üretilen ürün GDO’lu mu bilmiyorsunuz. Genleriyle oynaya oynaya ürünlerin yapısını değiştirdiler. 500 kilo yerine 800 kilo alalım dediler. Sağlıklı olmadığı zaman isterseniz 1.800 kilo alın, bir şey ifade etmiyor.”

“Tarıma ayrılan bütçe GSYH’nin yüzde 1’i”

Tarım politikasının baştan aşağıya değişmesi ve bütçenin artırılması gerektiğini kaydeden Bilgiç, şöyle devam etti:

“Tarımla ilgili iyi çalışma yapacaksanız, tarımın ciddi bütçesinin olması lazım. Bütün sorunlar ciddi bütçe oluşturamadığımızdandır. GSYH’nin yüzde 3’ünün destek olarak verilmesi Anayasada var ama biz yüzde 1’lerdeyiz. Yüzde 5’e kadar da çıkabilir, eğer dışa bağımlı olmaktan ülkeyi tamamen kurtaracaksanız, tarımsal ihracatla Avrupa’yı da besleyeyim diyorsanız, iddia ediyorum; Çukurova toprakları sadece Türkiye değil Avrupa’yı besler ama şu anda ciddi sıkıntılarımız var. Vatandaş üretimden kaçıyor. Tarlasını kiraya veren insanlar çoğaldı. Bana gelip diyorlar ki; karpuza 8 bin liraya dönümünü veriyorum, çünkü karpuz eksem dönüme bu kadar kazanamam. Mısıra da 6-7 bin lira tarla kirası veriliyor. 100 dönüm tarla 700 bin lira.100 dönüm tarladan bu parayı kazanamam diyor. Kiraya tutan adam, ‘ekmiyorum’ dediği zaman üreticinin bir daha oraya dönmesi zor. Çukurova’da pamuğun azalmasının sebebi budur.”

Bilgiç, tarla kiralayanların konumunu ise şöyle değerlendirdi: “Kiralayanlar ise büyük üretim yaptıranlar. Bu ortamda işi tabana yaymayı bırakıyorsunuz, artık tekelleşme başlıyor. Burada 100 tane çiftçi varsa, 10’a düşüyor. Patates, karpuz tüccarlığı yapan adam ektirmeye başlıyor. Üretici sayısını düşürüyorsunuz. Yani tekelleşmenin önüne de geçmeniz lazım. Çünkü köyde 40-50 dönüm eken adam şehre gelmeye çalışıyor. Bu denge bozuldu.”

“Tarımsal destekte havuz modeli uygulansın”

ATB Başkanı tarımsal destekler konusunda şu görüşleri dile getirdi: “Üretici 10 liraya mal ettiğini 7 liraya satıyorsa, 3 lirasını destek olarak vermek zorundasınız. Her yıl vermek zorunda değilsin. Ürün para ettiği zaman destek verme ama para etmediği zaman vatandaşın sürdürülebilir tarımını sağlatman için vermen lazım. Mesela soya bugün 17 liraydı, ama 11-12 lira ile başladı. Soya 15 liranın altında olduğu zaman aradaki farkı, piyasası 11 lira ise 4 lirayı destek olarak vermek zorundasınız. Diyelim soya 20 lira oldu, o dönem ayırdığın desteği havuza atarsın, önümüzdeki yıl başka desteğe ihtiyaç olduğu zaman orada kullanırsın, havuzda para birikir.”

“Üreticinin yüzde 80’i krediye ulaşamıyor”

Çiftçinin finansmana ulaşmada ciddi sıkıntı yaşadığını anlatan Bilgiç, “Vatandaşın ekip biçmekten kaçışının, tarlasını kiraya vermesinin sebeplerinin başında finansman geliyor. Ziraat Bankası’ndan düşük faizli krediler var ama yeterli değil. Ayrıca Tarım Kredilerin tohum, gübre, ilaç desteklerini herkese açması lazım. Belki yüzde 10-15’i ulaşıyor ama yüzde 80’i bu desteklere ulaşmıyor” yorumunu yaptı.

“Tarım Bakanından rica ediyorum, destekleri şimdi ödeyin”

Tarımsal destek zamanının önemli olduğunu bildiren Bilgiç, şöyle konuştu: “Adana’da üretim zincirimiz nisanla beraber başladı. Erkenci patates ve soğan hasadı devam ediyor. Nisan sonu, mayıs başı, Japon eriği ve nektarin gibi sert çekirdekliler başlar. Arkasından buğday, sonra ayçiçeği, mısır ile devam edecek. Bu dönemde üreticinin can suyuna ihtiyacı var. Tabiri caizse üreticinin ‘dama’ dediği, nefesinin tükeneceği bir dönem. Tarım Bakanına rica ediyorum; destek ödemeleri şimdi yapılmalı. Mazot mu gübre mi hangi desteği verecekseniz erkenden yapmanız lazım. Can suyu olmadığı zaman bu insanlar tefeciye gidiyor.”

 

Şehirler