“Gıda sanayisi gelişirse, tarımdan elde edilecek gelir de artar”

BURSA (DÜNYA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi Gıda – Tarım ve Hayvancılık Sektörü Genel Toplantısı’nın konuğu, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Vural oldu. Toplantıya MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Nihat Alpay, BUÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, TKDK Bursa İl Koordinatörü Ömer Berksun ile BUÜ Ziraat Fakültesi öğretim görevlileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda MÜSİAD üyesi katıldı.

“Tarım insan sağlığını yakından ilgilendiriyor”

Toplantının açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Nihat Alpay, “Ülke ekonomisine katkı sağlayan, bütün üretim kalemlerinde insanlığa konfor ve refah sunmanın bir karşılığı var. Tarım ve gıda sektöründe ise bunun karşılığı insan sağlığı. İnsanlığı çok yakından ilgilendiren bu sektörde yeteri kadar ürünü, sağlıklı bir şekilde üretmeyi nasıl başarabileceğimizi bugün değerli hocamızdan dinleyeceğiz” dedi.

Türkiye’de kentleşmenin hızlı bir şekilde yaşandığına dikkat çeken MÜSİAD Bursa Şubesi Gıda – Tarım ve Hayvancılık Sektör Başkanı Tahsin Büber, “Devletimiz profesyonel tarım üreticilerine önemli destekler sağlamakta. Fakat köylünün konforunu sağlayacak, köyden kente göçü engelleyecek ve köylünün kendi kendine yetecek şekilde üretmesini sağlayacak geleneksel tarım ve hayvancılık için de teşvikler sunulmalı. Böylece hem kırsaldan kente göçü engelleyebilir ve tarımsal üretimde de önemli kazanımlar sağlayabiliriz” diye konuştu.

“Türkiye’nin ana sektörü tarımdır”

‘Türkiye Tarımı ve Gelişimi’ konulu sunumuyla MÜSİAD Bursa Şubesi üyeleriyle bir araya gelen BUÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Vural, Türkiye’nin 140 ülkeye tarım ve gıda ürünleri ihracatı gerçekleştiren, önemli bir tarım ülkesi olduğuna dikkat çekerek; gıda sanayiye yapılacak yatırımlarla, ihracat rakamlarının daha da artabileceğini söyledi. Prof. Dr. Vural, “Tarımın, milli gelir içindeki payı yüzde 5 ve istihdama katkısı yüzde 17. Bu rakamlar az gözükebilir ancak, üretime bağlı sanayinin yüzde 50’sine yakını tarımsal ürünlerden besleniyor. Bunu da göz önünde bulundurursak Türkiye’nin ana sektörü tarımdır. Yaptığımız ihracatın çoğunu, işlenmemiş gıda ürünleri olarak gerçekleştiriyoruz. Burada gıda sanayinin önemi ortaya çıkıyor. Biz tarımsal ürünlerimizi işleyerek, ihraç edersek, tarımın ihracattaki payı da artacaktır. Böylece hem sanayicimiz, hem çiftçimiz, hem de ülkemiz kazanacaktır” ifadelerini kullandı.

“Eski tarz pazarlama yapıyoruz”

Türkiye’de tarımsal ürünlerin pazarlanmasına önemli eksikliklerin olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Vural, “2006 yılından itibaren iyi tarım ve kontrollü kimyasal kullanımında önemli adımlar atıldı. Bunun sonuçlarını almaya başladık. Fakat hala eski tarz pazarlama yapılıyor. Bir ürün tarladan hale gelene kadar 2 – 3 aracıdan geçiyor. Bu pazarlama sorununu ancak kooperatifleşmeyle ya da üretici birliklerinin bu alanda gerçekleştireceği çalışmalarla giderebiliriz” dedi.

“Türkiye’nin geleceği küçükbaş hayvancılıkta”

Türkiye’de tarım ve hayvancılığın geleceğine dair değerlendirmelerde de bulunan Prof. Dr. Hasan Vural şöyle konuştu; “Ülkemiz coğrafi özellikleri, toprak ve yetişen bitki türleri olarak büyükbaş üretimine çok uygun değil. Hayvan yetiştiricilerimiz dışarıdan aldığı besinle hayvanını yetiştirmeye çalışıyor ve bu da maliyet artışına neden oluyor. Ancak son yıllarda küçükbaş hayvan üretiminde büyük artış var. Ben Türkiye’nin coğrafi özelliklerini de göz önünde bulundurduğumda, hayvancılıktaki geleceğimizi küçükbaşta görüyorum. Bir tarım ülkesi olarak Türkiye’nin, tarım üretimindeki teknolojilerde geri kaldığını düşünüyorum. Günümüzde, dünyada sürdürülebilir, dijital tarıma geçiş var. Bu gelişmeleri yakından takip ederek, bizim de bu teknolojileri kullanmaya başlamamız lazım.”