'Piyasalardaki deprem enflasyonu, üretim ve istihdama olumsuz yansıyor'

Şanlıurfa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim, 6 Şubat depremleri ve hemen ardından kenti vuran sel afetinin ardından yaraların ulusal ve uluslararası destek programları ile sardıklarını belirtti. Başkan Yetim, piyasalarda yaşanan deprem enflasyonunun hem üretim hem de istihdama olumsuz yansıdığını belirterek sosyal yardımların düzenlenmesi ve denetimlerinin artırılması çağrısı yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
'Piyasalardaki deprem enflasyonu, üretim ve istihdama olumsuz yansıyor'

MEHMET NABİ BATUK/ŞANLIURFA

Deprem afetinin ülke ekonomisine maliyetinin 103 milyar dolar olduğunu belirten Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO)  Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim, doğrudan veya dolaylı olarak 14 milyon civarında insanın afetten etkilendiğini söyledi. Şanlıurfa’nın da depremden aktif olarak etkilenen kentler arasında yer aldığını ifade eden Mehmet Yetim, 31 Temmuz’a kadar şehrin deprem illeri adına ilan edilen Mücbir Sebep Hali kapsamında değerlendirildiğini aktardı.

Söz konusu uygulamaların kaldırılmasıyla birlikte kent ekonomisinin toparlanma hızının yavaşladığını dile getiren Başkan Yetim, “Kentimiz 6 Şubat depremlerinden sonra büyük bir sel felaketine de maruz kaldı. Art arda gelen her iki doğal afet de ilimize büyük bir mali yük getirdi. İlimizin en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Bahçelievler semtinde sadece kurumumuz Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası’na (ŞUTSO) kayıtlı 900 civarında işletme zarar gördü ve yaralarını sarmaya, zararlarını telafi etmeye çalıştı. Biz de Oda olarak işletmelerimizin ihtiyacı ve en önemli sorunlarından olan finansmana erişim sorununu çözmek için çabaladık. Gerek KOSGEB gerek Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliği ile yürüttüğümüz teşvik, destek ve hibe programları kapsamında firmalarımıza sunulan milyarlarca lira destekle yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın sürdürülebilirliğini sağlamaya çalıştık. Mevcut durumda da yaptığımız faaliyetlerle ilimiz yatırımcılarını bu tür programlardan haberdar etmeye ve yönlendirmeye devam ediyoruz. Dolayısıyla, ilimiz ekonomisini kısa sürede ayakta tutmayı ve devamlılığını sağlamayı başardığımızı söyleyebilirim. Depremin ve piyasalarda oluşan afet enflasyonunun sanayi ve tarımsal üretimde olumsuz etkisi olmakla birlikte, özellikle girdi maliyetlerinde yaşanan artış üretimi ve istihdama olumsuz yansımaktadır. Bu nedenle devam eden sosyal yardımların düzenlenmesi ve denetimlerinin artırılmasını bekliyoruz” dedi.

Barınma sorunları deprem enflasyonu olarak piyasalara yansıyor

Şanlıurfa’nın Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya gibi illere göre insan kaynağı anlamında büyük bir kayıp yaşamadığını sözlerine ekleyen Mehmet Yetim, kentte yıkılan bina sayısı her ne kadar görece az olsa da ağır ve orta seviyelerde hasar alan binlerce bina bulunduğunu aktardı. Depremde hasar alan yapıların yüzde 86’sının yıkım işlemlerinin tamamlandığını aktaran Yetim, “Hasarlı binaların fazla olması barınma sorununa neden oldu. Bununla birlikte özellikle komşu ilimiz Adıyaman’dan ilimize büyük bir göç oldu. Bu da beraberinde ciddi bir barınma sorunu getirdi. Şu an bu sorununun büyük oranda çözüldüğünü, hâlihazırda ilimizde 580’den fazla deprem konutunun yapımının devam ettiğini söyleyebiliriz. Ancak, depremin etkisiyle konut ve kira fiyatlarında büyük bir artış oldu. Bu da birçok depremzede aileyi zor bir süreçle baş başa bıraktı. Barınma sorunundan bahsetmişken, yürütülecek yeniden imar çalışmaları da ekonomimize büyük bir mali yük olacak” diye konuştu.

Depremin ardından bölgede oluşan göç hareketliliğinin istihdam politikalarını olumsuz etkilediğini kaydeden Mehmet Yetim, şöyle devam etti: Özellikle Adıyaman başta olmak üzere, komşu illerden gelen depremzedeleri burada istihdam etmeye çalıştık. Genel anlamda da yüzde 40’larda seyreden istihdamımızın Türkiye’nin ortalaması altında olduğunu, işsizlik oranının ise yüzde 11-12’lik oranla Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu söylemek mümkün. Tabii ki istihdamımızı artırmak, işgücü piyasamızı güçlendirmek, nitelikli çalışan açığımızı kapatmak adına da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda odamıza bağlı olan Şanlıurfa Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Merkezi’ndeki (ŞUTGEM) eğitimlerin sayısını artırdık. Burada ayakkabıcılık, kaynakçılık, tekstil ve hazır giyim, plastik enjeksiyon ve bilişim gibi alanlarda verilen eğitimlerle iş dünyamızın ihtiyaç duyduğu kalifiyeli personel yetiştirip istihdam ediyoruz.”

Şanlıurfa deprem bölgesinde ihracatını artıran tek il oldu

Şanlıurfa’nın deprem illeri içinde ihracatını artıran tek il olduğuna vurgu yapan Başkan Yetim, Ticaret Bakanlığı verilerine göre, kentin 2023 yılında 450 milyon dolar dış ticaret hacmi yakaladığını söyledi. Kentten yapılan ihracatın daha yüksek miktarda olduğunu ifade eden Yetim, “İhracat potansiyeli 2-3 kat daha fazladır. Ancak ilimizde bir İhtisas Vergi Dairesi’nin olmaması nedeniyle birçok firmamız, KDV iadesinin etkin ve hızlı bir şekilde sağlanması için işlemlerini komşu ilimiz Gaziantep üzerinden yapmakta, bu da tabii ki, şehir ihracatımızı ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Bununla birlikte ilimizin toplam ihracatının yüzde 30’u civarında başka illerdeki gümrüklerden çıkış yapmaktadır. Elbette bu da ihracat oranımız açısından bize menfi bir şekilde yansımaktadır. Ancak her halükarda ihracatımızı artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Organize sanayi bölgelerine yönelik girişimler hızlandırılmalı

Önümüzdeki yıl için de genel anlamda en büyük beklentilerinin enflasyonun düşürecek adımların devam etmesi, küresel ve ulusal çapta yaşanan ekonomik sorunların çözülmesi ve buna bağlı olarak sektörel büyüme adına girdi maliyetlerinin mümkün mertebe minimum seviyeye indirilmesi olduğunu kaydeden ŞUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim, “İş dünyamızın en büyük sorunlarından olan finansmana erişim sorunlarının çözümü ile ilimizin ihtiyacı olan yatırım, üretim, istihdam ve ihracat sorunları çözüme kavuşturulabilir. Somut olarak söylemek gerekirse, Organize Sanayi Bölgemizin büyütülmesini bekliyoruz. Aynı zamanda büyük bir güneş enerjisi potansiyeline sahip ilimizde “Yenilebilir GES İhtisas Endüstri Bölgesi”nin kuruluş çalışmalarının hızlandırılmasını bekliyoruz. Turizm alanında ise Göbeklitepe, Karahantepe, tarihi kent merkezindeki temel altyapı yatırımlarının artırılması da kentimin ekonomik toparlanma mücadelesine olumlu yansıyacaktır. Yine tarım kenti olan ilimizde tarıma dayalı ve yaşadığımız dönemin ruhuna uygun olarak dijitalleşmeye dayalı sanayinin gelişmesi adına daha çok hibe, teşvik ve destek programlarının sunulmasını bekliyoruz. Bu tür programlardan yararlanma şartlarının kolaylaştırılması da özellikle kırsaldaki küçük üreticilerimizin büyümelerine önemli katkı sağlayabilir. İhracat potansiyelimizin gerçek seviyeye gelmesi adına da kentimizde bir an önce bir İhtisas Vergi Dairesi’nin ilimizde kurulması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.