Tarsus’ta tarımsal rekoltede büyük düşüş var
Don olayları ve dolu yağışlarının sert çekirdekli meyvelerde verim düşüklüğü ile rekolte kaybına neden olduğunu belirten TTB Başkanı Mustafa Teke, kuraklık nedeniyle buğday üretiminin de en az yüzde 50 azalabileceğini söyledi. Teke, tarımın sürdürülebilirliği için yağmur hasadı ve kapalı sulama sistemi gibi projelerin teşvik edilmesini istedi.

ADNAN AÇIKGÖZ/TARSUS
Tarsus Ticaret Borsası (TTB) Başkanı Mustafa Teke, ilçedeki tarımsal üretimi değerlendirdi. Günümüzde tarımı tehdit eden birçok unsurun bulunduğunu kaydeden Teke, en önemli sorunların iklim değişikliği temelli doğal afetlerden kaynaklandığına dikkat çekti. Kış ve bahar aylarında etkili olan don ile dolu yağışlarının ardından şimdi de kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Teke, “Don ve dolu, sert çekirdekli meyveler başta olmak üzere, zeytin ve bazı sebzelere büyük zarar verdi. Özellikle çiçeklenme döneminde yaşanan bu olaylar, verim düşüklüğüne ve kalite kaybına neden oldu. Soğuktan yanıp kuruma noktasına gelen narenciye ağaçlarında derin budama yapılması gerek. Geçmiş yıllarda 1 dönüm şeftali ve kayısı bahçesinden ortalama yüzde 80-90 verim alınırken, bu sene bu oran bazı bölgelerde yüzde 40-50’ye kadar geriledi. Periyodisite sebebiyle zaten az olması tahmin edilen zeytin rekoltesindeki kayıp, yüzde 30-40’lara ulaştı. Net rakamlar hasat sonrasında ortaya çıkacak ancak ilk değerlendirmeler ışığında ciddi düşüş bekliyoruz. Özetle 2027’ye kadar ağaçlarımızdan istediğimiz rekolteyi alamayacağız” dedi.
Yağışlar azaldı, kaynakların seviyesi düştü
Son 5 senede ortalama 130 bin ton buğday ürettiklerini aktaran Teke, iklim değişikliği ve kuraklık etkisiyle rekoltenin dalgalı seyrettiğini kaydetti. Bu yıl yağışların az olmasından dolayı verim kaybı yaşadıklarını dile getiren Teke, “Kırsalda dönüme 100 kilo buğday alınırken, en iyi ova topraklarında dahi 500 kilo civarında ürün hasat edildi. Bu ürün özelinde rekolte kaybı yüzde 40-50 seviyelerinde, belki de daha fazla olabilir. İlçemize nisandan sonra kademeli su verilmeye başlandı. Su kaynaklarımız üzerindeki baskı giderek artıyor. Yer altı su seviyelerindeki düşüş ve yüzey su kaynaklarının azalması, orta vadede daha sert uyarıların gündeme gelebileceğini gösteriyor. Bu konuda dikkatli ve planlı olunmalı” diye konuştu.
“Nöbetleşe sulama yapıyoruz”
Kuraklık tehlikesinin boyutuna işaret edip tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması için geniş kapsamlı projelere ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Teke, “Maalesef, korktuğumuz günler çok yakında. Mevsimsel yağışları artık alamıyoruz. Şuan nöbetleşe sulama yapıyoruz. Türkiye’nin su stresi seviyesi 2040’da 4,27 olacak, oran yüksekten çok yükseğe çıkacak. Böylece Türkiye, 161 ülke içinde su stresinin en yoğun yaşandığı 27’nci ülke olacak. Yağmur hasadı ve kapalı sulama sistemleri gibi projelerin teşviki çok önemli. Devlet destekli projelere, üretici bilgilendirmelerine ve hibe programlarına ihtiyaç duyuyoruz. Zira vahşi sulamadan modern sulamaya geçişin hızlandırılması en öncelikli ihtiyaç. Etkili bir su yönetimi oluşturulup, ürün deseni havzalardaki su durumuna göre planlanmalı” ifadelerini kullandı.
"Tarıma özel, düşük fiyatlı enerji talep ediyoruz”
Öte yandan gerek üretim gerekse hasat sonrası tarımsal işlemlerde kullanılan elektriğin çok ciddi bir maliyet yükü oluşturduğunu vurgulayan Teke, son dönemdeki fiyat artışları ve tarife düzenlemelerinin ardından, yaz aylarıyla birlikte faturaların daha da ağırlaşacağını kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Tarıma özel, düşük fiyatlı enerji talep ediyoruz. Sulamadan depolamaya, paketlemeden aydınlatmaya kadar, tarımsal faaliyetleri kapsayan tüm işletmeler için düşük fiyatlı ve ayrıcalıklı elektrik abone grupları oluşturulmalı. Söz konusu uygulamanın hayata geçirilmesi üretim maliyetlerinin azaltılmasına ve gıda arz güvenliğine önemli katkı sağlayacaktır.”
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.