“Ticaretin ayağa kalkması için işyerlerinin hızlıca tamamlanmasını bekliyoruz”
Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, 6 şubat depremlerinde yapı stokunun aldığı zararda Hatay’dan sonra 2’nci, iş yeri zararı olarak da 1’inci sırada olduklarını anımsatarak, “Konutların ve özellikle iş yerlerinin hızlıca tamamlanmasını bekliyoruz. Ticaretini ayağa kaldıramadığımız bir şehrin toparlanmasını beklemek yanlış olur” dedi.
MALATYA / EKONOMİ
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde yaptığı açıklamada kentte nitelikli personel sorunun büyümeye devam ettiğini aktardı. Nitelikli personel kaybı nedeniyle ihracatçı firmaların derin yara aldığını ifade eden Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, işletmelerin en önemli ihtiyacının da sürdürülebilir finans desteklerine erişim olduğunu belirtti. ‘İki yılı geride bıraksak da acımız, hüznümüz ve psikolojik yıkıntımız hala dün gibi” diyen Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Bir taraftan yıkımların bir taraftan inşa faaliyetlerinin devam ettiği, sorunların çözüm, insanların umutla yarını beklediği günler geçiriyoruz. Yapı stokunun aldığı zararda Hatay’dan sonra 2’nci, iş yeri zararı olarak da 1’inci sıradayız. Adeta şantiyeye dönmüş şehrimizde, 55 bini şehir merkezinde olmak üzere 100 bin vatandaşımız ve 3 bin 500 esnafımız, 3. kışını konteynerlerde geçiriyor. 103 bin bağımsız konuta ve iş yerine ihtiyacımız var. Ancak, şuana kadar kurası çekilen konut sayısı sadece 26 bin 305. İhtiyacın yüzde 25’ine tekabül ediyor, anahtar teslimi oranı ise daha düşük. Teslim edilen iş yeriyse hiç yok. Konutların ve iş yerlerinin hızlıca tamamlanmasını bekliyoruz. Bakanlarımız 2025 sonu itibariyle tüm konut ve iş yerlerinin teslim edileceğini söylüyor. Bizim de temennimiz bu yönde. Özellikle iş yerlerinin bir an evvel adaletli bir şekilde teslimini bekliyoruz. Ticaretini ayağa kaldıramadığımız bir şehrin toparlanmasını beklemek yanlış olur” dedi.
Nitelikli personel kaybı ihracatçıları olumsuz etkiliyor
Kentin ciddi bir nitelikli göç verdiğini ve yeni göçlerin sürdüğüne dikkat çeken Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “TÜİK’in açıkladığı resmi rakamlara göre deprem sonrası Malatya’dan 102 bin 621 kişi nüfusunu başka şehirlere aldı. Nüfusunu almadan gidenlerle bu sayısının 200 bini bulduğunu ön görüyoruz. Organize Sanayi Bölgemiz çok şükür depremde ayakta kalmayı başardı. Ancak, fabrikalarımızı etkileyen en önemli etken personel sorunu oldu. OSB’mizde deprem öncesi 42 bin olan personel sayısı şuanda 30 bine düşmüş durumda. OSB başta olmak üzere şehrimizde acil beyaz ve mavi yakalı personellere ihtiyacımız var. OSB’mizdeki personel sorunu üretim kapasitesini ve şehrimiz ihracatını olumsuz yönde etkiliyor. Deprem öncesinde yıllık 455 Milyon dolar olan ihracatımız, depremin etkisiyle 2023’te %13 düşüşle 392 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2024 yılına baktığımızda; 2023’e göre %8,7 artışla 426 milyon 320 bin dolar olarak gerçekleştirdik. Dikkat ettiyseniz; depremin yaşandığı 2023 yılına göre ihracatımızı arttırsak da deprem öncesi seviyeye hala ulaşamadık. Daha net toparlanmayı 2025’te ve 2026’da göreceğiz. 2025 yılı hedefimiz 500 milyon doları aşmaktır. Tüm sorunlara rağmen üretmeye ve ihraç etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“Depremzede işletmelerin finans desteğine ihtiyacı var”
Depremden en çok etkilenen Malatya, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş ile Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçeleri için sağlanan en önemli devlet desteğinin mücbir sebep hali olduğunu ifade eden Başkan Sadıkoğlu, şöyle devam etti: “Mücbir sebep hali 30 Kasım 2024 tarihinde sona ermişti. Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, TBMM’nin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak 2022 yılı sonu itibarıyla cirosu 2,5 milyon liranın altında olan firmaların mücbir sebep halinin 31 Mayıs'a kadar uzatılmasını kararlaştırdı. Bakanımıza teşekkür ediyoruz ancak açıklanan sürenin ve kapsamın beklentimizi karşılamadığını da vurgulamak istiyorum. Adeta şantiyeye dönmüş şehirlerimiz için 6 ay neyi çözebilir? Bu konuda çok mücadele verdik. 5 yıl sürmesi talebimiz defaten dillendirdik. Kısa süreli uzatmalar tedavi değil, pansuman niteliğindedir. Depremde gerek fiziki gerekse ekonomik olarak derin yaralar almış şehirlerimizin ayağa kalkabilmesi için pansumana değil yaralarını saracak uzun vadeli desteklere ihtiyacımız var. Daha kapsayıcı ve gerçekçi desteklere ihtiyacımız var. Özellikle depremzede firmalara hızlıca finans desteği sunulmalıdır. Acil nakit desteğine ihtiyacımız var. Bizler faizsiz krediler beklerken, ticari kredilerde faizler %50’yi aşmış durumda. Mevcut maliyetler ile krediye erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Bu durum şirketler üzerinden ciddi baskı oluşturuyor.”
g
TOKİ eliyle inşa edilen deprem konutları hızla yükseldiğini ancak anahtar teslim oranının çok düşük seviyelerde olduğuna dikkat çeken Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Tamamlanan ve teslimi yapılan işyeri ise henüz yok. Gidenlerin geri dönüşünü hızlandırmak için, yerinde dönüşümü hızlandırmamız gerekiyor. Rezerv alan dışında kalan imarlı parsellerde yerinde dönüşüm için verilen 750 bin TL hibe, 750 bin TL kredi, toplam 1 milyon 500 bin TL destek ödemesi günümüz maliyetleri karşısında yetersiz kalıyor. En az 1 milyon TL de kendisi ayarlamak zorunda kalan vatandaşlar, yerinde dönüşümden geri çekiliyor. Meslek komitelerimizden aldığımız bilgiye göre şuanda ortalama 120 metrekare bir dairenin maliyeti 2,5 milyon TL’yi buluyor. Ve bu maliyet her geçen gün artıyor. Hem devletimiz hem de vatandaşımız için en doğru çözüm olan yerinde dönüşümün hızlandırılması için destek miktarları artırılmalı. Daire başı verilen hibe ve kredi destek tutarının toplam 2 milyon 500 bin TL’ye çıkarılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.