"Sürdürülebilir tanıtım ile Türk ürünlerini markalaştıracağız"

Nisan ayında yapılacak seçimlerde yeniden başkan adayı olan İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Adayı Melisa Tokgöz Mutlu, “Ülkemizde ürün ve lezzet çeşitliliği çok fazla. Bunu uluslararası fuarlarda gerek stant kurarak gerek restoran açarak gerekse de dijital tanıtımlarla artırmalı ve sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Bunun için elimizden geleni yapacağız” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
"Sürdürülebilir tanıtım ile Türk ürünlerini markalaştıracağız"

İmam GÜNEŞ

İhracatçılar, nisan ayında gözünü Türkiye genelinde yapılacak ihracatçı birlikleri seçimlerine çevirecek. Yapılacak seçimler sonunda toplam 61 ihracatçı birliğinde yeni yönetimler oluşacak. Tek liste ile seçime gidecek birliklerde seçim süreci sakin ilerliyor. Bu birliklerden biri de İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği. Birliğin başkanlığını yürüten Melisa Tokgöz Mutlu, yeni dönem için de adaylığını açıkladı. Cherry Valley Gıda’nın Genel Müdürü olan Mutlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Meyve Sebze Mamulleri Sektör Kurulu Başkanlığı’nı da yürütüyor.

Melisa Tokgöz Mutlu, yeni dönem projelerini ve sektörün önündeki fırsatları DÜNYA’ya değerlendirdi. Pandemi nedeniyle zorunluluktan aksayan tanıtım faaliyetlerini yeni dönemde artırmayı hedefl ediklerini söyleyen Mutlu, tüm sektörlerle el ele vererek uluslararası fuarlarda Türk ürünlerinin tanıtımını yapmayı ve en önemlisi bunu sürdürülebilir kılmayı planlandıklarının altını çiziyor. Gıda ürünlerinde firmaların değil ülkelerin markalaştığını kaydeden Mutlu, “Türkiye bu konuda çok avantajlı. 3,5 saatlik uçuş mesafesiyle 1 milyardan fazla insana ulaşabiliyoruz. Ülkemizde ürün ve lezzet çeşitliliği çok fazla. Bunu uluslararası fuarlarda gerek stant kurarak gerek restoran açarak gerekse de dijital tanıtımlarla artırmalı ve sürdürülebilir hale getirmeliyiz. Bunun için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullanıyor.

“10 yıl sonrasını planlamaya başlamalıyız”

“Bu çalışmaları yaparken 10 yıl sonrasını düşünerek hareket etmeliyiz. Çünkü önümüzde iklim krizi konusu var” diyen Mutlu, şu açıklamalarda bulunuyor: “Türkiye’nin önündeki en büyük tehdit gıda güvenliği ve sürdürebilir gıda tedariki. Su kullanımı da ciddi bir problem. Bugünü değil 10 yıl sonrasını konuşmaya başlamamız lazım. Önce ormanımızı korumalıyız. Çünkü orman suyu, su arıyı besleyecek. Ekosistemimiz çok kritik. Zincirinin biri kırıldığında tüm sistem etkileniyor. Bütün ürün gruplarında bu saatten sonra planlı üretime geçmek zorundayız. Tarladan sofraya kadar kayıpları engellemeliyiz. Hangi bölgede hangi ürünün yetiştireceğimizi iyi bilmeliyiz. Hem iç piyasayı hem de ihracatı düşünerek planlamalıyız. Küçük arazilerde yapmak istediğimiz tarımı yapıyoruz. Ancak büyük alanları da yönetmemiz lazım. Bu model hem maliyeti düşürür hem üretimi artırır.”

Yeni dönemde önceliklerinin Türk ürünlerinin tanıtılması ve markalaşması olduğunu dile getiren Mutlu, şöyle devam ediyor: “Tamamıyla ürün konseptli bir tanıtım hedefl iyoruz. Rakip ülkelerinin ihraç ettikleri ürünlerden hiçbir eksiğimiz yok. Hatta rakiplerimize göre güçlü manevra yetimizin olması avantaj. Müşterinin talebine uygun üretimi, üretim hatlarımızı bir gecede değiştirerek, istedikleri kriterlerde sağlayabiliyoruz. Diğer ülkelerle birlikte hareket edebiliriz. Biz şöyle bir anlayışla hareket edeceğiz: ‘Senin ekmeğinin yanında benim reçelim olur, senin cipsin yanında benim meyve suyum iyi gider’. Kutuplaştırıcı değil bütünleştirici olacağız. Türkler belli miktarda ürün üretir, ben de iyi ücrete satın alırım algısının yerine Türk ürünleri güvenilir ve kalitelidir algısını geliştireceğiz. Rakiplerimiz iklim krizi konusunda önlem almada gecikir, biz de kendimizi koruyacak projeleri hayata geçirirsek 10 sene sonra dünyanın en güvenilir tedarikçisi olabiliriz” şeklinde konuşuyor.

Japonya’daki potansiyeli, ihracata dönüştürmek istiyor

Başta Japonya olmak üzere Uzakdoğu pazarının çok önemli olduğunu vurgulayan Mutlu, şu bilgileri veriyor: "Her ülkenin kendi parametreleri var. Uzak ülkelere gidiyorsanız navlun ve tanıtım desteği de lazım. Japonya için bir proje başlatmıştık. Pandemi nedeniyle ertelendi. Japonya’nın 2020 yılında 650 milyar dolarlık ithalatı var. Bunu 70 milyar doları tarım ve hayvancılıkta. Biz 230 milyon dolarlık pay aldık. Ağırlıklı olarak balık tüketiyorlar ve bunun yüzde 22’sini Türkiye’den alıyorlar. Ama nihai tüketici bunu bilmiyor. 1,5 milyar dolarlık şarap ithalatı yapıyorlar, biz bu alanda yokuz. Potansiyel çok yüksek, iyi yerlere gidebiliriz. Bunun için tanıtım faaliyetlerini artıracağız. E-tanıtıma odaklanacağız."

"RUSYA PAZARINDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ"

TİM verilerine göre, geçen yılı yaklaşık 3,1 milyar dolarlık ihracatla kapatan yaş meyve ve sebzenin en büyük pazarı 1 milyar dolar ile Rusya. Ukrayna ise 217 milyon dolarlık ihracatla dördüncü büyük pazar konumunda. İki ülke arasında yaşanan savaşın ticaretlerine etkisini değerlendiren Tokgöz Mutlu, “Rusya, Ukrayna’ya göre çok daha büyük ve gelişmiş bir pazar. Rusya’ya çok fazla yatırım yaptık. Tanıtım gruplarının katkısıyla oluşturduğumuz bir hat var. Yatırımlarımızdan ve Rusya pazarından vazgeçmeyeceğiz” diyor.

Ajandasında neler var?

  • Türkiye’deki diğer sektörlerle de birlikte hareket ederek, uluslararası fuarlarda Türk ürünlerinin tanıtımını sürdürülebilir şekilde artırmayı hedefliyor.
  • Diğer ülkelerle iş birliği geliştirerek, damak zevklerine uygun olabilecek ürünlerin ihracatını artırmayı planlıyor. Bunun için kutuplaştırıcı değil bütünleştirici anlayışla hareket edecek.
  • Gıdanın önündeki en büyük tehdit olan iklim krizi için çalışmalar yapacak. Güvenilir gıda ve sürdürülebilir gıda tedarikinin tehdit yaratmaması için çaba sarf edilecek.
  • Başta Japonya olmak üzere Uzakdoğu’da potansiyeli yüksek ürünlerin ihracatı için tanıtım faaliyetlerini artırmayı amaçlıyor.
  • Rusya-Ukrayna savaşı ticareti etkilese bile en büyük ihraç pazarları olan Rusya’ya yapılan yatırımlarını karşılığını almak için yoğun faaliyetler yürütecek.