Eskişehir Şeker Fabrikası, 90’ıncı kuruluş yılını kutluyor

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat onayladığı projeyle 5 Aralık 1933 tarihinde hizmete giren Eskişehir Şeker Fabrikası, kuruluşunun 90’ıncı yıl dönümünü kutluyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Eskişehir Şeker Fabrikası, 90’ıncı kuruluş yılını kutluyor

ESKİŞEHİR / EKONOMİ

Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal eden meselelerden biri sanayileşmedir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında özellikle eksikliği en çok hissedilen mamullerin başında şeker gelmiştir. Şeker sadece sofraların değil nesillerin yetişmesinde en önemli besinlerin başında gelmektedir. Şeker pancarının zirai önemi; ekimi yapılan bölgede verimi artırmaktadır. Özellikle çapalama tekniği ile yapılan bu ekim sırasında toprağın havalandırılması, gübrelenmesi ve toprağın mukavemetini artırmasından dolayı ekim yapılan yerde verim artışı sağlanır.

Türkiye şeker pancarı üretiminde Cumhuriyetle birlikte başlamış ve genişlemiştir. Aslında Napolyon dönemi ile Avrupa’da şeker pancarı üretimi başlamış olup bundan evvel şeker kamışı kullanılmaktadır. Bu dönemlerde Osmanlı mutfağında yemeklerin tatlandırılması kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir gibi meyvelerden sağlanırdı. Dünya Şeker endüstrisi 20’nci yüzyılda ciddi şekilde büyümüş ve gelişmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki atılımlar diğer ülkeler ile kıyaslandığında az olsa da üretim zamanla gelişme göstermiştir. Özellikle I. Dünya Savaşı’ndan sonra şeker piyasasında bir gerileme olsa da Rusya, Danimarka, İspanya ve o dönemde var olan Yugoslavya şeker üretiminde ön sıralardaydı. Buralarda asıl kullanılan şeker, kamıştan yapılan şekerdir.

Şeker fabrikaları cumhuriyetin sanayi kaleleri arasında yer aldı

Cumhuriyetle beraber şeker üretimi milli bir meseleye dönüşmüştür. 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde belirlenen milli endüstriye dayalı ekonomik ilerleme ve gelişme amacının hayata geçirilmesi için peşi sıra yasalar çıkarılmıştır. 1925 yılında çıkarılan 601 sayılı yasa ile şeker fabrikalarından şeker üretimi ve satışından on yıl üretim vergisi ve yurtiçinde üretilen şekerden sekiz yıl tüketim vergisi alınmayacağına karar verilmiştir.  Şeker ithalatının zorlaştırılması, şeker fabrikası kuracak kişilere teşvik verilmesi, fabrika kurulumu sürecinde gerekli makinelerin ve araç gereçlerin gümrükten geçirilmesinde kolaylık sağlanması gibi kolaylık ve imtiyazlar yasanın kapsamındadır. Bu kanunla Türkiye’nin ilk şeker fabrikası için Uşak’ta Molla Ömeroğlu Nuri Efendi bir girişimde bulunmuştur. Bu esnada 22 Aralık 1925’te Alpullu Şeker Fabrikası’nın temeli atılmıştır. Devlet eliyle yapılan Alpullu Şeker Fabrikası’nın inşaası devam ederken Molla Ömeroğlu Nuri Efendi’nin girişimleri neticesinde 1926 yılında Türkiye iki şeker fabrikasına birden kavuşmuştur. 26 Kasım 1926 tarihinde Alpullu Şeker Fabrikası, 17 Aralık 1926 tarihinde de Uşak Şeker Fabrikası’nın açılışı yapılmıştır. Bu iki fabrikanın hizmete girmesiyle şeker fabrikaları cumhuriyetin sanayi kaleleri olarak yer alırken, 1 Şubat 1933 tarihinde Eskişehir Şeker Fabrikasının temeli atılana kadar hem pancar tarımında hem de pancardan şeker üretiminde bir hayli tecrübe kazanılmıştır.

Eskişehir Şeker Fabrikası Atatürk’ün onayıyla hizmete girdi

1932 yılının Ağustos ayında Eskişehir Ticaret Odası’nın düzenlediği bir toplantıda Eskişehir’de de şeker fabrikası kurulması yönünde rapor sunulmuştur. Raporla Atatürk bu konuyla bizzat ilgilenmiştir. Fabrikaların kuruluşunda ilgili bölgedeki ham maddenin hayati önemde olması hususu üzerine Abdülkadir Ziya Bey, Uşak’taki fabrikada Eskişehir’de yetiştirilen şeker pancarının işlendiğini vurgulayarak Eskişehir’in demiryolları üzerindeki öneminde durmuştur. Başbakan İsmet İnönü de 18 Şubat 1932 tarihinde İktisat Vekaletine bir yazı göndererek Eskişehir’de şeker fabrikasının açılması için gerekli hazırlıkların tamamlanması direktifini vermiştir. 1 Ekim 1932 tarihinde İş Bankası İdare Heyeti Eskişehir Şeker Fabrikası gündemiyle toplanmıştır. Fabrikanın kurulacağı bölge üzerinde sonraları Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın askeri havaalanının yakınında olmasından dolayı bir itirazda bulunmuş olsa da demiryolu istasyonunu göz önüne alan Atatürk projeyi bizzat onaylamıştır. Bu hazırlık sürecinin ardından 5 Aralık 1933 tarihinde Eskişehir Şeker Fabrikası açılarak hizmete girmiştir.

Eskişehir Şeker Fabrikası’nın henüz montaj aşaması devam ederken cumhuriyetin dördüncü şeker fabrikası hazırlıklarına Turhal’da girişilmiştir. 7 Ekim 1933 tarihinde Turhal Şeker Fabrikası’nın temeli atılmış ve 19 Ekim 1934’te bu fabrika da hizmete girmiştir.

Türkiye’nin ABD’de başlayıp dünyayı kavuran 1929 bunalımından en az etkiyle kurtulmasını sağlayan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde yeni şeker fabrikalarının hazırlanması için bazı tasarılar yapılmıştır. Öncelikle faaliyette olan dört şeker fabrikası 18 Haziran 1935 tarihli 2850 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 6 Temmuz 1935 tarihinde Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. adıyla birleştirilmiştir. Böylelikle Uşak’taki fabrika da kamulaştırılmıştır.

1956 yılında yeni yatırımlarla fabrika sayısı 15’e yükseldi

Türkiye, çok partili hayata geçiş sürecini başarıyla taçlandırdığı 14 Mayıs 1950 seçimleriyle ilk kez seçimle bir iktidar değişikliğini tecrübe etmiş ve 27 yıl süren Cumhuriyet Halk Partisi iktidarından sonra 1946 yılında kurulan Demokrat Parti (DP) hükümeti kurmuştur. 1950 yılına kadar Türkiye’de şeker üretimi dört fabrika ile sınırlıyken DP döneminde yurt genelinde fabrika yatırımlarında büyük bir canlılık görülmüştür. İkinci Dünya Savaşı’nın küçülttüğü ekonomiyi yeniden büyüme trendine sokmak ve ülke genelinde birbiri ardına sanayi tesislerini kurmak hedefine yönelen DP döneminde sırasıyla; 1953 yılında Adapazarı, 1954 yılında Amasya, Konya ve Kütahya, 1955 yılında Burdur, Susurluk, Kayseri, 1956 yılında Erzincan, Erzurum, Elazığ ve Malatya şeker fabrikaları kurulmuştur. 1956 yılı geride bırakıldığında Türkiye’deki şeker fabrikaları dörtten on beşe yükselmiştir. 1962 yılında Ankara ve 1963 yılında Kastamonu Şeker Fabrikaları işletmeye girmişlerdir. Türkiye nüfusunun hızla arttığı senelerde şeker ihtiyacının da yükselmesiyle bu fabrikalara yenilerinin eklenmesi gerekmiştir. 1977 yılında Afyon, 1982 yılında Muş ve Ilgın, 1983 yılında Bor, 1984 yılında Ağrı ve 1985 yılında Elbistan Şeker Fabrikaları hizmete girmiştir.

1989 yılında Erciş, Ereğli ve Çarşamba, 1991 yılında Çorum, 1993 yılında Kars, 1998 yılında Yozgat ve 2001 yılında Kırşehir Şeker Fabrikaları açılmıştır. Şeker fabrikaları Cumhuriyetin ekonomide üretimi yerli ve milli şekilde gerçekleştirme hedefinin en somut örneği olmuştur.

Türk Şeker Fabrikaları A.Ş. 15 fabrikasıyla ülkenin şeker ihtiyacının büyük kısmını karşılıyor

Türk şeker sanayisinde 2000’li yıllar ile birlikte yeniden yapılanma süreci başlamıştır. Yeni bin yılın başında şeker sanayisinin merkez teşkilatı olan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 20 Aralık 2000 tarihli ve 2000/92 sayılı kararı doğrultusunda özelleştirme kapsamına, 12 Ağustos 2008 tarihli ve 2008/50 sayılı karar ile de özelleştirme programına alınmıştır. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. 29 Nisan 2021 tarihli ve 3923 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak Türkiye Varlık Fonu'na devredilmiş ve ardından 13 Kasım 2021 tarihli ve 31658 sayılı Cumhurbaşkanı Karar ile Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgilendirilmiştir. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. halihazırda kapasiteleri günlük 1.750-8.500 ton pancar işleyen 15 şeker fabrikası ile üretim faaliyetlerine devam etmekte ve ülkemizin şeker ihtiyacının büyük bir kısmının karşılanması görevini başarıyla sürdürmektedir.