Bir akşam, üç usta, sonsuz lezzet
Gault&Millau Türkiye Turu’nun “Signature Dining Experience” serisi bir kez daha Bodrum’daydı. Maçakızı Ayla’da Aret Sahakyan, Antonio Bachour ve Thomas Bühner’in imzalarıyla hazırlanan menü Akdeniz ruhunu, dünya mutfağının yaratıcılığıyla buluşturdu.

Bir lezzet sevdalısı olarak gastronomi dünyasının nabzını tutan etkinliklere her zaman bir başka heyecan duyarım. Bodrum’da yaşanan gastronomi şöleni, Gault&Millau Türkiye Turu’nun dördüncü “Signature Dining Experience” etkinliği, damağımda ve ruhumda iz bırakan bir hikâye yazdı. Bu özel gecede, Maçakızı Ayla’da uluslararası gastronomi sahnesinin üç yıldızı bir araya geldi:
Maçakızı Bodrum’un Executive Şefi ve Ayla by Aret Sahakyan Kurucu Ortağı Aret Sahakyan, dünyaca ünlü pastry şefi Antonio Bachour ve La Vie & Taste By Thomas Bühner’in Kurucusu Thomas Bühner.

Aret Sahakyan: Akdeniz’in zarif şairi
Hemen Aret Sahakyan için bir parantez açmak istiyorum. Sahakyan, gastronomi dünyasında sadece bir şef değil, aynı zamanda bir hikâye anlatıcısı. Akdeniz mutfağının inceliklerini modern tekniklerle buluşturuyor. Adını Maçakızı’nın kurucusu Ayla Emiroğlu’ndan alan ve onun anısına ithafen tasarlanan restoran, Ege ve Akdeniz mutfağından ilham alarak, yerel ve mevsimsel malzemelerle hazırlanan değişken ve orijinal bir menü sunuyor. Her tabakta ayrı bir yolculuk vadeden Ayla by Aret Sahakyan, misafirlerine Akdeniz’in ruhunu zarif bir şekilde yaşatıyor.
Sahakyan’ın mutfak felsefesi, sezonsallığa ve yerel ürünlere duyduğu derin saygıya dayanıyor. Her bir lezzet, toprağın bereketinden, denizin tuzundan ve Anadolu’nun ruhundan izler taşıyor. Michelin ve Gault&Millau ödülleriyle taçlandırılmış kariyeri, onun sadece teknik bir usta değil, aynı zamanda bir vizyoner olduğunu kanıtlıyor.

Bir gastronomi deneyimi
Akşamın menüsü, her biri usta şeflerin imzasını taşıyan zarif tabaklarla konuklara unutulmaz bir gastronomi deneyimi yaşattı. Thomas Bühner, patates köpüğünü bal kabağı köri dondurmasıyla buluşturarak sofistike bir açılış yaptı; bu yaratıcı tabak, aromatik notalarıyla damakları şenlendirdi. Bühner’in ikinci tabağı olan vanilya tereyağı sosunda poşe edilmiş ıstakoz, Urfa biberinin dengeli acılığıyla tatlanarak lezzet profilini zirveye taşıdı.
Sahakyan’ın pirinç tabağı, baharat, deniz kestanesi ve kahve aromalarıyla zenginleşerek damakta bir şiir gibi aktı. Dry-aged levrek, ıtır otu sosu ve safran dokunuşuyla Akdeniz esintileri sunarken, kuzu sırtı, kuzu göbeği mantarı ve yoğun kuzu suyuyla başrolde yer aldı.
Tatlıda ise sahneyi Antonio Bachour aldı. Dünyaca ünlü pastry şefi, dağ meyveleri ve krema ile hafif bir geçiş sunarken, finalde Antep fıstığını yoğurtla buluşturarak Türk mutfağına saygı duruşunda bulundu. Bu etkileyici kapanış, gecenin lezzet serüvenini kusursuz bir şekilde noktaladı.
Türkiye’nin dört bir yanındaki gastronomi duraklarını uluslararası şeflerle buluşturan Gault&Millau Türkiye Turu, her etkinlikte yeni bir hikâye yazmaya devam ediyor. Son etkinlik, önümüzdeki haftalarda İstanbul’da…

