Enerji rotalarında Türkiye avantajı: Hürmüz krizi alternatif güzergâhları zorunlu kılıyor

Hürmüz Boğazı'nda yaşanan son gelişmeler, küresel enerji arz güvenliğini yeniden tartışmaya açtı. Enerji uzmanları, bu krizin Türkiye'nin benzersiz coğrafi konumunun önemini bir kez daha gösterdiğini belirtiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Enerji rotalarında Türkiye avantajı: Hürmüz krizi alternatif güzergâhları zorunlu kılıyor

Orta Doğu’da artan İran-İsrail gerilimi ve ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırıları, küresel enerji güvenliği açısından kritik bir sürece işaret ediyor. Dünya petrol ve doğalgaz ticaretinin en önemli geçiş noktalarından biri olan Hürmüz Boğazı, olası bir kapanma riskiyle yeniden uluslararası gündemin odağına yerleşti. İstanbul Ticaret Gazetesi'nden Mesude Demirhan'ın haberine göre uzmanlar, şu an için boğazın fiilen kapatılmamış olsa da hem enerji hem de küresel mal ticareti açısından ciddi bir tehdit altında olunduğu uyarısında bulunuyor.

"Çin’in ekonomisinin yavaşlamasını istiyor olamaz mı?”

Enerji Uzmanı Altuğ Karataş, Hürmüz Boğazı’ndan giden petrol ve doğalgazın neredeyse yüzde 50-60’ının Çin ve Uzak Doğu’da kullanıldığını belirterek, ”Burası dünyanın üretim merkezi. Petrolün ve petrol türevlerinin bir anda olmaması, üretimi bazı noktalarda durdurma ve yavaşlatma durumuna getirebilir. Bu da ekonomik yavaşlama demektir” dedi. LNG’nin bir kısmının da uzun dönemli anlaşmalarla AB ülkelerine gittiğini anlatan Karataş, şöyle devam etti: “Aslında İran şu mesajı veriyor. ‘Burayı kapattığım zaman ekonomik etkileri sizlere kadar varabilir. Onun için diplomasi- nin içine girin ve bu durumu çözün.’ ABD, Çin ve Uzak Doğu’nun ucuz üretim gücünü engellemek için vergiler getirmek istiyordu. İran’ı Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya zorlayarak, Uzak Doğu’nun enerji darboğazı içine girmesini, böylece Çin’in ekonomisinin yavaşlamasını istiyor olamaz mı?”

"Uzun süreli bir kriz maliyetleri artırabilir"

Türkiye’nin bu tip krizlere karşı deniz yollarında boru hatlarının kapasitesinin daha da geliştirileceği bir gelecek projeksiyonu çizmesinin önemine dikkat çeken Karataş, “Bu da önümüzdeki 2 ila 5 yıllık dönemde olabilir. Uzun süreli bir krizde ise fiyatlar 100 doların üzerine çıkarsa petrol ve dolayısıyla üretim maliyetleri artabilir. Uzak Doğu’daki ürünlerin maliyetleri de yükselebilir. Bu da pompadaki benzin fiyatından petrol türevi kullanılan ürünlerin hammaddesine kadar tüm maliyetlerin artması demektir” dedi.

"Hürmüz Boğazı stratejik bir yer olduğu için her zaman bir kapanma riski olabilir"

Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener ise Hürmüz Boğazı’nda sürdürülebilir bir kapanma olmayacağını söyledi. Akyener, “İran rejimi gerçekten artık devrileceğini anlar, umutlarını yitirirse ancak o zaman Hürmüz Boğazı’nı kapatabilir. Hürmüz Boğazı, sadece İran-Irak savaşında askeri stratejilerden dolayı kapandı. Ama çok önemli ve stratejik bir yer olduğu için her zaman bir kapanma riski olabilir. Dünyada günlük yaklaşık 100 milyon varillik petrol ticareti var. Bunun neredeyse yüzde 20’ye yakını Hürmüz Boğazı’ndan yapılıyor. Petrol arzının bir anda yüzde 20 düşmesi, petrol fiyatlarını 100 doların üzerine taşıyabilir. Ama böyle bir şey gerçekleşmedi” dedi.

Türkiye’nin bu tablodaki konumu

Akyener, Türkiye’nin bu tablodaki konumunu ve avantajlarını şöyle açıkladı: “Kalkınma Yolu gibi çok önemli bir projemiz var. Kalkınma Yolu Projesi; Irak, Kuveyt, Bahreyn ve belki BAE gemilerinin kullanabileceği alternatif bir güzergah olabilir. Bu proje dahilinde Basra-Ceyhan petrol boru hattı formatında bir hat, eski hatların boş kapasiteleri de değerlendirilebilir. Ama bazı yerlere yeni hatlar yapılmalı. Başlangıçta 1.5 milyon varillik kapasiteyle çalışabilecek bir hat, ardından 2.5 milyon varillik kapasiteye çıkarılabilir. Uzun vadeli bir süreç, ancak Körfez’i ciddi anlamda rahatlatır. Suudi Arabistan, Hürmüz Boğazı’nda kapanma ihtimaline karşı üretiminin yüzde 25’lik kısmını Kızıldeniz’e indiren bir boru hattı yaptı. Diğer taraftan, Yemen’de Babülmendep Boğazı’nda Husiler sebebiyle tıkanma yaşanıyor. Süveyş Kanalı’nda ise trafik nedeniyle ciddi anlamda tıkanma var. Sadece Hürmüz Boğazı perspektifinde düşünmemek lazım. Kalkınma Yolu ve buna entegre edilecek bir petrol boru hattı projesi, tüm dünyayı rahatlatır. Şu an koridorların açık olmasından en fazla Çin faydalanıyor. Dolayısıyla dünya ABD-Çin rekabeti ekseninde şekilleniyor.”

“Boğazın kapatılması özellikle Asya ülkeleri için büyük bir enerji krizi anlamına gelir"

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Ekmekçi, dünya petrol tüketiminin yaklaşık beşte birinin yani günlük 20 milyon varil petrol ve LNG’nin Hürmüz Boğazı’ndan geçtiğini belirtti. Suudi Arabistan, İran, Kuveyt, BAE, Irak ve Katar gibi enerji ihracatçısı ülkelerin ürünlerinin büyük kısmını bu boğaz üzerinden taşıdıkla- rını, Katar’ın LNG ihracatının neredeyse tamamını Hürmüz Boğazı üzerinden yaptığını dile getiren Ekmekçi, “Boğazın kapatılması özellikle Asya ülkeleri için büyük bir enerji krizi anlamına gelir. İran petrolünün yüzde 90’ı Hürmüz Boğazı üzerinden geçiyor. Boğazın kapatılması ekonomik olarak da en çok İran’a zarar verebilir. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin, İran’ın petrol ihracatının yaklaşık yüzde 90’ını satın alıyor. Hürmüz Boğazı’ndaki kapanma, Çin’e büyük zarar verir” dedi.

 

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Ekonomi