Pamuk ithalatına ikinci el formülü

Geçen yıl 2,5 milyar dolarlık pamuk ithalatının bu yıl 3 milyar doları aşmasının beklendiğini belirten İTHİB Başkanı Öksüz, “Kullanılmış kıyafet ithalatına yönelik düzenleme ile döngüsel ekonomide Avrupa ile tam entegrasyona sahip olabileceğimiz gibi; hazır giyim ürünlerinin yeniden elyaf haline dönüştürülmesiyle pamuk ithalatına olan talep azalacak” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Pamuk ithalatına ikinci el formülü

Yener KARADENİZ

Dünyanın en büyük 5'inci tedarikçisi olan Türk tekstil sektörünün tüm strateji ve hedefl erinin odağında sürdürülebilirlik konusu yer alıyor. Bu kapsamda iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında uluslararası ticaret arenasında ortaya çıkan ve çıkması muhtemel yeni sistemlerin oluşturacağı risk ve fırsatlar da yakından takip ediliyor. Bu çerçevede sürdürülebilirlik özelinde eylem planını ilk açıklayan sektör olduklarının altını çizen İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, üyelerinde de farkındalık oluşturmak için topyekun bir seferberlik başlattıklarını anlattı. Bu kapsamda sıfır atık politikasının önemine dikkat çeken Öksüz, “Tekstil ürünlerinin yüzde 95’i geri dönüştürülerek yeniden kullanıma kazandırılabilir. Sektör temsilcileri olarak bizler geri dönüşümü her platformda destekliyoruz. Bakanlıklarımızın da konuya ilişkin çok önemli teşvik mekanizmaları bulunuyor. Ancak geri dönüştürülerek yeniden tekstil üretimine kazandırmak üzere ithalatı gerçekleştirmek istenen kullanılmış hazır giyim ürünlerinde maalesef yasal mevzuata takılıyoruz. Bu da özellikle Avrupa Birliğindeki birçok küresel markanın Türk tekstil sektörü ile iş birliği yapmasını sekteye uğratıyor” dedi.

Gümrük denetiminde izin verilebilir

Türkiye’deki mevzuatın iç piyasadaki hazır giyim tüketim dengesini korumak için hazırlanmış bir mevzuat olabileceğini ancak kullanılmış kıyafet ithalatına gümrük denetiminde izin verilerek bu dengenin de korunabileceğine dikkat Öksüz, “Düzenleme ile kullanılmış kıyafet ithalatına izin verilmesi tekstil işletmelerimizi hem bürokratik hem de mali olarak büyük bir külfetten kurtaracak. Dolayısıyla konuya ilişkin yapılacak bir düzenleme, AB’nin tekstil ithalatından yüzde 17 pay alan sektörümüzün çok daha büyük pay almasını sağlayacak. Öte yandan Türkiye pamukta ithalatçı bir ülke. 2021 yılında 2,5 milyar dolar pamuk ithalatı gerçekleştirildi ve 2022 yılında ithalatın 3 milyar doları aşması öngörülüyor. Söz konusu yasal düzenleme ile döngüsel ekonomide Avrupa ile tam entegrasyona sahip olabileceğimiz gibi; hazır giyim ürünlerinin yeniden elyaf haline dönüştürülmesiyle pamuk ithalatındaki açık da azalacak” şeklinde konuştu.

Her yıl 40 milyon ton atık

Tekstil sektöründe atıklar hem üretim aşamasında hem de nihai kullanım sonrasında ortaya çıkıyor. Sektör temsilcilerinden aldığımız bilgiye göre her yıl üretilen 110 milyon tonluk konfeksiyon ürününün 40 milyon tonu atığa dönüşüyor. 40 milyon tonluk kıyafetin atık yönetimiyle toplanan kısmı ise 7-7,5 milyon ton civarında bulunuyor. Bunun 4 milyon tonu Avrupa, 3 milyon tonu ABD ve kalanı da Japonya gibi gelişmiş ülkelerde toplanıyor. Şimdilik yasal mevzuat nedeni ile Türkiye, bu tarz atıkların toplanarak döngüsel ekonomiye kazandırıldığı ülkeler arasında yer almıyor. Türkiye’de ikinci el kıyafetler belediyelerin desteği ile giysi daha çok giysi kumbaraları vasıtası ile toplanıyor. Oysa Amerika Çevre Koruma Ajansı verilerine göre de yeryüzündeki atıkların yaklaşık yüzde 5’ini tekstil atıkları oluşturuyor.

Markalar döngüsel iş modeline ilerliyor

Yine sön dönemde küresel alıcılar tedarikçilerinden daha fazla izlenebilirlik ve şeff afl ık talep ediyorlar ve belirledikleri iş hedefl erinin yüzde 90’ından fazlası çevresel etkiyi kapsıyor. Örneğin, uluslararası markalardan bazıları 2030 yılına kadar yalnızca geri dönüştürülmüş veya sürdürülebilir kaynaklı diğer malzemeleri kullanarak yüzde 100 döngüsel bir iş modeline doğru ilerlediğini duyurdu. Bu kapsamda firmalar da tüketiciye daha sürdürülebilir ürünler sunmak için çalışmalar yapıyorlar. 1992’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’yle başlayan ve Paris İklim Anlaşması’na kadar uzanan iklim değişikliği konusunda ülkemizde de somut adımlar atılmaya başlandığını anlatan Ahmet Öksüz, hem Bakanlıklar nezdinde ciddi eylem planlarının hayata geçirildiğini, hem de sanayici tarafında hızlı adaptasyon süreçlerinin başlatıldığına dikkat çekti.

28 bin dinleyiciye sürdürülebilirliği anlattı

İTHİB olarak bu kapsamda üyelerinde farkındalık oluşturmak için yaptıkları çalışmalardan da bahseden Öksüz, tekstil sektörü özelinde, 29 konuşmacıyla 4 ay süren ve 28 bin dinleyiciye ulaşan Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Dönüşümü Eğitim Programını organize ettikleri bilgisini verdi. Öksüz, eğitim serisine toplamda 15 farklı ülkeden katılım sağlandığını dile getirdi. Birlik öte yandan Sustainability Talks etkinliğininin yanı sıra farklı birliklerin de desteği ile karbon ayak izinin azaltılması çalışmaları kapsamında IPA III projesi ve sürdürülebilir tekstillere yönelik bir de İSTKA projesi hayata geçirdi.

Türkiye AB’nin güvenli limanı

Türk tekstil sektörü olarak enerji verimliliği, sıfır atık prensibi ve geri dönüşüm yaklaşımı ile küresel ticarette döngüsel ekonomi modelinin ve ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın en başarılı limanı olmak için çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Ahmet Öksüz, “AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında aldığı kararlar, ticari partnerlerini de dönüştürmeyi hedefl iyor. AB pazarında rekabetçiliğin Türkiye adına önem kazandığı bu dönemde sektör olarak AB pazarının rekabet sahasında avantajlı olacağımıza inanıyoruz. Öte yandan AB’nin jeopolitik konum olarak uzak pazarlardan ürün alması lojistik süreçlerdeki karbon salınımını artıracaktır. Bu sebeple yakın olan Türkiye’nin daha sürdürülebilir bir tercih olarak konumlanacağını düşünüyoruz. Bu avantajımızı çok iyi kullanmalı ve en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’nde yüzde 17 olan pazar payımızı artırmalıyız” şeklinde konuştu.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir