Kılıçdaroğlu: Trolleriniz beni yolumdan çeviremez

"Silahlı insanların olduğu reklamla, güya beni tehdit ediyorlar. Şimdi bu kürsüden bu çetelere, mafyaya, paramiliter yapılara seslenmek istiyorum." diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Allah nasip eder de yaşarsak hayatınız boyunca görüp görebileceğiniz en büyük kâbus olmaya devam edeceğim. Trolleriniz beni yolumdan çeviremez. Durduramazsınız." ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kılıçdaroğlu: Trolleriniz beni yolumdan çeviremez

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grup toplantısına katıldı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

“Vatandaş önce ekonomide istikrar bekliyor. Gerçekten de istikrarsız bir ekonomi var. Yarın sabah hangi ürünün fiyatı kaç olacak, kimse bilmiyor. Oysa ekonomide fiyat istikrarı, en azından kişinin rahat geçinebileceği bir gelire kavuştuğunda onunla yaşamını insan onuruna yakışır şekilde sürdürmesini beklemesi; vatandaşın en doğal hakkıdır. Ama vatandaşın elinden bu hak alınmış vaziyette.

Maaşına zam yapıyorsunuz. Ama peynir, soğan, ete çok daha yüksek zamlar yapıyorsunuz. Dolayısıyla aldığı gelir fazla geçmiyor, bir hafta sonra tekrar olumsuz bir tablo ile vatandaş pazara çıktığında karşılaşıyor. Sadece pazar değil. Ev kiraları çok yüksek. Onu da artık herkes çok iyi biliyor.

Yüz binlerce ailenin suyu, doğal gazı, elektriği kesik. Bütün vatandaşlarıma söz veriyorum. Geliri olmayan veya düşük gelirli hiçbir hanenin elektriği kesilmeyecek, doğal gazı, suyu kesilmeyecek. Bu sözü bütün vatandaşlarımın bir köşeye yazmasını isterim. Aile Destekleri Sigortası ile hiç kimse kışın ortasında soğukta donmayacak. Susuz kalmayacak, elektriksiz kalmayacak. Bu sözü veriyoruz, iktidar sahipleri veremezler.

Vatandaş emeğinin karşılığını istiyor, torpil ve ayrımcılık istemiyor. Eşitlik istiyor. Hak istiyor, adalet istiyor. Adamına göre muamele de istemiyor. Torpilin yoksa kamuda iş bulamazsın. Bu artık toplumun her kesimine yerleşmiş, temel bir kural halinde. 20 yıllık iktidarın Türkiye’yi getirdiği nokta bu. Buradan Türkiye’yi çıkarmamız lazım.

Mülteci sorunu

Mültecilerden, sığınmacılardan şikayetler var. Söyledim: En geç iki yıl içinde; onları davulla, zurnayla, kendi özgür iradeleriyle kendi ülkelerine göndereceğiz. Ama, iktidar sahipleri yabancıların, 3 milyon 600 bin resmi rakama göre; yabancıların burada kalmasını istiyor. Bu Türkiye’nin geleceği açısından ciddi sorundur. Beka sorunu diyorsanız, asıl beka sorunu budur. Bunlar yarın çoğalacaklar ve bu insanların hiçbirisinin sosyal güvenliği olmayacak. Ne olacak bu insanlar? Geleceği düşünmeyen bir idarenin ülkeyi sağlıklı yönetmesi beklenemez. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. 3 milyon 600 bin Suriyelinin buraya gelişine kim imkan verdi, yanlış politika izledi. Eğer şikayet ediyorsan yabancılardan, benim elimden işimi aldı diyorsan, sandığa gittiğin zaman göreceksin orada, altı oku göreceksin vicdan rahatlığı içinde altı okun üstüne mührü basacaksın.

SMA’lı çocuğun iyileşmesi için ilaç kullanması lazım. 3 bin civarında evladımız var. Fiyatı 2 milyon 125 bin dolar. Hangi aile bunu ödeyecek? Hangi aile çocuğunu tedavi ettirecek? Hiç meraklanmayın çocuklarınız Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tedavi edilecek. Onların yaşaması için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz.

100 bin öğretmen atayacağız

Eğitim sisteminden her ailenin şikâyeti var biliyorum. Denizli’de sordu, bir atama bekleyen öğretmen. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen alabilecek misiniz dedi, atama bekleyen öğretmen. Ona söz verdim, Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmeni atayacağız. Sadece 100 bin değil arkasından köy okullarını açtıktan sonra 100 bin öğretmen daha atayacağız.

Okulda beslenme işini tamamen devlet yapacak. Beslenme çantası olmayacak. Çocuk okula geldiğinde ara verilecek ve çocuk karnını doyuracak. Kantinde görevli olan kantincilerle iş birliği halinde bu görev yerine getirilecek. Ücretli, kadrolu, sözleşmeli öğretmen diye ayrımcılık olmayacak. Bütün öğretmenler kadrolu olacak.

“Devlete olan güven ciddi şekilde sarsılıyor”

Bir başka önemli nokta… Devlete olan güven ciddi şekilde sarsılıyor. Uyuşturucular, baronlar var. Bütün bunların tamamı devlet olan güveni temelden sarsıyor. Devlete olan güveni yeniden sağlamak için hiç kimse endişe etmesin liyakati yeniden sağlayacağız. Valiler, kaymakamlar sarayın değil devletin memuru olacak. Devletin memuru olduğu zaman başımızın üstünde yeri var. Sarayın memurlarını devlet memurlarından ayıracağız. Onların yeri devlet memurluğu olmayacak.

Liyakat derken… Rüşvet alan büyükelçileri de çağıracağız buraya. Rüşvet alan adamdan büyükelçi mi olur? Onları da çağıracağız.

“Borsayı da yeniden inşa edeceğiz”

Borsa soygun düzenine dönüşmüş vaziyette, küçük tasarruf sahiplerini koruyacağız. Borsayı da yeniden inşa edeceğiz. Kurumlara duyulan güveni artıracağız.

Tüyü bitmemiş yetimin hakkını arayacağız. Hiç kimsenin… Tüyü bitmemiş yetimin hakkı yendiğinde sessiz kalmayacağımızı bilmesini isterim… Vatandaştan toplanan her kuruşun hesabını vereceğiz. Yolsuzlukları kesinlikle önleyeceğiz. Bunun için de TBMM’de bir kurumun kurulmasına öncülük edeceğiz: Kesin Hesap Komisyonu. Kesin Hesap Komisyonu’nun başkanı ana muhalefetten olacak. Biz iktidar olarak, gelip; harcadığımız her kuruşun hesabını muhalefet partilerine vereceğiz. Bunu büyük bir özgüven ile yapacağız. Çünkü bizim iktidarımızda artık, yolsuzluklar tarihe karışacak. Artık her kuruşun hesabını vatandaşına veren bir iktidar olacak.

“Güya beni tehdit ediyorlar”

Biliyorsunuz, bir televizyon programına katıldım. Sayın Uğur Dündar, davet etti. Kendisi saygıdeğer, duayen bir gazetecidir. Onun programına katıldım. Sonra olanlar hepimizin malumu. Silahlı insanların olduğu reklamla, güya beni tehdit ediyorlar. O resimdeki mesaj net. ‘Sizin için geleceğiz’ diyorlar. Benim için beyefendiler geleceklermiş. Şimdi halkım beni iyi dinlesin. Tane tane anlatacağım. Vatandaşımızın ne olup bittiğini anlamasını istiyorum.

Bu paramiliter artıklar, daha büyük bir resmin sadece bir parçası. Her şeyin temelinde aslında tek bir şey var. O da para. Çok para. Doymayacakları kadar para. Halkımızdan çalınan bu para. Doymadıkları, elde ettikleri para halkımızdan çaldıkları para. Bu parayı çalan beşli çeteler var. Beşli çete dediğime bakmayın, bunların kod ismi beşli. Aslında bunların sayısı binlerce, bunun da farkındayız.

"418 milyar doları iktidarımızda tahsil edeceğiz"

Kuruşu kuruşuna uzman arkadaşlarıma hesaplattım. Bu saray iktidarı sırasında devlet hazinesinden bunlar ne kadar para çaldılar? Hesaplattık. 418 milyar dolar. Bu iktidar döneminde çalınan; çetelerin, mafya artıklarının çaldığı, uyuşturucu baronlarının çaldığı 418 milyar dolar. Sonra çıktım, çok açık ve net şekilde söyledim. Tahsil edeceğim rakam budur ve defterinize yazın. Sizden 418 milyar doları iktidarımızda tahsil edeceğiz ve alacağız.

Önce benimle konuşmak ve anlaşmak istediler. Kapıyı yüzlerine kapattım. Bir sonraki aşamaya geçtiler. Bu işin içinde bazı medya organlarını da soktular. Bunların hapislerden çıkan mafyaları var, mafya artıkları var. Satın alınan araştırmacıları var. Medya ünlüleri var. Satın alınan gazetecileri var. Tüm bunları yöneten merkezleri var. Muhalefetten görünüp, bir sürü insan da var bunların değirmenine su taşıyan. İşin özeti, var oğlu var. Her türlü operasyona başvurdular. Ama bilmedikleri ve anlamadıkları bir şey var. Bay Kemal asla ve asla yolundan dönmez.

Kararımdan dönmedim. Ve artık son aşamaya geldik. Silah ve suikast tehditleri. Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Yeni bir şey değil uzun zamandır bu tehditler var.

Şimdi bu kürsüden bu çetelere, mafyaya, paramiliter yapılara seslenmek istiyorum. Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar… Be çakallar, siz mi beni korkutacaksınız. Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim. Hodri meydan gelin görüşelim.

Açıkça söyleyeyim. Allah nasip eder de yaşarsak hayatınız boyunca görüp görebileceğiniz en büyük kâbus olmaya devam edeceğim. Trolleriniz beni yolumdan çeviremez. Durduramazsınız.

Şunu da söyleyeyim. Eğer bana bir şey olursa halkıma emanetimdir. O 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz. Gençlerimizin geleceğidir bu para. Bu ülkenin doğmamış bebeklerini parasıdır o para. Bu ülkenin parasıdır o para. Alacaksınız o parayı her kuruşunu tahsil edeceksiniz. 85 milyona tahsis edeceksiniz o parayı. Benim size vasiyetimdir bu. 418 milyar doları bunlardan alacaksınız.”