Tutuklu İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Ramazan Gülten’in kızının doğumuna katılma talebi reddedildi
İBB'ye yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Ramazan Gülten, Silivri'deki Marmara Cezaevi’nden yazdığı mektupta, doğmak üzere olan kızı için yaptığı mazeret izni başvurusunun reddedildiğini açıkladı.

İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Ramazan Gülten, tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi’nden bir mektup kaleme aldı.
Gülten, yakın zamanda dünyaya gelecek olan kızı için yaptığı "doğuma katılma" başvurusunun Cezaevi Müdürlüğü ve İnfaz Savcılığı tarafından yönetmelikte olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini duyurdu.
"Bakanlık reddetti"
Gülten mektubunda, “Tutuklandığımda sevgili eşim altı aylık hamileydi. Şimdi ise birkaç hafta sonra doğacak. Onu yalnız bırakmamak ve hayalini kurduğum kızımın bu dünyaya gelişine tanıklık etmek için Bakanlığa dilekçeler yazdım, henüz cevap gelmedi. Cezaevi Müdürlüğü ve İnfaz Savcılığı, ‘Yönetmelikte mazeret izni verilebilecek durumlarda doğum yazmıyor’ diye açıklama yaparak dilekçemi reddetti” ifadelerini kullandı.
BirGün'e yazan Gülten'in mektubunun tamamı şu şekilde:
"Mahpuslar dünyaya gelecek çocuklarını kucaklayabilmeli"
"İlk kez 2011 yılında tanıştım Silivri’yle. Dostum, kardeşim Barış’ı ve Sait’i şafak vakti evlerinden alıp Silivri’ye koymuşlardı.
Yıllar sonra Gezi Davası’ndan iki kez beraat eden sevgili dostum Tayfun ve Can için, ellerini kollarını sallayarak katıldıkları, daha önce beraat ettikleri davada tutuklama tedbirinin çıkmasını kimse beklemiyordu. Onları da alelacele mahkeme salonundan alıp Silivri’ye getirdiler.
19 Mart günü ise Sayın Başkanımız Ekrem İmamoğlu ile birlikte sevgili dostum, kardeşim Gürkan, Emrah, Mahir, Buğra yine bir şafak vakti alındı ve Silivri’ye getirildi.
Daha önce bu köşede Gürkan şöyle yazmıştı;
'Tutuklandıktan sonra görüşçüsü olduğum Tayfun ile bu kez avukat görüş kabininde yan yana, avukatlarımızla görüşürken denk geldik…' Benim için de tam olarak böyle oldu. Gürkan tutuklandıktan sonra ailesi dışında yazdığı üç kişiden birisi bendim.
Gürkan‘la tam iki kez kapalı görüş yapabildik. Sonraki görüşmemiz avukat kabinindeydi. Tayfun, Emrah, Gürkan ve ben avukat kabinlerinde yan yana düştük, bu kent için gecesini gündüzüne katıp çalışan şehir plancıları Silivri’de yine bir aradaydık. Bu nedenle, ben henüz görüşçü listemi idareye veremedim.
Burada da çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz. İstanbul’un sorunları, bu sorunlara karşı yapılması gerekenler, hangi düzenlemelerle afetlere dayanıklı, yaşanabilir, erişilebilir, insanların yaşamaktan keyif aldığı, mutlu olduğu 'Adil, Yeşil, Dayanıklı İstanbul' yaratılabilir, onun için çalışmaya devam ediyoruz.
Silivri’ye gelirken bir de geride bıraktıklarımız, hayatın bütün yükünü çekmek zorunda kalan ailelerimiz, eşlerimiz, doğmamış çocuklarımız var.
Tutuklamanın içeriğine girmeyeceğim ama somut olarak tutuklama, aslında tutuklanan için değil tutuklu ailesi için bir cezalandırma. Tutuklanan için ne yaşayacağı, nasıl yaşayacağı aşağı yukarı belli iken; dışarıda kalan aileler, eşler hayatın bütün yüküyle başa çıkmak, tutuklu için mücadele etmek, onu haftada bir gün görebilmek için günlerce, saatlerce beklemek ve güler yüzle karşılamak için çabalıyor.
Elbette ki dostlarınızın, ailenizin dayanışması ile birçok sorunun üstesinden gelirsiniz ama önünde sonunda yalnızsınızdır. İçerideki de dışarıdaki de yalnızdır. İnsan sosyal bir varlıktır ama insani değerleri, hayata bakışı, mücadele azmi yalnızken ortaya çıkar.
Yalnızlığa dayanabildiğiniz sürece insanlığınızı koruyabilirsiniz. Kalabalıklar içinde kavga hep korkakların, acizlerin işidir. Bir arkadaşının omzunun üstünden düşmana yumruk sallamak kadar konforludur. Yalnızlıksa bir düellodur; yalnızlığa dayanabilen insan dimdik kalabilir ve devam eder, dayanamayan ise köleleşir.
Tutuklandığımda sevgili eşim altı aylık hamileydi. Kızımızın hareketleri hissedilmeye başlamıştı. Şimdi ise birkaç hafta sonra doğacak. Gelişimini göremediğim, hareketlerine, kıpırtılarına doyamadığım kızımız birkaç hafta sonra dünyaya gelecek. Hamileliğin en zor dönemini yalnız geçirmek zorunda kalan sevgili eşim Pınar doğuma da yalnız gidecek, iyi bir düellocudur kendisi.
Onu yalnız bırakmamak ve hep hayalini kurduğum kızımın bu dünyaya gelmesini görmek için Bakanlığa dilekçeler yazdım, henüz cevap gelmedi. Cezaevi Müdürlüğü ve İnfaz Savcılığı, 'Yönetmelikte mazeret izni verilebilecek durumlarda doğum yazmıyor' diye açıklama yaparak dilekçemi reddetti. Yönetmelik ve kanun ölüm üzerine kurulu. Mahpusun dışarı çıkabilmesinin iki koşulu var, ya birinci derece yakını ya da kendisi bu dünyaya veda etmeli.
Lakin yönetmelik ve kanunda, ‘Doğum için izin verilemez’ ibaresi de yok. Dolayısıyla kanunu kötü olaylar, acılar üzerine değil; güzellikler, umutlar üzerine yorumlamalı.
Ve mahpuslar dünyaya gelecek çocuklarını kucaklayabilmeli!
Şimdi hücremdeyim, karşımda kızımın ultrason görüntüsü, masamda cezaevi kütüphanesinden aldığım Ataol Behramoğlu’nun “Kızıma Mektuplar” kitabı. Sürgünde yazılmış şiirler, bir solukta okudum. Bir babanın kızına özlemi, sürgünde mi büyüktür, hücrede mi sorusu aklımda...
Bir sonraki açık görüşte kızımla tanışacağım anı düşünüyorum. Bir babanın kızına özlemi her zaman büyüktür.
Aydınlık günlere…"
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.