Çocukluk hayalinden doğan marka: HONDA
Hamamatsu kentinde yaşadığı köye ilk gelen otomobilin yaydığı petrol kokusunu asla unutmadığını her fırsatta söyleyen Soichiro Honda, “Umut, tüm o zorlu saatleri unutmanızı sağlar” diyerek hayallerini umuda bağlamıştı. Gelin, dünyanın en büyük otomotiv markalarından birini yaratan Soichiro’nun insanı büyüleyen hikayesine bırakalım kendimizi.
“Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna verdiğimiz yanıtları hatırlayın. Nedense Türkiye’de çocukluğumuzun hayali meslekleri devlet kademeleriyle ilgiliydi. Doktor, öğretmen, asker veya hemşire… Azımızın aklına Juan Trippe gibi, “gökyüzüne bakmak” geldi. Ya da Soichiro Honda gibi, köye gelen ilk otomobilin yaydığı mazot kokusu aklımızı çeldi. Juan Trippe, New Jersey’deki evinin üstünden geçen bir uçakla küresel havacılığın babası haline geldi. Soichiro Honda’ya ise “Japon Henry Ford” lakabını taktıran babasıyla bisiklet tamir etmesiydi. Gelin, dünyanın en büyük otomotiv markalarından birini yaratan Soichiro’nun insanı büyüleyen hikayesine bırakalım kendimizi.
1906 yılında doğan Soichiro, çocukluğunu demirci olan babasının yanında çalışarak geçirdi. Eğitimden oldukça uzak duran Soichiro, babasının yanında bisikletleri tamir ederek ilk harçlığını kazandı. Hamamatsu kentinde yaşadığı köye ilk gelen otomobilin yaydığı petrol kokusunu asla unutmadığını her fırsatta söyleyen Soichiro, 15 yaşında evini terk ederek Tokyo’ya yol aldı. Soichiro, hayallerini ise umuda bağlamıştı, “Umut, tüm o zorlu saatleri unutmanızı sağlar” diyerek. Burada 6 yıl garajlarda çıraklık yapan Soichiro, 22 yaşında kendi işini kurdu.
Pistlerde bir daha yarışmadı
Otomobil ve motosikletlere olan sevdasını sadece garajla sınırlandırmayan Soichiro, hıza olan tutkusunu direksiyondaki başarısıyla da perçinledi. Katıldığı ilk önemli organizasyon olan 1. Japonya Otomobil Yarışı’nda kullandığı Ford, kaza yapmasına neden oldu ve sol gözünü yaraladı, pistlere bir daha adım atmadı. 1937 yılında Toyota ile iş yapmaya başlayan Soichiro, Japon devine piston halkaları üretmeye başladı. Sahibi olduğu Tokai Seiki şirketi için Toyota, kalitesiz ürün ürettiğini ilan etti ve mal alımını kesti. Bu dersi iyi değerlendiren Soichiro, uzun süre Toyota’nın kalitesini inceledi. Kendi sözüyle başarıyı aradı: “Başarının yüzde 99’u başarısızlıktır.”
4 yılın ardından Toyota ile anlaşmayı tekrar yeniledi. Hatta Toyota, süreci iyi değerlendiren Tokai Seiki’nin yüzde 40’lık hissesini alarak Soichiro’ya ortak oldu. İkinci Dünya Savaşı’nda fabrikası zarar gören Soichiro, kalıntıları satarak 1946 yılında Honda Teknik Araştırma Enstitüsü’nü kurdu. 172 metrekarelik bu şirket çalışmaya 12 kişiyle başladı. Çocukken karneleri kopyalamadaki uzmanlığını işine aktaran Soichiro, Tohatsu motorlarının kopyasını yaparak motosiklet üretimine başladı. 1959’da ABD’de ilk bayisini açtı, ardından kısa sürede Harley Davidson ile yarışır hale geldi. 1964 yılına gelindiğinde ise dünyanın en büyük motosiklet üreticisi Honda olmuştu. Ardından otomobil üretimine giren Honda, kısa sürede eski müşterisi Toyota’nın da en büyük rakibi haline geldi.
77 yaşında ekstrem sporlar yapıyordu
Hız ve motora olan sevgisini biçbir zaman kaybetmeyen Soichiro Honda, son nefesini ise 1991’de düzenlenen Macaristan Grand Prix’si heyecanını yaşarken verdi.
Grand Prix’in galibi Ayrton Senna, zafern Budapeşte’deki yarışlardan birkaç gün önce 84 yaşında hayatını kaybeden Soichiro Honda’ya adadı. Soichiro Honda, işine olan tutkusunu heyecanla tamamladı. Honda’yı, 77 yaşında bile eşiyle birlikte bir dağda kayarken, bir balonla uçarken, denizde yelken yaparken görenler olduğu Japon basınında yer aldı. 72 yıl önce 12 kişinin çalıştığı Honda, şu anda 215 bin kişiye istihdam sağlıyor. Şirketin cirosu ise 137 milyar dolar. Bu rakam neredeyse Türkye’nin yıllık ihracatına yakın.
Soichiro Honda, hayallerinin peşinden gitti. Tıpkı tarih yazan birçok girişimci gibi. Geçtiğimiz ay ay İzmit’teki fabrikasını satarak Türkiye’deki üretiminden çıkmaya hazırlanan Honda’nın gidişi de bir otomobil markasının terk edişi değil, bir tarihle vedalaşmamızdı aslında.