BASİAD Başkanı Değirmenci: IMF’ye gidilmeli

Babadağlı Sanayici ve İş İnsanları Derneği, ‘Seçimler sonrası Türkiye ekonomisi’ toplantısında Prof. Dr. Hakan Kara’yı konuk etti. Kara, enflasyonu düşürmek için büyümeden bir süreliğine feragat edilmesi gerektiğini vurguladığı sunumunda kritik eşiğin izlenen programa gösterilecek ‘sabır’ olduğunu belirtirken, BASİAD Başkanı Değirmenci ise IMF’ye gidilmesi önerisinde bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
BASİAD Başkanı Değirmenci: IMF’ye gidilmeli

NİHAT DELİBAŞI / DENİZLİ

Babadağlı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BASİAD) Bilkent Üniversitesi öğretim Üyesi ekonomist Prof. Dr. Ali Hakan Kara’nın katılımı ile Seçim Sonrası Türkiye Ekonomisi toplantısı düzenledi.

Barış Esen’in moderatörlüğünde Denizli Sanayi Odası’nda gerçekleşen toplantıda 2.5- 3 yıldır akıl dışı irrasyonel politikalar ve seçimlerde açıklanan popülist yaklaşımlar neticesinde Merkez Bankası’nın 818 TL zarar ettiğini belirterek rezervlerin eksi 65 milyar dolara ulaştığını kaydeden BASİAD Başkanı Doğan Değirmenci, deprem felaketi ve Rusya Ukrayna Savaşı başta olmak üzere oluşan jeopolitik risklerin dünya ticaretindeki daralma ve tedarik zincirindeki belirsizliği artırdığına dikkat çekti.

Değirmenci, “Bu şartlar altında IMF’ye gidilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İkinci olarak IMF kaynağının hem ucuz hem de kredibiliteyi artıracağına inanıyoruz. Enflasyonla mücadelede sonuçlara değil, sebeplere odaklanılmalıdır. Faizlerin bir süre daha yüksek kalacağını öngörüyoruz. Acilen pozitif reel faizinin şart olduğunu vurguluyoruz. Kur politikasında ise şeffaflık sağlanmalı” dedi. Kurumlarının bağımsızlığının doğru veriye ulaşmada önemine değinen Değirmenci, TÜİK başta olmak üzere üniversitelerle birlikte başka bir kurul oluşturulmasını istediklerini söyledi. Değirmenci şöyle devam etti, “Artık iş dünyası olarak bizler faiz, kur, enflasyon konuşmak istemiyoruz. Sanayi, tarım, turizm üzerinden nasıl verimliliği artırabiliriz. Hangi teknolojiye yönelik adımlar atmalıyız. Cari açığı azaltacak hangi yatırımları yapmalıyız, ürün ve sektörel teşvikleri konuşmak istiyoruz. Bizler sadece ciro bazında ödül almak istemiyoruz. İnovasyon ve Ar- Ge bazında, katma değerli üretim alanında da ödül almak ve yarışmak istiyoruz. Ülkemizin döviz bulmak yerine döviz kazanmak zorunda olduğunu hatırlatırız. Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılında bu zengin topraklarımızda halkımızın gelir dağılımı adaletsizliğinden kurtulması için sadece para politikalarında değil, maliye politikalarında da reform yapılmasını daha da sıkılaştırıcı adımlar atılmasını talep ediyoruz. Çünkü, Orta Gelir Tuzağından çıkmış bir ülke olmak zorundayız.” 

Sabır programın kilit unsuru

Prof. Dr. Ali Hakan Kara da yaptığı sunumda 3 kutuplu bir dünyaya doğru gidildiğini belirterek, 1980’lerde yaşananların aksine küreselleşme dönemindeki geriye dönüşe dikkat çekti.

Kara, “Yaşadığımız problemlerin özünde çok farklı bir para politikası uygulanması geldi. Olan oldu tabi, kalan hasar ne diye baktığımızda son 5 yıldır bütün risk kamuya kaydı. Belli bir düzelme var ama hasar hala var. Merkez Bankası’nın bilançosunda toplam 1.6 trilyonluk bir zararı var. Sonuçta MB, para basıp bunu ödüyor ama sonuçta tüm toplum olarak enflasyon yaşıyoruz” dedi. Kur konusunda döviz kurunu kontrol etmek için MB’nin sıkı markaj uyguladığına değinen Kara, uzun vadeli büyüme rakamlarında dünya ortalamışının gerisinde kaldığımızı vurguladı. Kara, “Sürekli büyüyoruz ama dünyaya göre neredeyiz diye baktığımızda trend olarak sürekli düşüyoruz aslında. Dolayısıyla biz artık kur faiz tartışmalarını bırakıp, nasıl katma değer, inovasyon yaratabiliriz ülke olarak güçlü yanlarımız neler buna odaklanmamız gerekir. Uzun vadeli bir strateji uygulamamız gerekir” dedi. Veriler dikkate alındığında istikrar programının gereğinin yerine getirilmediği endişesini paylaşan Kara, sabır vurgusu yaptı. Kara, “Bu süreç uzadıkça maliyet artıyor. Sorun orada. 10 aydır bir program başlattık ama henüz etkilerini göremiyoruz. Temel problemlerimiz üretim ile talep arasındaki ayrışma. Son 2 senedir, uzun süredir görmediğim bir tablo ortaya çıktı. Normalde üretimle tüketim beraber gider. Son 2 yıldır sanayi üretimi yatay giderken, içerde hizmet sektörü, perakende satışlar hızla artıyor. Bizim bu tabloyu değiştirmemiz lazım. Bu enflasyonu kırmak için çok kapsamlı bir programa ihtiyaç var. Bu sadece faiz artışı ile olacak bir şey değil. Sadece döviz kuru yetmez, beklentileri yönetmek lazım. Bir yavaşlama geliyor. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren soğuma süreci yaşanacak. Sabır gösterilecek mi? Ben baz senaryomda bunun gösterileceğine inanıyorum"dedi.

Programın ardından BASİAD Başkanı Doğan Değirmenci, Prof.Dr. Kara7ya günün anısına plaket takdim etti.