“Bodrum’un yadigarı mandalinalar menülerle yaşatılsın”

Tütün ekiminin kısıtlanması, incir ağaçlarının yaşlanmasıyla birlikte, 1960'lı yıllara yaklaşırken Bodrum'da, mandalina ağaçları yaygınlaşmaya başladı. 1951 yılında 4 bin mandalina fidesi diken Ömer Aras, uzun yıllar mandalina bahçelerini korumak için mücadele etti. Bu süreçte babalarının destekçisi de anneleri Yadigâr Aras oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Bodrum’un yadigarı mandalinalar menülerle yaşatılsın”

Duygu GÖKSU

MUĞLA - Bodrum Yadigarı markasını yaratan Erman Aras, babasından kalan mirası yaşatmak için, annesinin adıyla birleştirerek 2014 yılında üretime ve e-ticarete başladı. Bodrum’da sürdürülebilir bir turizm için yeşilin de korunması gerektiğini vurgulayan Aras, oteller ve restoranların Bodrum Mandalinası’nın yaşatılması için, elde edilen katma değerli ürünlere menülerinde yer vermeleri çağrısında bulunduklarına dikkat çekti.

İncirdeki verimin azalmasıyla Bodrumlu Çiftçilerin yeni arayışlara girdiğini, 1950 ve 1960 yılları arasında birçoğunun narenciye üretimine geçtiğini anlatan Aras, “Bodrum’un mandalinayla tanışması uzun yıllar öncesine dayanıyor. Çin’den başlayan serüven Afrika üzerinden adalardan Bodrum’a ulaştı. 2. Dünya Savaşı döneminde dikilen fidanlarla Bodrum Mandalinası’nın önemi artmaya başladı. Bodrum mandalinası 1950’li yıllarda ticari olarak kullanılmaya başlandı. Denizin ve meltem rüzgarlarının da etkisiyle aroması oldukça değerli olan bu ürün Avrupa’nın doğu bloğuna ihraç edilmeye başladı. Ancak Yugoslav Savaşı’ndan sonra üretim tesisi kapandı ve Bodrum boşluğa düştü. 1990’lı yıllarda ilçede turizm hareketlenmeye başladı ve mandalina bahçeleri ranta yenik düştü. O dönem 25 bin ton olan rekolte, günümüzde 3 bin tonlara kadar düştü” diye konuştu.

Turizmdeki gelişimle beraber yatçılık üzerine bir acente açtığını ve babasının mandalina bahçesini geleceğe taşımak için de aynı zamanda ailesine yardım ettiğini anlatan Aras, “Babam mandalina bahçesinin betonlaşmaması için uzun yıllar mücadele verdi. Mücadelesini bırakacağı dönem ise e-ticaret yükselmeye başlamıştı. 2014 yılında internet üzerinden satış yapmaya başladım. Satış az da olsa iyi sonuçlar aldık. Bir süre sonra, Ar-Ge çalışmalarıyla mandalinayı katma değerli üretmeye başladık. Kolonya ile başlayan üretimimiz, şekersiz formlarda mandalina lokumu, mandalina cipsi, soslar, reçel ve marmelatlar başta olmak üzere birçok çeşitle devam etti” diye aktardı.
Babasının diktiği 4 bin ağaçtan bugün, 2 bin tanesinin yaşadığını söyleyen Aras, babası Ömer Aras’ın vefatından önce, artan çeşitliliği göremese de Bodrum Yadigarı markasının başarılı olacağına inandığını sözlerine ekledi.

Oteller ve restoranlara çağrı

Lokumdan, soslara, cipsten sorbeye kadar Bodrum Mandalinası’yla elde edilmiş katma değerli ürünlerin, otel ve restoranların menülerinde olması gerektiğini ifade eden Aras, “Bu ürünleri için ciddi Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Örneğin dondurma yaz mevsiminde çok aranan bir ürün olduğu gibi, sorbe de çok değerli bir ürün. Öte yandan kolonya da çok ilgi görüyor, mandalinanın kozmetikte de önü açık görünüyor. En büyük sorunumuz ise Bodrum Mandalinası’nın her geçen gün erimesi. Zamanla yok olmaması için mücadele ediyoruz. Bodrum'daki işletmelere, coğrafi işaretli bu ürüne katkıda bulunmak için menülere koymaları çağrısında bulunduk. Sürdürülebilir turizm için yeşili korumalı, çiftçiye destek verilmeli. Bu ürünlerin yanında, mandalinanın temmuz ve ağustos aylarındaki küçük hali de çok değerli, içeceklere konularak farklı bir içecek haline getirilebilir” açıklamalarında bulundu.

“Mandalina ağaçlarına dijital kimlik verilsin”

Bodrumdaki mandalina ağaçlarına dijital kimlik vermek istediklerini söyleyen Aras, “Bodrum Belediyesi, il ve ilçe tarım müdürlükleri ile konu ile ilgili görüşmeler yapıyoruz. Her ağaca kimlik verilerek hem yok olması engellenir hem de sayıları tam olarak belirlenebilir. Ayrıca ağaç sökme işleminin vahşice yapılıyor ve bu ağaçlar başka yere taşındığında tutmuyor. Belediyelerin ağaç sökme aparatlarının olması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde ağaç kesme aparatı ve dijital kimlikle ilgili çağrımıza kurumlar olumlu dönerse, varlığımızı korumuş olacağız” değerlendirmelerinde bulundu.