Kamu yatırımlarında deprem enflasyonuna göre fiyat revizesi talebi

Yüksek enflasyona bağlı olarak yaşanan maliyet artışları Şanlıurfa’da kamu yatırımlarında faaliyet gösteren inşaat firmalarını olumsuz etkiliyor. Normal enflasyon oranları ile birlikte bir de deprem enflasyonuna karşı mücadele veren firmalar, gerçek piyasa koşullarına göre yeni fiyat güncellemesi bekliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kamu yatırımlarında deprem enflasyonuna göre fiyat revizesi talebi

MEHMET NABİ BATUK / ŞANLIURFA

Şanlıurfa’daki inşaat sektöründe son 3 yılda yaşanan yüksek maliyet artışları nedeniyle fiyatları tutturmakta zorlanan firmaların kamu yatırımlarına yönelik ilgisi azalırken, yeni konut projelerine olan yönelim sürüyor. Ancak bankalardaki yüksek finansman maliyetleri nedeniyle konut satışlarının azalması bu alana yönelen firmaların da önünü kesti. Hazırlanan konut projeleri uygun yatırım ortamı oluşana kadar bir bir rafa kaldırılıyor.

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Meclis Başkanı Serhat Karadağ, inşaat firmalarının maliyetlerdeki yukarı yönlü oynaklık nedeniyle ciddi sermaye kaybı yaşadıklarını söyledi. Kamu yatırımlarında pek çok firmanın zarar etmesine rağmen yapılan anlaşma uyarınca yükümlülüklerini sürdürmeye çalıştığını bu durumunda firmaları iflasa sürüklediğini ifade eden Serhat Karadağ, “Kamu projelerine giren firma sayısı artık bir elin parmakları kadar. Devam eden projelerde maliyetlerdeki artışa karşılık yapılan iş artışı talepleri de en son 2 yıl önce yaklaşık yüzde 80’lik enflasyon oranları baz alınarak yapıldı. Bugün mevcut oranlar ile piyasadaki oranlar arasında dağlar kadar fark var. Önümüzdeki süreçte sektörde iflas eden firma sayısında ciddi bir artış öngörüyoruz. Çünkü firmalarımız bir yandan ülke enflasyonuna maruz kalırken bir yandan da deprem enflasyonu ile mücadele ediyor. Projelerin sürdürülebilir şekilde devam edebilmesi için gerçek piyasa verileri baz alınarak yaptırılan işlerde yeni fiyat revizelerinin yapılması şarttır” dedi.

Yüksek banka faizi ve maliyetler yeni konut üretimini yavaşlattı

Yüksek maliyetler nedeniyle Urfa’daki yeni konut projelerinde de yavaşlama yaşandığını ifade eden Serhat Karadağ, “Kent olarak Türkiye’nin en genç ve en hızlı büyüyen nüfusuna sahip şehirlerinden biriyiz. Her yıl küçük bir ülke nüfusu kadar çoğalıyoruz. Haliyle yeni konut ihtiyacı da artıyor. 6 şubatta yaşadığımız depremde maalesef şehrimizde 2000’ni aşkın konutumuzu kaybettik. Urfa’da sektörün yeni konut taleplerine yetişebilmesi için her yıl en az 10 bin adet konut üretmesi lazım.
Bu ortam oluşmazsa Urfa’daki gayrimenkul piyasasındaki denge sağlanamaz. 1+1 daireleri şuanda 3 milyon TL’ye satan firmalar var. Çünkü yüksek ihtiyaç olmasına rağmen elde daire yok. Konut satışları azalınca pek çok firma yatırımlarını yavaşlatıyor veya durduruyor. Vatandaşın ev alma hayalleri belirsiz bir geleceğe kaldı. Bunun önüne geçmek için konut satışlarını artıracak yeni teşvik, vergi indirimi ve düşük faiz programları devreye alınmalı. Tevkifat uygulamasını inşaat sektörüyle bağlantılı tüm sektörlere açılması gerekiyor. En önemlisi de konut kredilerinin önünü açılmasıdır” diye konuştu.

İdareler arası koordinasyonsuzluk israf ve maliyet artışı yaratıyor

Sektörde inşaat, elektrik ve mekanik kesin projelerinin onay sürelerinin çok uzun sürdüğünü ifade eden Serhat Karadağ, şöyle devam etti: “Firmalarımız enerji yatırımlarında çok farklı idarelere muhatap olmak zorunda kalıyor. İdareler arasındaki koordinasyonsuzluk nedeniyle çok ciddi zaman kayıpları yaşanıyor. Sonuç olarak gereksiz formalite ve bürokratik engeller oluşturuluyor. Bu gecikmeler, yüklenicilerin sözleşme sorumluluklarının kendi iradeleri dışındaki nedenlerle ihlali sonucunu yaratıyor. Bu da yine yüklenicilerin haksız yere cezai sonuçlarla karşılaşmalarına neden oluyor. İnşaat sektörünün en güncel sorunlarından birisi de nitelikli eleman ve kayıt dışı çalışan sorunudur. Bu iki önemli soruna bir de taşeronlar eklenince, inşaat sektörü işverenler ve çalışanları için çekilmez bir hal alıyor. Mevsimlik çalışmaların vergi ve sigorta giderlerinin ağır olması ve nitelikli eleman bulamamalarından dolayı taşeronların insan gücü maliyetleri de müteahhit firmanın üzerine kalıyor”