Giyimde ciro artacak, adet düşecek 100 bin çalışan daha işsiz kalacak
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, “Sektörden çıkan bir daha dönmez, artık burada ekmek yok. Az üretim, çok marka dönemine geçiyoruz. 2026 ikinci yarıda toparlanma başlar ama yüzde 10 da istihdam kaybı olur” derken; İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan da “Faizler düşüp kurlar hareketlenirse 2026 sektör için yeni bir başlangıç yılı olacak” ifadelerini kullandı
Yener KARADENİZ
Türkiye’nin emek yoğun sektörleri arasında başta gelen ancak son yıllarda artan maliyetler nedeni ile her gün başka bir kon konkordato haberi ile gündeme gelen ve istihdam çıkışlarına sahne olan hazır giyim sektörü ihracatında 2026’da adetler düşse de ciroda artış bekleniyor. Sektöre yönelik öngörülerini paylaşan TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin daha az adette daha yüksek cirolar ile ihracat yapacağını söyledi. Inditex gibi fast fashion değil üst segment markalarda siparişlerin devam ettiğini aktaran Fayat, düşen adetlere bağlı olarak istihdam çıkışlarının da bu yılki kadar olmasa da süreceğini kaydetti.
Fayat, “2026’da istihdamda yüzde 10’dan fazla bir kayıp beklemiyorum. 100 bine yakın bir kayıptan sonra stabilize olacağını, toparlanmanın başladığı süreçten itibaren de ciromuzun 3-4 yıl içinde tekrar 22 milyar dolara çıkacağını düşünüyorum. Sektörden çıkan çalışanlar da işverenler de bir daha sektöre girmeyecekler. Sektörden çıkan bir daha girmez. Artık burada ekmek yok. Az üretim çok marka yapmak durumundayız” dedi.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan da, mevcut ekonomik koşulların hazır giyim sektöründe ciddi maliyet artışlarına yol açtığını ancak 2026 yılının sektör için yeniden ivme yılı olacağına inandığını söyledi.
Hazır giyim sektörü, 2022 yılında 21 milyar dolarlık rekor ihracata imza attıktan sonra artan maliyetler ve düşük kur nedeni ile düşüş grafiği çizmeye başlamış geçen yılı ise 17,9 milyar dolar ihracat ile kapatmıştı. Bu yıl ise 2025 yılının Ocak-Eylül döneminde Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 düşerek 12,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Sektör; otomotiv, kimyevi maddeler ve elektrik-elektronik sektörlerinin ardından en yüksek ihracat hacmine sahip dördüncü sektör oldu. Yine sektörde istihdam tekstil ile birlikte hesaplandığında 902 bine gerileyerek 2019 yılı önceki rakamlara dönüş yaptı. Bu dönemin sektör için bir maliyat olarak gören sektör temsilcileri, mecburi dönüşüm ile adetlerin düşeceğini ancak daha katma değerli üretim ile ciroların artacağını ve buna bağlı olarak da istihdamda bu yılki kadar olmasa da düşüşün süreceğini dile getirdi.
Yanlış ekonomik kararlar hızlı pahalılaşmaya yol açtı
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, Türkiye hazır giyim sektörünün son iki yılda yaşadığı zorlukların temelinde “hızlı pahalılaşma” ve “yanlış ekonomik kararlar” olduğunu belirterek, 2026’nın ikinci yarısında kademeli bir toparlanma sürecinin başlayacağını söyledi.
Fayat, sektörde özellikle üst segment markaların üretime devam ettiğini ancak bünyesinde Zara, Berhska bigi markaları bulunduran büyük grupların artık daha az adetli alım yapması, üst segment markaların ise üretime devam etmesiyle adette düşüş ciroda ise artış yaşanacağını dile getirdi.
“Inditex gibi büyük gruplar artık adet bazında üretim yaptırmıyor. Orta üst segment markalar ise aha az miktarda ama daha pahalı işlere yöneliyorlar. Bu da bizim cirolarımızı 22 milyar dolardan 17 milyar dolara düşürdü. Sektör şu anda o sancıyı yaşıyor” dedi.
Yanlış ekonomik politikaların etkisinin derin olduğunu vurgulayan Fayat, “Çin olacağız diye yanlış yatırımlar yaptık. Özellikle hammadde ve iplik tarafında bu hataların sonuçlarını yaşıyoruz. Ardından frene basıp dövizi baskılayıp faizi artırınca da duvara tosladık. Türkiye, 15 yılda kademeli olarak yapması gereken dönüşümü iki yılda zorla yaptı. Bu kadar hızlı bir değişim binlerce firmanın kapanmasına, 300 bine yakın kişinin işini kaybetmesine yol açtı” ifadelerini kullandı.
İstihdamda yüzde 10’dan fazla kayıp beklemiyorum
Fayat, ekonomik kararların süresinin uzatılmasının da yeni sorunlar yarattığını belirterek, “Faizi artırarak enflasyonu düşürmek istedik ama geç kaldık. Süre uzadıkça faiz artık enflasyon yaratır hale geldi. İç piyasada vadeli satışlar nedeniyle üretici daha pahalıya mal satıyor, tüketici de daha pahalıya ürün alıyor. Bu sürdürülebilir değil. Faizlerin geri çekilmesi artık bir zorunluluk” dedi.
Türkiye’nin rekabet gücünün azaldığını ifade eden Fayat, TÜSİAD’ın verilerine atıfla Türkiye şu anda ortalama yüzde 26-27 daha pahalı. Yakın pazarlarda yüzde 40, uzak pazarlarda ise yüzde 60’a yakın fark var. Bu tablo sürdürülemez” diye konuştu. Fayat, faiz indirimi ve kurda kademeli artışın 2026 ortasından itibaren başlamasını beklediğini söyledi.
Fayat, “2026’nın mayıs-haziran döneminde artık algılanan enflasyonun geri geldiği, vatandaşın da bunu hissettiği bir döneme girilecek. O noktada kurlarda kademeli bir yükselişe izin verilecektir. Bu da sektör için nefes alma dönemi olacak” dedi.
İhracatın miktar bazında değil, değer bazında toparlanacağını belirten Fayat, “2027’de adet bazında eski seviyelere ulaşamayız ama kilogram başına ihracat değerimiz artacak. 2027-2030 arasında kaybettiğimiz 4,5-5 milyar doları geri alırız” değerlendirmesinde bulundu. Fayat, şöyle konuştu:
“2026’da istihdam kaybının duracağı öngörüsünde bulunan Fayat, “1 milyon 200 binli rakamlardan 902 bine düştük istihdamda. 320 bin kayıp var. Toplamda 2026’da yüzde 10’dan fazla bir kayıp beklemiyorum. İstihdamda 100 bine yakın bir kayıptan sonra stabilize olacağını, toparlanmanın başladığı süreçten itibaren de ciromuzun 3-4 yıl içinde tekrar 22 milyar dolara çıkacağını düşünüyorum.”
İHKİB Başkan Yardımcısı “2026 sektörde yeni bir başlangıç yılı olacak”
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, mevcut ekonomik koşulların hazır giyim sektöründe ciddi maliyet artışlarına yol açtığını ancak 2026 yılının sektör için yeniden ivme yılı olacağına inandığını söyledi. Paşahan, “Bu şartlarda maliyetler yükseldi ama inanıyorum ki faizlerin biraz düşmesi ve kurların biraz hareketlenmesiyle 2026 yeni ve iyi bir başlangıç olacak. Türkiye’de hazır giyim sektörünün devam edeceği kanaatindeyim” dedi.
Türkiye’nin küresel üretim zincirinde güçlü bir konuma sahip olduğuna dikkat çeken Paşahan, “Dünyada entegre üretim altyapısına sahip iki ülke var: Çin ve Türkiye. Artık bizim üretim süreçlerini değiştirmemiz lazım. 30 metre uzunluğunda klasik fabrikalar yerine katma değerli, inovatif, farklı ürün gruplarına geçmemiz gerekiyor. Türkiye bu dönüşümü yapmaya başladı” diye konuştu.
Kendi firmasında da bu değişimin etkilerini gördüğünü belirten Paşahan, “Pandemi öncesinde üç müşteriyle çalışıyordum, şimdi 15 müşteriyle çalışıyorum. 2026’da kurların yükselmesi, faizlerin düşmesiyle bu işi çözeriz. Bu yılı yüzde 5 eksiyle kapatırız ama 2026’da artıya geçeriz. 2026, 2025’i rahatlıkla geride bırakır” değerlendirmesinde bulundu.
Paşahan, son dönemde maliyetlerde yaşanan artışın sektörün rekabet gücünü zorladığını vurgulayarak, “Geride kalan dönemde maliyetlerimiz yüzde 420 arttı, kur ise sadece yüzde 174 yükseldi. Pazarımızın yüzde 70’i Avrupa Birliği ve Euro bölgesi. Son iki yılda artan maliyetlere, kura gelen artışa ve faizin bulunduğu seviyelere baktığınızda aradaki fark zaten görülüyor” ifadelerini kullandı.

