Beygir Gücü sergisinde son viraj
Rahmi M. Koç Müzesi’nin 30. yılına özel hazırlanan “Beygir Gücü” sergisi, binlerce yıl boyunca ulaşımın ve kültürün başrolünde olan atın sanattaki yeriyle, 19. yüzyıldan itibaren sahneye çıkan otomobillerin teknolojik devrimi yan yana getiriyor.
Uygarlığın en eski ortaklarından biri olan at, yüzyıllardır insanlığın hem ulaşım hem taşıma ihtiyacını karşılayan güçlü ve çevik bir dosttu. Antik Yunan’dan Roma’ya, Ortaçağ’dan Rönesans’a kadar uzanan süreçte, belki de insandan sonra en çok tasvir edilen figürlerden biri olarak sanatın, kültürün ve mitolojinin vazgeçilmez bir objesine dönüştü. Ardından sahneye otomobiller çıktı ve teknoloji kendi estetiğini, hızını ve dilini yarattı. Peki bu iki dünyanın ortak noktası neydi?
Rahmi M. Koç Müzesi’nin, 30’uncu yılına özel olarak hazırladığı “Beygir Gücü” sergisi, sorunun yanıtı için iki ana başlık altında meraklılarını sanat ve mühendislik dünyasında büyüleyici bir yolculuğa çıkarmaya devam ediyor. Toplamda 18 farklı ülkeden 2 binin üzerinde obje ve eserin yer aldığı sergi, 10 Haziran tarihine kadar ziyaret edilebiliyor.
Mustafa V. Koç Binası/tarihi Lengerhane Binası’nda yer alan “Rahmi M. Koç Koleksiyonu’ndan At Figürleri” bölümü, M.Ö. 2’nci yüzyıldan günümüze farklı coğrafyalardan ve kültürlerden seçilen eser ve görselle atın sanattaki yerini keşfe davet ederken; Erdoğan Gönül Galerisi’ndeki “Rahmi M. Koç Müzesi’nden Otomobil Hikâyeleri” bölümü, otomobilin 19’uncu yüzyıldan günümüze uzanan dönüşümünü ve gelişimini gözler önüne seriyor.