Tarihi Degüstasyon: Balık Pazarı’nda bir lezzet durağı

2024 yılı itibarıyla Mehmet Tanrıkulu tarafından yeniden düzenlenen Degüstasyon, bugün ocakbaşı konseptiyle hizmet vermeye devam ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Tarihi Degüstasyon: Balık Pazarı’nda bir lezzet durağı

İstanbul’un köklü gastronomi kültürünün önemli parçalarından biri olan Degüstasyon’un geçmişi 1920’lere kadar uzanıyor. İlk olarak Çiçek Pasajı’nın girişinde, bugünkü Otantik Restoran’ın bulunduğu yerde bir İtalyan lokantası olarak açıldı. Mekânın kurucusu, İtalyan subayı Maurandi’ydi. Kısa bir süre sonra burayı Edmondo Morrigi devraldı ve restoran, Degüstasyon adını aldı. 1930’lardan itibaren İstanbul’un en gözde lokantalarından biri haline gelen mekân, özellikle spagetti ve ravyoli konusunda ün kazandı.

Edebiyat ve sanat dünyasının mekânıydı

O dönemde Degüstasyon, edebiyat ve sanat dünyasının önemli isimlerini ağırlıyordu. Yahya Kemal, Orhan Veli, Sait Faik, Ahmet Haşim gibi isimler burada yemek yer, sohbet ederlerdi. Orhan Veli’nin meşhur dizeleri “Canan ki Degüstasyon’a gelmez / Balıkpazarı’na hiç gelmez” burada yazılmıştı.

Ancak, 6-7 Eylül 1955 olayları sırasında mekân büyük zarar gördü. Restoranın tarihi masaları, porselen takımları ve eşyaları tahrip edildi. 1960’lara kadar varlığını sürdürse de zamanla eski popülaritesini kaybetti. 1970 yılında Çiçek Pasajı’nın çökmesiyle birlikte, Degüstasyon da kapandı.

Bugün ocakbaşı

Mekân, Balık Pazarı’ndaki yaşatılmaya devam ediyor. 2024 yılı itibarıyla Mehmet Tanrıkulu tarafından yeniden düzenlenen Degüstasyon, ocakbaşı konseptiyle hizmet veriyor.

Mehmet Tanrıkulu’nun yönetiminde, mekân geleneksel dokusunu koruyarak yeniden şekillenmiş. Tanrıkulu’nun kasaplık geçmişinin verdiği uzmanlıkla, etlerin seçiminden işlenmesine kadar titizlikle yürütülen bir süreç uygulanıyor.

Özellikle Adana kebabı, dengeli yağ oranı ve pişirme süresiyle Adana’daki örneklerini aratmıyor. Bunun yanı sıra Adana lahmacunu, çiğ köfte ve geniş bir meze seçkisiyle misafirlerine farklı lezzetler sunuluyor. Degüstasyon’un lezzetleri kadar, nostaljik atmosferi de burayı özel kılıyor. Yıllar içinde farklı işlevler kazanmış, ancak hep İstanbul’un gastronomi sahnesinde var olmuş bir mekân olarak, gelenek ve modern mutfağı bir araya getiriyor. Mehmet Tanrıkulu ve ekibi hem ocakbaşı kültürünü hem de bu tarihi mirası yaşatma çabasında. Bölgenin hareketli atmosferinde, geçmişin izlerini taşıyan bu mekân, bugün hâlâ yeni hikâyelere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yaşam Keyfi