'Servet vergisi getirmek yerine kayıtdışıyla mücadele edilsin'
İş insanı İbrahim Erdemoğlu'nun EKONOMİ'deki söyleşisinde dile getirdiği "Servet vergisi alınsın" önerisini değerlendiren Anadolu iş dünyası, ekonomik kriz nedeniyle çözüm yolları aranmasını doğal karşılasa da asıl konunun servet vergisi değil kayıt dışıyla mücadele olduğunu vurguladılar.
İş dünyasının ortak görüşü, “Servet vergisi yerine, vergi adaletsizliğinin kontrol altına alınması ve kamu kesiminde israfın azaltılması gibi etkili çözümlere odaklanmak daha mantıklı olur. Bu, hem vergi sisteminin daha adil işlemesini sağlar hem de bütçe açıklarının kapatılmasına yardımcı olur” şeklinde.
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener:
Vergilemede adaletsizliği artırır
Bütçede felaketler nedeniyle ortaya çıkan, öngörülemeyen giderleri karşılamak için servet vergisi de dahil olmak üzere çözüm yolları aranmasını doğal karşılıyorum. Ancak servet vergisinden önce, üzerine gidilmesi gereken konunun kayıt dışı ekonomiyle mücadele olduğuna inanıyorum. Mevcut koşullar altında servet vergisi alınması halinde, verginin yine kayıtlı kesimden alınacağını, ekonomiye dahil olmayan kesimden alınamayacağını görüyoruz. Bu durum vergisini ödeyen kesime tekrar bir vergi yükü doğuracağı için, vergilemede adaletsizliği daha da artıracaktır.
Hazine ve Maliye Bakanlığımız da bütçe dengelerini kontrol etmek adına kayıt dışı ekonominin azaltılmasını birinci öncelik olarak görüyor. Kayıt dışı ekonominin varlığı, vergilerin tahsil edilememesine, sonuç olarak birey ve firmaların ödemesi gerekenden daha fazla ve yüksek oranda vergi vermesine sebep oluyor. Bu durum, firmalarımız açısından hem haksız rekabete yol açıyor, hem de verimlilik artışını engelliyor. Kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesi için atılacak tüm adımları destekliyor, bu adımların enflasyonla mücadeleye de destek olacağı inancıyla bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Bahar:
Önceliğimiz kayıt dışını önlemek olmalı
Son dönemlerde sıklıkla dile getirilen servet vergisi konusu, son derece önemli ve hassas bir konu. Zira farklı kesimlerce farklı yorumlar yapılmasına sebep oluyor. Servet vergisi konusunu ele almadan önce veya uygulanabilir olup olmadığını tartışmadan önce halihazırdaki vergi sistemimizde önemli reformlar yapılması daha elzem bir durum. Daha çok olağan üstü hallerde, savaş, deprem ve büyük bir ekonomik kriz yaşanması gibi durumlarda başvurulan servet vergisinin şu an için bir öncelik konusu olmadığını düşünüyoruz. Hali hazırda motorlu taşıtlar, emlak vergisi ile veraset ve intikal vergisi adı altında servet üzerinden vergi alınıyor.
Kamu maliyesindeki sorun, yüksek gelir ya da servet sahiplerinden düşük vergi alınması değildir. Esas sorun kamu harcamalarında tasarrufa gidilmesi ihtiyacıdır. Yıllardan bu yana kamuda tasarrufa gidilmesi dile getirilmekle birlikte bu konuda net bir adım atılmıyor. Yeni kamu binaları inşası, alımı, kiralanması konusunda israfa ulaşan harcamalar yapıldığı göze çarpıyor. Aynı şekilde kamudaki araç stoku konusunda da büyük tasarruf potansiyeli olduğunu düşünüyoruz.
Vergi gelirlerindeki esas iki sorun ise kayıtdışılık ve doğrudan vergilerin toplamdaki payının düşük olmasıdır. Ülkede bu kadar büyük kayıp-kaçak varken, kayıt dışı üretime bu kadar müsamaha edilmişken, yeni vergi düzenlemesi yapmak sorunu çözemez. Şu günlerde dile getirilen tek seferlik servet vergisi, önemli bir kamu gelirleri yaratabilecek olsa da bu tek seferlik bir uygulama olacağı için kalıcı bir fayda sağlamayacaktır. Deyim yerindeyse, değirmeni taşıma suyla çeviremeyiz. Öncelikle kayıtdışılığı bitirmemiz sonra da gerekli ölçüde doğrudan vergi gelirlerinin toplam gelirler içindeki payını artırmamak gerekmektedir.
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş:
Servet vergisinin konuşulması bile ürkütür!
Servet vergisi çıkacağına inanmıyorum. ÖTV artışı olabilir. Dolaylı vergi olabilir. Servet vergisinin konuşulması bile insanları ürkütür. Serbest piyasa kuralları içinde doğru bir karar olmaz. Sıkılaştırma politikaları, gider kalemlerinin düşürülmesi olabilir. Sistem içinde tasarrufla çözülmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum.
Diyarbakır TSO Başkanı Mehmet Kaya:
Nasıl elde edildiği tartışmaları gündeme getiriyor
Türkiye’de en zengin ile en yoksul kesim arasındaki fark son 10 yılda daha çok açıldı ve bugün Türkiye’nin en zengin yüzde 1’lik kesimi yüzde 90’lık kesimin sahip olduğu servetten daha fazla servete sahip. Son yıllarda bu servetlerin nasıl edinildiği ve kamunun bazı kesimlerin servet edinimini desteklediği yönünde tartışmalar servet vergisini daha çok gündeme getiriyor. Diğer bir önemli husus Türkiye’de dolaylı vergi yükü, bütçe gelirlerinin ağırlıklı dolaylı vergilerden oluşması ve gelir seviyesi daha düşük kesimlerde dolaylı vergilerin daha çok yük oluşturması önemli sorunlar ve bir vergi reformuna ihtiyacımız var. Emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi gibi servet vergilerinin bütçe gelirleri içindeki payı da oldukça düşük.
Ancak bütçe gelirlerini artırmak ve kamuyu rahatlatmak için servet vergisinin çözüm olarak düşünülmesi doğru değil. Kaldı ki Türkiye’de hala kayıt dışı ekonomi güçlü ve bir kesim servetini kayıt dışına çıkarıp hiçbir vergi ödemezken, düzenli bir şekilde vergisini ödeyenlerin cezalandırılması anlamına da geliyor bu. Elbette ki son yıllarda para politikasındaki değişiklikler, artan döviz kurları ve enflasyon bazı kesimlerin daha çok servet kazanmalarını sağladı. Ayrıca kamu alımlarında belirli şirketlere öncelik verilmesi de kamuoyunda da tartışılan ciddi bir servet yarattı. Bu şekilde edinilen servetlerin kayıt altına alınması ve servet vergisi alınması önemli. Ancak işletmelerin sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyecek likidite açısından zora sokacak ve son yıllardaki ekonomik sorunlara rağmen ayakta durmaya çalışan üreticileri olumsuz etkileyecek vergi düzenlemesi yerine kayıt dışılığın önlenmesi, kamunun tasarrufu ve vergi reformu ile vergi yüklerinin azaltılması için önlemler alınmalıdır.
Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yetim:
Kayıt dışılık önlenmeli kamuda israf bitirilmeli
Ekonomik olarak zorlu ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz bir gerçek. Ancak, bu süreci kısmen de olsa atlatmak ya da hafifletmek için, belli düzeyde varlık sahibi olan iş insanlarından tek sefere mahsus olmak üzere, “servet vergisi” denilen verginin alınmasını, doğrusu, makul bir yol olarak görmüyorum. Bu, her ne kadar iyi niyetle, ülke olarak içinde bulunduğumuz zorlu ekonomik durumun üstesinden gelme adına önerilse de, bu yöntem olsa olsa geçici ve palyatif bir çözüm olabilir. Bunun yerine kalıcı bir çözüm olarak esas yapılması gereken şey, vergide kayıt dışılığı ortadan kaldırmak ve kamuda israf ile makro düzeyde yapılan gereksiz harcamaların önüne geçmektir. Böyle dönemlik ve geçici çözümlere de gerek olmayacak. Son olarak, tartışma konusu olan “servet vergisi” tarzında bir verginin liberal serbest piyasa anlayışına da aykırı olduğu fikrindeyim. Çünkü belli bir kesimin varlıklı olmasından ötürü özel bir vergi türüne tabi tutulması, hem devletin piyasaya müdahalesi hem de serbest piyasa koşulları ve fırsat eşitliği ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir.
Mardin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hatip Çelik:
Servet vergisi orta vadede ekonomiye zarar verir
Bize göre bütçe açığının kapatılmasına yönelik geçici servet vergileri uygulama olarak palyatif çözümlerden ibaret ve iyi yönde etki yapacağına kısa vadede olumlu gözükse de orta vadede ekonomiye zarar verebilecektir. Şuan iş yapmanın önündeki en önemli engel bütçe açığı değil, finansmanın pahalı olmasıdır. Ülkemizin kalkınması ve gelişmiş ülkeler sınıfına girmesi için geçici değil kalıcı çözümler şarttır. Örnek olarak, kamu harcamalarının kısılması, dolaylı-dolaysız vergiler oranının gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmesi, iş yapmayı ve ekonomiyi geliştirmeye yönelik kapsamlı ve hakkaniyetli vergi reformu gerçekleştirilmesini verebiliriz.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin:
Gelir eşitsizliğini azaltmaya yardımcı olabilir
Servet vergisi fikri, hem ekonomik hem de sosyo-politik açıdan karmaşık bir konu. En zengin yüzde 1’lik dilimin toplam servetteki payını azaltarak, gelir eşitsizliğini azaltmaya yardımcı olabilir. Toplanan vergiler, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi kamu hizmetlerinin finansmanında kullanılabilir. Vergi gelirleri, yatırımlar ve kalkınma projeleri için kullanılabilir. Servet vergisi, gelir eşitsizliğini azaltmak ve kamu gelirlerini artırmak için etkili bir araç olabilir. Özellikle, yüksek gelirli ve varlıklı kişilerden, daha fazla vergi alınması, gelir dağılımının düzelmesine, katkıda bulunabilir. Öte yandan; yüksek servet vergisi oranları, varlıklı kişilerin servetlerini yurt dışına taşımalarına yol açabilir. Servet değerlemesi ve vergilendirme karmaşık ve zorlayıcı olabilir. Servet vergisi uygulanabilirliği, vergilendirme sisteminin karmaşıklığı ve vergi kaçakçılığı gibi riskler göz önünde bulundurularak dikkatlice değerlendirilmeli. Vergi oranı, servet değerlemesi ve vergi istisnaları gibi unsurlar titizlikle belirlenmeli.
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli:
Yanlış olur, kayıt dışı artar!
Servet vergisi şeklinde bir vergi olacağını düşünmüyorum. Yanlış bir vergilendirme olur. Herkesin bir varlığı var. Bu varlığı satsan da satmasan da verginin alınması son derece tehlikeli. Zaten ülkemizde 2003 ve 2004 yıllarında uygulanan enflasyon muhasebesi, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren bir kez daha devreye girdi. Servet vergisi olursa kayıt dışı artar!
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Nilüfer Çevikel:
Servet vergisi yerine, yurtdışı varlıklar Türkiye’ye taşınsın
Ülkemizde vergi oranlarının yüksek olması sebebiyle bu tarz politikalarla vergi adaletsizliğinin önü açılabileceği için bu tarz bir uygulamanın mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Yatırımcının yurt dışına gitme nedenlerinden biri yüksek maliyetler diğeri de yüksek vergi oranlarıdır. Bu sebeple vergiler makul düzeyde olmalıdır. Servet vergisi gibi uygulamalar yerine, vergi adaletsizliğinin kontrol altına alınması ve kamu kesiminde israfın azaltılması gibi daha etkili çözümlere odaklanmak daha mantıklı olabilir. Bu, hem vergi sisteminin daha adil işlemesini sağlar hem de bütçe açıklarının kapatılmasına yardımcı olur. Bu sayede, vergi gelirinin etkili bir şekilde kullanılması ve toplumun genel refahının artması sağlanabilir.
Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Ercan Özbek:
Öncelikle kayıtdışı vergilendirilmeli
Türkiye’de öncelikle kayıtdışı ekonomi daha sonra arsa, arazi, yani gayrimenkul temerküzü ve vergilendirilmeyen finansal rantlar vergilendirilmeli. Böyle bir vergi reformu verimsiz, spekülatif yatırımları da caydırarak ekonomiyi güçlendirecektir. Bu reform yapılarak dolaylı vergiler, gelir vergisi, istihdam üzerindeki vergi yükü düşürülmeli. Diğer yandan vergi reformuyla birlikte kamu harcama reformunun gerektiği de unutulmamalı. Türkiye’de çok fazla verimsiz kamu harcama alanı bulunuyor. Kamu harcaması denince artık eğitim ve sağlıktan önce resmi ve gayri resmi kurum binaları ve makam araçları akla geliyor. Bu verimsiz vergi ve harcama sisteminin yükünü reel sektör, ücretliler ve geniş kitleler taşımakta, gelir dağılımındaki bozulma yoksulluk sorununu da beraberinde getiriyor. Bu çerçevede reel sektöründe görüşleri alınarak sadece vergi artışı değil, aynı zamanda verimsiz harcamaları da kısıcı bir reform yapılırsa bunu olumlu karşılarız.
Denizli Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Nuri Turgut:
Toplumsal mutabakat şart
Ülkelerin iyice açmaza düştüğü durumlarda vatandaşlarından bu tip talepleri olması nadir de olsa görülebiliyor. Bunun için ön şart toplumsal mutabakatın sağlanabilmesidir. Hem ihtiyacın olduğu hem bu ihtiyacın bu şekilde giderilebileceği, hem de bu kaynağın kullanım şekli, yetkilerinde kesin mutabakat sağlanırsa devletler bunu geçici çözüm olarak uygulayabilir. Bizim şu anda böyle bir mutabakatı sağlayabilecek bir havamız yok. Bu karar çok büyük tartışmaları gündeme getirecek, ayrışmayı körükleyecektir.