Bize kalifiye işçi bulana altın takdim ediyoruz!

Volkan AKI
Volkan AKI Türkiye ve dünyada dönüşüm

Geçtiğimiz hafta Kayseri’deydim… Kendi fabrikaları, markaları, yarattığı istihdam ile Türkiye ekonomisinin lokomotif şehirlerden biri olan Kayseri’yi uzun yıllar önce tarif ederken, “Girişimci Fabrikası” başlığını atmıştım. Pek çok firma, pek çok dalgalanma oldu ama Kayseri bu kimliğini hiç kaybetmedi. Hep bayrağı taşıyan birileri oldu. Kayseri’de olma sebebim Türkiye Mobilya Yatak Sanayicileri ve Perakendecileri Konfederasyonu'nun (MOYKON) ‘Mobilya Sektör Buluşmaları’ organizasyonuydu. Organizasyonda Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mehmet Büyüksimitçi, MOYKON Başkanı Davut Doğan, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve Kayseri Valisi Gökmen Çiçek açılış konuşmalarını yaptı. MOYKON Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan’ın davetiyle geldiğim bu buluşmada hem bir konuşma yaptım hem de “Mobilya’nın Geleceği” konulu paneli yönettim. Pek çok iş adamıyla da sohbet etme fırsatı buldum. Bir yandan teknoloji tabanlı gelecek konuşuyoruz bazen de sığ sularda, temel sorunlarla boğuşuyoruz. Ben konuşmamda, “Dijital gelecekte ayakta kalacaklar kulübü” temasını işlerken, Türkiye’deki sektörlerin en büyük sorunlarından biri “nitelikli istihdam” olarak ortaya çıkıyordu.

En büyük sorun nitelikli istihdam

MOYKON Başkanı ve Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan yaptığı konuşmada bazı ilginç örnekler vererek konuya dikkat çekiyordu. Doğan şöyle diyordu: Geçtiğimiz günlerde, bakanlarımıza 5-6 sektörle ile birlikte bir sunum yaptık. Biz de mobilya sektörü için oradaydık. Fakat gördük ki, kalifiye eleman, hemen hemen her sektörün sorunu durumunda. Biz Çanakkale Biga’da Doğtaş Mobilya olarak, bölgenin en büyük istihdam sağlayan markasıyız. Biz şu anda alışveriş merkezinde stant açıyoruz, gazetelere ilan veriyoruz arkadaşını getir işçi yap, altın kazan kampanyası yapıyoruz... Yani işçi ve nitelikli eleman bulmakta zorlanıyoruz. Döşeme ustası bulup bize gönderirsen, altını takdim etmeye hazırız diyoruz. Çarpıcı örnek olarak aktarmak istiyorum bunu. Çanakkale’de arama konferansı yaptık ve burada çıkan sonuçlarda Türkiye’de 208 üniversite bulunuyor. Evet pek çok iktisatçı, işletmeci var ama ara eleman bulmakta gerçekten çok zorlanıyoruz. Türkiye’de işsizlikten çok mesleksizlik sorunu var. İki talebimiz daha var fuar alanımız mobilya sektörü için çok yetersiz, bir de istatiksel bilgiye ulaşmada zorluk yaşıyoruz sektörle ilgili… Onun dışında büyümeyi sürdüren parlak bir sektörümüz var”.

Konfederasyon yapılanması

Davut Doğan Kayseri’deki konuşmasında ayrıca şu konulara değiniyordu: “Hızlı, modern mobilya üretiminde Kayseri bir numara. Bizim üyelerimizin arasında Kayseri’nin önemli markaları var. Biz tekstildeki gibi mobilya sektörünün de Türkiye için lokomotif sektör olacağını düşünüyoruz. Bunun için 5 bölgede federasyon kurduk. Bu federasyonu kurmak için de 81’in 50’sinde derneğimiz var. Onların oluşturduğu 5 federasyonun katılımıyla da konfederasyonu kurmuş olduk. Hedefimiz sektörümüzün kurumsallaşıp büyümesini sağlamak. Ve sektörün temel sorunlarını gündemde tutarak gelişmesini sağlamak”.

Sektör buluşmaları devam edecek

MOYKON çalışmalarımızdan söz eden Davut Doğan bu konuda şunları anlatıyordu: “Biz İstanbul, Ankara, Antep gibi önemli merkezlerde sektör buluşmaları gerçekleştirdik. Önümüzdeki ay da İnegöl’de olacağız. Türkiye’nin önemli mobilya merkezlerini gezerek sektör buluşmalarını gerçekleştireceğiz. Sektörümüzde 41 bin civarında üretici şirket var. Emek yoğun ve yüksek bir istihdam sağlıyor. Direkt 250 bin, dolaylı 1 milyona yakın. 20 yıl önce dünya ihracatında Türkiye mobilya sektörünün yeri 22. sıradayken, bugün Türkiye bu sıralamada 7’nciliğe yükselmiş durumda. Buradaki hedefimiz 5. Sıraya yükselmek. İspanya ve Polonya’yı geçmek istiyoruz. 10 milyar doları aşan büyüklüğü var. Kayıt dışıyla birlikte bunun 13 milyar dolara ulaştığını düşünüyoruz. Dış ticaret açığı vermeyen, ithalatının 5-6 katı ihracat yapan bir sektör”.

Türkiye’de mobilyanın geleceği

Kayseri Ticaret Odası’nda gerçekleşen panelin ise 3 konuğu vardı. “Mobilya’nın Geleceği” oturumunda dile getirilen görüşler şöyleydi: Eleman.net CEO Levent Dicle: Bugün Türkiye’de 3.5 milyon işsiz var. 35 milyon da iş gücüne katılım var. Yüzde 9 işsizlik oranı var. Eleman.net olarak biz aslında yazılım şirketiyiz, bir teknoloji şirketiyiz. 20O5 yılında kurulmuş bir şirketiz. Ailelerimiz bizi hep mühendis olalım, iktisatçı olalım diye teşvik etti. Ama son yıllara baktığımızda mavi yakalılar beyaz yakalılardan daha fazla gelir elde ediyor. Son yıllarda milletvekili maaşlarını da geçti. Bu kadar işsizimiz var ama doğru kanala yönlendirilmediği ve eksik alanlarda eğitim olmadığı için arz ve talep karşılıklı gelemiyor”.

E-ihracat/Envoyo COO İpek Güler: E-ticaret ile ihracatın bir araya geldiği bir kavram e-ihracat. Pandemiyle yükselişe geçti. Sınırlar ötesi ticart, globalleşme, çok fazla yatırım yapmadan farklı pazarlara açılabilme, markalaşma yanı sıra e-ihracat ile Türkiye’de üreticilerin sadece fason üretime değil, aynı zamanda kendi markalarıyla dünyaya açılmasına olanak sağlamaları mümkün. Envoyo da markalarımıza bunu başarmalarında yön göstermek ve desteklemek üzere kuruldu. Aslında platformun kendisi KOBİ’lerin ihtiyaçlarından doğdu. Yurtdışına açılmanın bazı avantajları var ihracata göre. Yatırım maliyetleri düşük, firmaların kendi markalarının yaratması, katma değerli satış yapılmasını, süreç tabii basit gibi görünse de çok fazla detayın olduğu zor bir süreç. Uzun bir yolculuk e-ihracat ama çok da büyük potansiyel barındırıyor. Biz bu anlamda Türkiye’nin üreticilerinin çok fazla talebiyle karşılaşıyoruz. Biz hem onlara hem de Türkiye’ye e-ihracatta köprü olmak istiyoruz. Bu yolculukta doğru ürünü, doğru pazarı, doğru ülkeyi seçebilmek ve çeşitli pazarlama faaliyetleri ile o ülkede tüketicilerle tanışabilmek çok önemli”.

Kilim Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yayla:

“Mobilyaya büyük emek verdik. Bu iyi bir meslek. Mobilyada büyük üretim alanları var ama ekonomik olarak kullanılamıyor. Ülke olarak en büyük konumuz eğitim, üretken olmak ve marka olmak. Bir ülkenin markasının yüksekliği o ülkenin markalarının ve üreticileri için de çok önemli. Bunun için hep beraber çalışmamız gerekiyor. Yoksa yaptığımız değerini bulmuyor. Mobilyadaki ve diğer sektördeki sorunlar da böyle çözümlenir. Ne kadar iyi ürün üretseniz de tedarik zincirinin de çok uyumlu olması lazım. Bu şartlar altında ihracat yapmak gerçekten oldukça zor. Eğitimden bahsediyoruz. Üniversiteden gençler geliyor ama meslekleri yok. Onları mesleki eğitime yönlendirmemiz gerekiyor”.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar