Düsseldorf’ta ‘yeşil çelik’le sahne aldı, ‘yatırım ve satın almaya devam’ mesajı verdi

Vahap MUNYAR
Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

ERCİYAS Holding Kurucu Başkanı Ahmet Kamil Erciyas ve İcra Kurulu Başkanı Kamil Emre Erciyas’ın davetiyle Almanya’nın Düsseldorf kentinde gerçekleşen “Wire & Tube” (Kablo & Boru) Fuarına gittiğimde stantlar arasında dolaşırken Türk katılımcılara kulak kabarttım:      

     

- Tosyalı Grubu, iki ayrı salondaki stantlarına ciddi para harcamış. Resmen gövde gösterisi yapmış.           

Merak ettim, Erciyas Çelik Boru’nun standının yer aldığı salonun yanı başındaki alana geçip, Tosyalı Grubu’nun büyük standına uğradım. Stantta ilk aşamada Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın İskenderun Belediye Başkanlığına nokta koyan kardeşi Fatih Tosyalı, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Üyeleri Şerif Yavuz Tosyalı ve Hakan Eminsoy’la sohbet ettik.             
Ardından Fuat Tosyalı, Tosyalı Holding CEO’su Suhat Korkmaz, Tosçelik Yönetim Kurulu-İcra Kurulu Üyesi Şerif Tosyalı, Tosyalı Algerie ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Alp Topçuoğlu da sohbete katıldı.        

Fuat Tosyalı, stanttaki dev ekranda dönen Türkiye ve Cezayir başta olmak üzere yurt dışındaki fabrikaları gösteren filmi işaret etti:        

- 3 kıtada sayıları 40’a yaklaşan tesis, 10 milyon tonluk yıllık üretim kapasitemizle “yeşil çelik” ile dünyada öne çıktık. Bu fuarda “Tosyalı V-Green” markasıyla yeşil çeliğimizi tanıttık.       

5 yıl içinde dünyanın 20 büyük çelik üreticisi arasına girme hedefl erini yineledi:       

- Bu hedefimiz doğrultusunda sürdürülebilirlik odaklı yatırımlar yaparak global büyümemizi sürdürüyoruz. Bunun için hem “yeşil çelik” üretecek tesis yatırımları yapıyor hem de bizi daha da güçlendirecek satın almalar gerçekleştiriyoruz.      

Mevcut yatırımlarının da “yeşil çelik” odaklı olduğunun altını çizdi:   

- Yaptığımız yeni yatırımlarla birlikte Avrupa’nın en büyük çelik boru üreticisi konumundayız. Sadece geçen yıl dünyanın çevresinde 16 tur atacak kadar boru ürettik.            

Marmara Bölgesi’nde yapacakları yeni yatırımlarla “ERW boru” üretim kapasitelerini daha da artıracaklarını bildirdi:   - Bir süre önce İspanya’nın önde gelen çelik boru üreticilerinden STS tesislerini satın alarak Avrupa’daki konumumuzu daha da güçlendirdik. Hem Afrika kıtasında hem de Körfez Bölgesinde yeni ve büyük yatırımları odağımıza aldık.        

Avrupa’daki birçok projede sürdürülebilirlik adına sorumluluk üstlendiklerini belirtti:      

- Kısa bir süre önce Almanya’nın en önemli çevresel dönüşüm projelerinden biri olan “Ren Su Taşıma Boru Hattı” (RWTL) ihalesini yeşil çelik üreticisi özelliğimiz sayesinde Tosçelik Spiral şirketimiz ile kazandık.       

İskenderun’daki yeni tesislerine dikkat çekti:        

- İskenderun’daki Tosyalı Demir Çelik tesislerinde kullanılan ve Türkiye’de ilk olan “Quantum Furnace” teknolojisi sayesinde çok daha az karbon salımı gerçekleşiyor.   

Tesiste toplam enerji kullanımın yüzde 45 daha düşük olduğuna vurgu yaptı:     

- İleri teknoloji, daha verimli hurda kullanımı, güneş gibi yenilenebilir enerji kullanımı ile yüzde 30 daha az elektrik ve yüzde 15 daha az doğalgaz tüketiliyor. Bu tesis yüksek fırınlara göre yüzde 70, geleneksel ark ocaklarına göre yüzde 20 daha az karbon salıyor.      

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kapsamında hazırlıklara çok önceden başladıklarını kaydetti:        

- Özel bir ekip kurduk, ürün bazında tüm emisyonlarımızı hesapladık ve müşterilerimizle paylaştık. Avrupa Komisyonu’nun yayınladığı kabul değerlerinden yüzde 50 daha az karbon salımı yaptığımız belgelendi.     

2026’da başlayacak karbon düzenleme mekanizması uygulamalarına şimdiden hazır oldukları iddiasını ortaya koydu:     

 - Tosçelik Profil ve Sac, Tosçelik Granül, Tosçelik Spiral, Tosyalı Toyo, Tosyalı Filmaşin ve İnşaat Demiri, Tosyalı Demir Çelik tesislerimiz için “Çevresel Ürün Beyanı” belgelerimizi aldık.       

235 MW ile dünyanın en büyük çatı üstü güneş enerjisi kapasitesine sahip olduklarının altını çizdi:         

- Güneş enerjisi gücümüzü 2.5 GW’ın üzerine çıkarmak için yatırımlarımız sürecek. Ayrıca, hidrojen konusunda da çalışmalarımız sürüyor. Demir-çelik, Avrupa Birliği’nin “Yeşil Mutabakat”ından, “Sınırda karbon vergisi” nden en çok etkilenecek sektörlerin başında geliyor…     

Tosyalı’dan, Erciyas Çelik Boru’ya, Çolakoğlu’ndan Yıldız Demir Çelik’e, Yükselen Çelik’ten Çokyaşar’a, Erdemir’e kadar Düsseldorf’taki “Wire & Tube” fuarına katılan Türk şirketleri karbon salımını azaltma konusunda önemli adımlar atıyor…      

Tosyalı’nın Düsseldorf’ta “yeşil çelik”le sahne alması, Türk demir çelik sektörünün bu konuda attığı adımların boyutunu, ciddiyetini ortaya koyuyor… 

Avrupa, demir çelikte hurda yatırımı yapacağına bizim tesisleri kullansın 

 ERCİYAS Çelik Boru’nun davetiyle gittiği Düsseldorf’taki “Wire & Tube” Fuarında Çolakoğlu Metalurji’nin standına da uğradım.       

Stantta Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü, Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler ile sohbet ettik. Dalbeler, Türk demir-çelik sektörünün hurdadan üretim ağırlıklı olduğunu anımsattı:         

- Sektörümüzün bu yapısı “Yeşil Mutabakat” ve “Sınırda Karbon Vergisi”nin gündeme gelmesiyle avantaja dönüştü. Çünkü, hurdadan demir-çelik üretimi hem geri dönüşüm sağlıyor hem de karbon salımını daha aşağı çekiyor. Türkiye’nin dünyanın en büyük hurda demir-çelik ithalatçısı olduğunu belirtti:          

- Şimdi Türkiye’de üretilen demir-çelik, Avrupa’da yüksek fırında cevherden üretilene göre daha temiz olarak öne çıktı. Sektörümüzün Avrupa’dan hurda demir-çelik ithalatı yıllık 11 milyon tonu buluyor.       

Karbon salımıyla ilgili şu verilere işaret etti:          

  • Cevherden 1 ton çeliği kömür kullanarak ürettiğinizde 2 ton karbon salımı söz konusu oluyor.

  • Bu üretim doğalgaz kullanılarak yapıldığında salınan karbon 1 tona iniyor.

  • Hurda demir-çelik ve yeşil enerjiden üretim yapıldığında karbon salımı 300 kiloya kadar düşüyor. Çünkü, hurdayı eritmek cevhere göre daha az enerji gerektiriyor.

Avrupa ülkelerindeki demir-çelik devlerinin AB’nin yönlendirdiği fonlarla üretimde cevherden hurdaya dönüş adımları atmaya başladığına işaret etti:         

- AB’nin söz konusu dönüşüm için 10 milyar Euro fon kullandırmayı planladığını duyuyoruz. Zaten Avrupa’daki bazı demir-çelik devleri o fonlarla hurdaya dönüş yatırımlarına da başlamış bulunuyor. Bu noktada 1997’ye döndü:           

- 1997 yılında Avrupa Çelik Topluluğu’nun parçası olduk. Uzun süre Avrupa, demir-çelik ticaretimizde fazla veriyordu. Biz fazla vermeye başlayınca 2018’den itibaren kota koymaya başladılar. Yani, onlar “ortak”, biz “pazar” haline dönüştük.       

Avrupa Birliği ülkelerindeki demir-çelik üreticilerine şu çağrıyı yaptı:         

- Aramızda bir gümrük birliği olduğuna göre, Avrupa Birliği ülkelerindeki demir-çelik üreticilerinin hurdadan üretime dönüş için yeni yatırımlar yapacaklarına bizim tesisleri kullanmaları daha doğru olmaz mı?       

Sektörün kapasite kullanımını sordum, şu yanıtı verdi:        

- Sektörümüzde ortalama kapasite kullanımı yüzde 55-60’larda idi. Pandemi döneminde, 2021 yılında 23 milyon ton ile kapasite kullanımı yüzde 70’i buldu. 2023’te 15 milyon tona indi. Bu yıl yeniden 18 milyon tonu yakalama hedefimiz var.     

Demir-çelik sektörünün yatırım büyüklükleriyle ilgili şu noktanın altını çizdi:     

- Bizim sektörde yıllık bakım için bile 30-40 milyon dolarlık yatırım gerekir. Çolakoğlu Metalurji’de böyle oluyor. İşin içine modernleştirme de girdiğinde yıllık yatırım 80-100 milyon dolara çıkıyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar