İngiltere’de “Unicorn Kingdom” adayı oldu

Volkan AKI
Volkan AKI Türkiye ve dünyada dönüşüm

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’den bir şirket, OPLOG İngiltere’de Unicorn adayı seçildi. Türkiye’de 2013’te girişimci Halit Develioğlu tarafından kurulan ve son olarak Esas Holding’den 11 milyon Euro Yatırım alan OPLOG, İngiltere operasyonlarını geçtiğimiz günlerde açmış. Hem Türkiye’de İngiltere Konsolosluğu hem de İngiltere İş ve Ticaret Bakanlığı (DBT) tarafından oluşturulan Birleşik Krallık'taki İçe Dönük Yatırım (Inward investment) ve Doğrudan Yabancı Yatırım Programı’nın ilgisini çekmiş (FDI). Sonuçta London Stock Exchange tarafından da Unicorn adayı “Unicorn Kingdom” seçilen şirketler arasında yer almış. OPLOG neden bu adaylığa seçildiye gelince… İşte onun için aşağıda sizi bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. Çünkü bu yeni model şirketleri, geleceğin şirketi olarak tanımlıyoruz. Onların yıldızı parlıyor, bugün geleceği, geleceğin iş yapış modellerini onlar oluşturuyor artık. 

Bir lojistik şirketinden fazlası

OPLOG görünürde lojistik kategorisinde bir şirket. Daha önceleri dünya rekabetinden bahsettiğim bir yazımda, gelecekte pazarda liderliğin anahtarı, lojistiği iyi kullanmaktan geçecek diyordum. Tabii süreç beni haklı çıkarıyor ama modeller de şaşırtıcı bir dönüşüm yaşıyor. Bugün dijital dönüşümle e-ticaretin yükselişi, globalleşerek de e-ihracat noktasına gelinmesi, bu alanın hızlı değişimi, yeni modelleri de devreye soktu. Konu artık ‘lojistik’ kelimesinin içine de sığmıyor. Lojistiği de içine alan “Fullfillment” aslında satılan ürünün yolculuğunun tümünü tanımlıyor. Siparişten müşteriye teslime kadar giden, uçtan uça, “ürün yolculuğu” yönetimi… Aslında girişte belirttiğim konudan devam edersek bu yeni rekabet alanı e-ticaret’te başarılı olmak, yeni nesil lojistik fullfillment’da ne kadar verimliliği yakaladığınıza bağlı.

OPLOG ve kusursuz ürün yolculuğu

Neden bunları bu kadar açtım, Türkiye’de bunu 2013 yılından beri hayata geçirmek için kurulmuş OPLOG… Unicorn adaylığı bu yeni bakışına ve potansiyeline veriliyor. Kurucusu Halit Develioğlu ile geçtiğimiz günlerde tanıştım. Tüm anlattığım bu süreçlerle ilgili neredeyse bir beyin fırtınası oldu onunla sohbetimiz. Fakat biz konuşurken o bunu 10 yıl önce hayata geçirmek için adım atmış yeni nesil lojistik modeli OPLOG’u oluşturmuş. OPLOG’a fullfillment şirketi desek de, daha fazlası da var. O tanımda şu dönemde eskiyor gibi, bakarsanız herkes bunu yaptığını söylüyor. Teknolojiyi tüm alt yapısına yayan ama fiziksel depoculuğu da içine alan OPLOG’un iddiası markalar, şirketler için onları rekabette başarılı kılacak, sattıkları ürünlerin, “kusursuz ürün yolculuğu”nu oluşturmak. Bu global rekabette hız, verimlilik, müşteri memnuniyetini de içine alan kilit kavram. Konu sadece yolculuğu yapmak da değil. Müşteriyi memnun edecek kusursuzluğa veya hizmet düzeyene gelmek aslında…

Global ticarette en büyük engel fiziksel

Daha önce siber-fiziksel devamlılığı yazmıştım. OPLOG’un da temsil ettiği lojistikteki değişeme de çok uygun. Yani teknoloji ile başlayan fizikselle devam eden entegre süreçler var artık. Bundan sonra sözü OPLOG’a verirsek şöyle anlatıyor Kurucu ve CEO Halit Develioğlu: “E-ticaret ile dijitalleşen-globalleşen yeni ticaret düzeninin sınırlarını kaldıran oyuncu olarak görüyoruz kendimizi. Çünkü e-ticaret platformları, ödeme sistemleri gibi pek çok çözüm daha birinci dakika itibariyle global hizmeti markalara taşıyor. Ama burada firmaların globalde ticaret yapabilmesiyle ilgili çözülememiş en büyük engelin bunun arkasındaki fiziksel engeller olduğunu düşünüyoruz. O yüzden biz, dijitalleşen ticaretin bu fiziksel engellerini ortadan kaldıran unsur olarak OPLOG’u konumlandırıyoruz. Sonuçta ticaret dijitalleşiyor ama fiziksel kısmı hala var. Bu fiziksel kısmı aslında işin rekabetçi olarak konumlanan kısmı, bu çerçevede markaların işlerini büyütebilmesi, globalleşebilmesi farklı pazarlara açılabilmesi için tüm bu süreçteki en büyük katalizör olarak görüyoruz kendimizi…”

Artık iş basit bir lojistik değil!

Aslında bundan iyi anlatılamazdı, Halit Develioğlu konuya şöyle devam ediyor: “Bu bir basit lojistik hizmeti değil, globalleşen markalara globalleşen bir lojistik hizmeti sunmak, onları büyütebilmek, onları daha karlı hala getirebilmek, farklı pazarlara açabilmek için bir hizmet. Bunun da en önemli sağlayıcısı teknoloji çünkü herkesin depoları var, benzer raflara sahip ama bugün işi nasıl işletebildiğiniz, tüketicinin sürekli artan beklentilerine nasıl cevap verdiğiniz sizi oyunun içinde başarılı ya da başarısız kılıyor. Lojistik dünyasında yazılım ve teknoloji uygulamalarıyla fark yaratmayı hayal etmişken, bunun fiziksel dünyaya geçmeden limitli kalacağını görüp OPLOG’u kurdum”. Böylece de lojistik dünyasının yeni nesil şirketini yaratmış olmuş Halit Develioğlu…

 En büyük değişim robotizasyon

OPLOG Kurucusu ve CEO’su Halit Develioğlu gelecek ile ilgili şunları söylüyor: “Teknoloji lojistiği değiştiriyor, buradaki en önemli değişim aslında robotizasyonla gerçekleşiyor. Önümüzdeki dönemde bugün gördüğümüz depolardan çok farklı depolar görüyor olacağız. İçinde robotların çalıştığı robotlar olacak. Biz de buna inanarak en önemli değerlerden biri olan bu robotik alanına yatırım yaptık. “TARQAN” adını verdiğimiz dünyanın bu alandaki en önemli ‘fullfillment’ robotlarından birini yaptık. Bunu tamamen yerli mühendislerimizle gerçekleştirdik. E-ticaretin en önemli tarafı olan bu sipariş hazırlama, ürünleri toplama süreçlerinde verimliliği 4 katına çıkarıyor. Bu çerçevede de oldukça büyük bir verimlilik sağlıyor. Ve aynı zamanda hız kazandırıyor, aynı zamanda siparişlerin kesin bir doğrulukla hazırlanmasını sağlıyor. Depolarda personellerin ürünlere değil, ürünlerin depodan personellere geldiği bir süreç yaratıyor”.

O bir Rockstar girişimci!

Bu hafta OPLOG’dan ve modelinden bahsettik. Kurucusu Halit Develioğlu da başlı başına farklı bir portre… Giyim tarzı, duruşu, iletişim biçimiyle geleneksel yapılardan uzak. Evet Silicon Valley’deki girişimci çocuklar bir dönem tarzı epey değiştirdi. Kravatları attı, iş dünyasını yeni bir şekle büründürdü. Ama Rockstar girişimciler artık bir üst boyut olarak karşımızı çıkıyor. En büyük özellikleri kendine güvenleri… Diğeri ise bir start-up gibi değil aslında öncü gibi hareket etmeleri. Yani yıkıcı roller almaya, kitlelere iş dünyası anlamında da yol gösterme, onları sürükleme enerjisine sahipler. Halit Develioğlu da böyle bir girişimci ve CEO olarak Elon Musk neslinden geliyor diyebiliriz. Tüm şirketini de öyle modellemiş adeta… Dünya alışmaya başladı böyle girişimcilere, sanıyorum yakında Türkiye kamuoyu da alışacak…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar