İzmirli RAN Group, Brooks Brothers’ın tasarım, üretim ve perakende gücü oldu

Volkan AKI
Volkan AKI Türkiye ve dünyada dönüşüm

İzmirli RAN Group’u tekstil-konfeksiyon’da üretim, tasarıma ve perakendeye kadar 360 derece hizmet veren Türkiye’nin gizli güçlerinden biri olarak tanımlayabiliniz. Gizli derken, aslında bu durum ortakları Boyner Group’un fazla önde olmasına da bağlayabiliriz. Çünkü RAN Grup’un kurucuları İzmir’in tanınmış köklü ailelerinde ve babadan oğula üstüne koya koya bugüne gelmişler. RAN, babanın ismi Kamuran’ın son üç harfi. Ama işi sadece üretim-konfeksiyon değil tasarım ve perakende uzmanlığı ile de birleştirmişler. Perakende de ne satılacağını görüp önemli bir tasarım gücü oluşturmuşlar ve online başta olmak üzere yurt dışına açılmışlar. Tasarım gücünü perakendeyle birleştirmeleri, üretimle kumaş trendlerini birleştirmeleri benim onları ‘güç’ olarak tanımlamamın nedeni… Tabii bir farkları da biraz ‘Classics’ alanlarda olmaları. Yani işin zor tarafındalar. Erkek giyim, şimdilerde kadın giyim tasarımları da yapıyorlar ki o zor bir alan… O yüzden benzer gruplardan biraz ayrışıyorlar. Saydığım nitelikleri ve tasarım gücü bulundukları alanlarda, onları dünyada farklı noktalara taşıyabilir. Bu potansiyel gözüküyor. Avrupa’da marka satın alma planları da var. Bunları, RAN Group’un şu anda işlerin başındaki son kuşak temsilcisi ve aynı zamanda, BR Mağazacılık Yönetim Kurulu Üyesi, Altınyıldız Classics CEO’su Enis Habif’den dinledim. Enis Habif’in ailede işlerin büyümesinde de önemli rolü olduğu görülüyor.

RAN’ın gücünün özeti

Önce biraz gruptan bahsedelim, kısa da bir özet olsun. Enis Habif şöyle anlatıyor: “Ağırlığımız perakende, mağazacılık sizin de bildiğiniz gibi ana kolumuz. Ama Ailenin İzmir’de ayrıca restoran işleri de var. Butik otellerimiz de var. Ama işimizin yüzde 80’i perakende… Ailemiz hep tekstil işiyle uğraştı. Babam, kumaş üretimi, aksesuar üretimi derken, 1986 yılında Benetton’un bayisi oldu. Bu markanın ikinci veya üçüncü mağazısını biz açtık. Ben çocuktum 13-14 yaşındaydım ve işin içine doğdum. Cem Boyner getirmişti, biz de ilk bayisi oldum. Benetton’un alt markaları derken, İzmir’deki mağazalarda Cem Bey ile ortak olduk. Daha sonra şirkete girişimle birlikte üretim işimiz var bizim, kumaş üretimi, aksesuar üretimimiz, astar üretiyoruz, konfeksiyon yapıyoruz. Network markasıyla, yine mağazacılık devam etti ve onun toptan dağıtımını yapmaya başladık”.

Dönüm noktası, Altınyıldız kararı

RAN Group’un bundan sonraki adımları ve Altınyıldız Classics’e giden yolda kritik bir adım. Enis Habif’in buradaki getirdiği teklif bunu oluşturuyor. Habif’ten dinleyelim: “Biz İzmir’de RAN Group, RAN Konfeksiyon olarak biliniyoruz. O dönemde, baktık Network markası ile çok hızlı ilerleyemiyoruz. Bir öneri getirdim, Boyner’in Altınyıldız’ını perakendeye açalım, bir erkek markası yapalım dedim. Böylece başladık, üretiminden tasarımına mağazalarına tüm alt yapısını biz oluşturduk. Sonra 2011 yılında BR diye bir şirket kurduk, B’si Boyner’den, R’si RAN’dan… Altınyıldız Classics ve Beymen Business yapıyoruz. Biliyorsunuz Beymen satıldı. Onlarla da bir lisans anlaşmamız var. Koleksiyonunu biz yapıyoruz, mağazalarını biz yapıyoruz hala.. Ama ana işimiz BR Mağazacılık’da Altınyıldız Classics ve toplamda 180 mağazamız var. Yurt dışında 40 mağazamız var. Aynı zamanda Boyner Mağazaları içinde hem Altınyıldız Classics hem de Boyner Business corner’larımız var”.

Yeni adımlar hızlı geliyor

Gerek RAN Group tarafında, gerekse Altınyıldız Classics tarafında önemli gelişmeler var. Enis Habif bunları şöyle anlatıyor: “Bundan 4 yıl önce Amerika’nın 3’üncü büyük perakende grubu, Lee & Wrangler ile lisans anlaşması yaptık. Onlar Türkiye’den çıktılar, lisansını biz aldık, burada tasarlıyoruz, üretiyoruz, mağazalarını açıyoruz, aynı zamanda bütün Kuzey Afrika’da mağazalarını açmaya başlıyoruz. Çok yeni bir gelişme olarak Brooks Brothers’ı biliyorsunuz, onlar Koç Grubu’ndaydı.  Rahmi Koç Bey’in çok sevdiği bir markaydı. Ama Brooks Brothers ABD’de pandemiyle birlikte battı. Onları ABD’li 40-50 tane markayı yöneten çok büyük ABG Group satın aldı. Onlar burada yeni bir partner, üretici, perakendeci Türkiye ve yakın coğrafyalarda bir partner aradılar. Biz de onlarla bu sene çok uzun süreli bir sözleşme yaptık. Brooks Brothers’ı Türkiye’de tasarlayacağız, üreteceğiz, aynı zamanda mağazalarını açacağız, Kuzey Afrika’da ve online’da tüm işletme işini gerçekleştireceğiz”.

“İşimiz marka, kasımız üretim”

Marka stratejileri ve üretim, tasarım güçlerinden bahsetmiştim, Enis Habif buradaki güçlerini nasıl kullandıklarını yeni projeler üzerinden anlatıyor: “Bizim ana işimiz markalar, bunlarla büyüyen bir yapımız var. Üretim en önemli kasımız, tasarımda çok güçlüyüz hem İzmir’de hem İstanbul’da tasarım ofislerimiz var. Lee & Wragnler ve Brooks Brothers da en çok değişmesi gereken konunun tasarımları olduğunu markaların çok güçlü, tasarımlarının ise ‘old school’ kaldığını düşünüyorduk. Broks Brother’da da, yeni tasarımlar ve yeni güncel kumaşlar konusunda da anlaştık. Şubat ayında, ilk mağazalarda bunları göreceksiniz. ABD’liler ilk kadın koleksiyonunu görmeye geldiler. ‘Böyle bir ekiple karşılaşacağımızı düşünmemiştik. İşinizde çok iyi olduğunuzu biliyoruz ama böyle bir tasarım ve üretim, 360 derece çalışma biçimini tahmin etmemiştik. Sizinle ülke sayımızı artırmak istiyoruz’ dediler. Belki ABD’ya da onların dağıtım zincirine de ürün gönderebiliriz. Yüzde 50 onların bazı ürünlerini alıyoruz, yüzde 50’sini de biz tasarlayıp üreteceğiz. Tasarım konusunda çok iyi olduğumuzu düşünüyorum”.

Yurt dışına açılma ve online fırsatlar

Konu tabii online, dijital dönüşüm ve e-ihracata geldi. Markaların yurtışı büyümesini e-ticaret’in nasıl artırdığını Enis Habif ile şöyle konuştuk: “Son yıllarda, markalarla yurt dışına açılmaya, tasarım gücümüzü artırmaya başladık. Pandemiden sonra Türk perakendeciler olarak online tarafa o kadar yatırım yapmaya başladık ki… Burası çok önemli ve bizler için büyük şans diye düşünüyorum. Eskiden sadece offline mağazadan alıyorduk. Pandemiden önce cirodaki payı da yüzde 3-4’tü. Şimdi ‘direct to custumer’dan her ülkenin pazar yerlerinde kendi markalarımızı satabilme imkanına kavuştuk. Ben Altınyıldız Classics olarak gidip Romanya’da mağaza açıyorum ama Zara Grubu’nun aldığı yeri alamıyorum ya da Türkiye’deki perakendeciler alamıyor. Dünyadaki diğer satıcılar da alamıyor. Şimdi e-ihracat ya da e-ticarette herkesin 17’inch ekranı var. Rekabeti demokratikleştirdi. Son 2-3 senede bu sayede önemli noktalara geldik”.

Altınyıldız Classics ve AC & Co

BR Mağazacılık Yönetim Kurulu Üyesi, Altınyıldız Classics CEO’su Enis Habif online fırsatları ve stratejileri şöyle özetliyor: “Altınyıldız Classics okunması çok zor o yüzden biz onun ismini AC & Co yaptık. Zalando’da, ki 16 ülkede moda perakendecisi, yine Trendyol ile Altınyıldız Classics olarak ciromuzun yüzde 20-22’sini online’dan yapmaya başladık. Bu inanılmaz bir rakam. Bir Türk markasının artık e-ihracat ile sizin değiminizle o kadar demokratikleşti ki bu iş, online satış platformlarında, lojistiğinize, sistemlerinize, platformlara yatırım yaptığınızda… Ürünü iyi ve rekabetçi yapmak zorundasınız zaten. O yüzden arka tarafı iyi yaptığınızda doğru tüketiciye ulaşmanız çok daha kolay. Biz şu an Pakistan konuşuyoruz, Hindistan konuşuyoruz. AC & Co olarak online’da satış yaptığımız gibi Almanya’da 4 mağazamız var. Romanya’da 15 mağazamız var. Bulgaristan, Fas’ta şirket kurduk. Londra’da çalışmalarımız var. Eskiden sadece mağazalar açmaya çalışıyorduk. Şimdi 2 mağaza açıp, oranın dijital pazar yerlerinde satışla markamızı duyurabiliyoruz. Bu dünya için bir şans ama aslında Türkiye için büyük bir şans. Önümüz çok açık… Tabii algoritmalar dünyası burası, iyi bir dijitalleşme, iyi bir alt yapı istiyor. Bunları iyi yaptığınızda algoritma sizi öne çıkarıyor. Öne çıkardığı zaman da dünya devleriyle aynı platformda ürün satabiliyorsun. Bu müthiş bir fırsat

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar