Personel yetersizliği

Pandemi (küresel salgın) milyonlarca insanın yaşamın yitirmesine neden olurken çok daha fazla sayıda kişinin işsiz kalmasına yol açtı.            

Küresel salgından etkilenerek işsiz kalanların bir bölümü başka alanlara geçti.          

Bu durum sektörde kalifiye (yetişmiş) personel sıkıntısına neden oldu. Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Genel Direktörü Guy Ryder, mesleğini değiştirenler arasında yeme-içme, perakendecilik ve hemşireliğin ilk sıralarda yer aldığını bu sektörlerde çalışanların yaptıkları işin beklentilerini karşılamadığı için bu yola başvurduğunu söylemişti.            

Bunun sektör için ciddi bir sorun olduğu ifade edildi. İşletmelerin yetişmiş personeli ellerinde tutmaları, sektör dışına çıkmalarının önlenmesi için çağrılar yapıldı, ama buna kulak asılmadı.              

Pandemi sonrası işler açıldığında havaalanları ve uçaklardaki personel yetersizliği ortaya çıktı. Bunun üzerine binlerle ifade edilen uçuş iptal edildi.              

Almanya’da Hava Taşımacılığı Ekonomisi Birliği (BDL), soruna çözüm olarak hükümetten ülke dışından havalimanlarında çalışacak personelin getirilmesi konusunda yasal engelleri kaldırmasını istedi.           

Bu kapsamda Türkiye’den 2 bin personelin getirilmesine izin verildi.           

Almanya Otel ve Restoranlar Derneği (DEHOGA) CEO’su Ingrid Hartges de sektörün pandemi döneminde kısa süreli ve tam zamanlı çalışan toplam 347 bin kişilik eleman kaybı yaşandığını belirterek soruna çözüm olarak başka ülkelerden personel getirilmesine izin verilmesini istiyor.          

Sektörün yitirdiği yetişmiş eleman sorunu büyük zincirlerin de gündeminde.            

Accor Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Sébastien Bazin, otel çalışanlarının yüzde 25’inin sektörü terk edip başka alanlara gittiğini ve artık turizme geri dönmeyeceğini söylüyor.               

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, personel eksikliğinin sektörü tehdit eder duruma geldiğini belirtip bu alanda insan faktörüne yatırım yapılması gerektiğine işaret ederek “Personele daha iyi maaş verilmesi ve çalışma koşullarının düzeltilmesi şart. Mutlu çalışan hem kendisi hem de çalıştığı işletme için üretken bir çalışandır" dedi.          

Türkiye’de “Mutlu çalışan-mutlu müşteri” ilkesiyle çalışan az sayıda tesis var. Örneğin Barut Grubu pandemi döneminde kimseyi işten çıkarmadı, yetişmiş personeli tuttu.           

Bu arada enflasyondaki aşırı artış karşısında az sayıda otel, örneğin Antalya Lara’daki Concorde çalışanlarına ara dönem ücret zammı yaparak yetişmiş personeline sahip çıktı.        

Böyle güzel örnekler keşke daha çok olsa.         

Sektör genelinde personel sorununa palyatif yöntemlerle yaklaşılıyor.           

Kalifiye gerektirmeyen birimlerdeki sorun yabancı işçi ile çözülmeye çalışılıyor. Oteller temizlik vb işlere, Özbekistan,       

Tacikistan, Nepal, Endonezya, Bangladeş ve Hindistan’dan getirilen işçiler üzerinden ilerliyor.          

Çözüm bu değil. Çözüm ucuz emek değil, emeği nitelikli hale getirmektir.         

Çözüm, aralarında askıya alma uygulamalarının da olduğu yasal düzenlemelerin yapılması, turizmde çalışmanın mevsimsellikten çıkartılması ve bu alanı çalışanlar için cazip hale getirilmesidir.   Bu yalnız çalışanlar değil, kamu yönetimi, sektör ve işletmeler için de gereklidir.

Amsterdam’daki 5 müze ziyaretçisi Türkiye’deki 428 müzenin 4'te biri

Türkiye’deki bütün müzelerin en iyi yıl 2019’daki toplam ziyaretçi sayısı 35 milyon iken Hollanda Amsterdam’daki yalnız 5 müzenin ziyaretçi sayısı 8 milyon.            

Türkiye genelinde 428 müze bulunurken Amsterdam’da 101 müze var.             

Amsterdam’a günübirlik ve yalnız hafta sonu için konaklamasız gelen kişi sayısı pandemi öncesinde 22 milyon iken, o tarihte Türkiye toplam ziyaretçi sayısının yarısı kadar gerçekleşti. Amsterdam’ın günübirlik ziyaretçi sayısı 2020’de 5 milyona düştükten sonra 2021’de 13 milyon olarak gerçekleşti