Anadolu’dan İstanbul’a: Lezzet, sanat ve tarihin izinde

FARUK ŞÜYÜN
FARUK ŞÜYÜN YAŞAM KEYFİ

Efeler Yolu’nda kültür, lezzet ve doğa senfonisi

İzmir’in bereketli topraklarında, tarihin ve lezzetin izini sürdüğüm iki günlük serüvenim, daha yola çıkmadan okuduklarımdan Efeler Yolu’nun büyüsüne kapılmamla başladı... İzmir Valiliği’nin hazırladığı bu iki günlük program, bana Ödemiş ve Tire’nin saklı kalmış güzelliklerini, köklü tarihini ve damak çatlatan mutfak kültürünü derinden hissetme imkânı sundu.

Efeler Yolu, İzmir’in Bornova ilçesinden başlayıp Nif Dağı ve Bozdağlar’ı aşarak Kiraz’ın serin yaylalarına, oradan da Aydın sıradağlarını takip ederek Efes-Selçuk’taki Meryem Ana Evi’ne ulaşan 500 küsur kilometrelik, her adımı bir başka hikâye anlatan işaretli bir yürüyüş rotası. Benim sadece iki gün deneyimleyebildiğim, adını ve ruhunu aldığı Efe ve Zeybek kültürünü her patikasında hissettiren bu yol, el değmemiş yaylaların, cesaret isteyen dağ geçitlerinin ve zamanın durduğu kadim köylerin birleşimiyle âdeta bir hazine haritası gibi.

 

Bu haberin devamı ve köşemizdeki diğerler yazıların ayrıntıları için lütfen https://www.ekonomim.com/yasam-keyfi adresine geçiniz...

 

Bir lezzet manifestosu: Urla'da toprak ve deniz buluştu

Türkiye’nin gastronomi haritasında parlayan yıldızlardan biri olan Urla, unutulmaz bir lezzet yolculuğuna ev sahipliği yaptı. Gault&Millau Türkiye Turu’nun ilk ayağı olan “Signature Dining Experience”, Türkiye ve İtalya’dan dört şefin hazırladığı 8 course’luk (yemeklik) menüyle Teruar Urla’da gerçekleştirildi. Etkinlik, bilet satışı olmayan, sadece medya, gastronomi dünyasının önde gelen isimleri ve davetlilere özel kapalı bir organizasyondu.

Manej Urla’da düzenlenen basın toplantısında Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen, 6-7 Kasım’da İstanbul’da gerçekleştirecekleri Gastromasa İstanbul Uluslararası Gastronomi Konferans & Fuarı’nın 10. Yılı olduğuna dikkat çekti. Sözen, toplantıda vizyonunu şu sözlerle özetledi:

“Amacımız, Türkiye’nin gastronomi turizminin merkezi haline getirmek. Gastromasa gibi uluslararası kongrelerden şehir festivallerine, Gault&Millau’nun Türkiye’ye entegrasyonundan yerel şeflerimizin dünya sahnesine çıkmasına kadar geniş bir yelpazede çalışıyoruz. Her proje, Türkiye’nin gastronomi hikâyesini samimiyetle anlatmayı hedefliyor. Gault&Millau’yu ülkemize getirerek şeflerimizi dünya sahnesine taşıdık. Urla’da başlayan ‘Signature Dining Experience’ serisi ise Türk ve yabancı şefleri bir araya getirerek yerel lezzetlerimizi globale tanıtacak.

Dünyada fine dining pazarı daralırken, otelcilik ve mixology barlar büyüyor. Michelin Guide ve Gault&Millau artık otellere de ödül veriyor. Biz de Türkiye’de bu trende uyum sağlıyoruz.

Gaziantep, Adana, Antalya, Urla ve Ayvalık’ta festivaller düzenliyoruz. 2026’da İstanbul Park Orman’da özgün bir şehir festivali planlıyoruz. Yine 2026’da Kapadokya’da, bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yerel lezzetlerle birleştiren bir gastronomi deneyimi sunmayı planlıyoruz.  Bu festivaller, şehirlerin gastronomi kimliğini güçlendiriyor ve turizme katkı sağlıyor.”

 

Cazın büyüsü İstanbul’u saracak

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Garanti BBVA sponsorluğunda düzenlenen 32. İstanbul Caz Festivali, 1-17 Temmuz tarihleri arasında caz müziğinin büyüsünü İstanbul’un dört bir yanına taşıyacak. 28 yıldır caz müziğine kesintisiz destek veren Garanti BBVA, bu yıl da festivalin ana sponsoru. Harbiye Açıkhava, Fransız Sarayı, swissotel, Esma Sultan Yalısı ve Moda Sahnesi gibi şehrin ikonik mekânlarında düzenlenecek konserler, Türkiye ve dünyadan cazın usta isimlerini ve yeni yeteneklerini bir araya getirecek.

 

Sezen Aksu’dan yeni albüm: Paşa Gönül Şarkıları

Sekiz yıl aradan sonra Sezen Aksu’nun yeni albümü “Paşa Gönül Şarkıları” müzikseverlerle buluştu. 16 şarkıdan oluşan albüm, sanatçının kişisel hikâyelerini yansıtan duygusal ve etkileyici bir yolculuk sunuyor.

Söz ve bestelerin çoğu Sezen Aksu’ya ait olduğu albümde, Ahmet Selçuk İlkan, Levent Yüksel, Mithat Can Özer, Mohamed Yehia, Nader Abdallah, Necati Cumalı, Sait Büyükçınar ve Soner Sarıkabadayı gibi isimlerin eserleri de yer alıyor. Düzenlemelerde Ayda Tunçboyacı, Can Sanıbelli, Ersay Üner, Mert Alp, Mithat Can Özer, Murat Acar, Murat Bulut, Mustafa Ceceli, Okay Barış, Ozan Bayraşa ve Onno Tunç’un imzaları bulunuyor.

“Paşa Gönül Şarkıları” tüm dijital platformlarda dinleyiciyle buluştu.

 

Yanköşe’nin yeni edisyonu Jeo-Atlas ile çevresel farkındalığa odaklandı

Kahve Dünyası’nın güncel sanat projesi Yanköşe, 11’inci edisyonunda, Alper Aydın’ın “Jeo-Atlas

(Geo-Atlas)” isimli çalışmasını ağırlıyor. Kıymet Altunyurt’un mimari desteğiyle hayata geçirilen ve ekim sonuna kadar sergilenecek projede Yanköşe duvarı, giderek azalan yeşil alanların bir temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor. Çalışma, Yanköşe duvarını dikey bir yeryüzüne dönüştürerek insanın doğayla son dönemdeki ilişkisini büyük bir enstalasyonla anlatıyor.

Bu dikey yeryüzü üzerinde yer alan dozerler, insanın son dönemde doğaya olan etkisini bir imgeye dönüştürüyor. Çalışma, bu haliyle kentsel dönüşümün bir simgesi haline geliyor. Kontrolsüz yapılaşmayla bir kez daha yüzleşmeyi sağlayan çalışma, izleyicileri derin bir sorgulama ve içsel bir hesaplaşmaya davet ediyor.

 

Gündelik Mucizeler sergisi Kalyon Kültür’de sanatseverlerle buluştu

Kalyon Kültür’ün küratörlüğünü Kalyon Kültür Sanat Yönetmeni Aslı Bora’nın üstlendiği ‘Gündelik Mucizeler’ sergisi kapılarını açtı. Sergi, on çağdaş sanatçının gündelik yaşamın sıradan gibi görünen anlarından ilham alan 29 eserini bir araya getiriyor. Resim, heykel, sokak sanatı, dijital sanat ve yerleştirme gibi farklı disiplinleri buluşturan seçki, 17 Ekim’e kadar Kalyon Kültür’ün tarihi Taş Konak’ında sanatseverlerle buluşacak.

Sergide Ayla Turan, Ebru Kocaer, Ecem Dilan Köse, Erhan Lanpir, Gülveli Kaya, Muhammet Bakır, Mr. Hure, Saghar Daeiri, Seydi Murat Koç ve Zeynep Abacı’nın eserleri yer alıyor. ‘Gündelik Mucizeler’, sanatla gündelik hayat arasında sezgisel ve duyusal bir bağ kurarak, sıradanın içindeki olağanüstülüğü görünür kılmayı hedefliyor.

 

Lezzet ve manzara bir arada…

Beşiktaş Tüpraş Stadyumu’nda yer alan White Pepper’da İstanbul’un eşsiz manzarası eşliğinde geçmişin mirasını modern lezzetlerle harmanlayan bir gastronomi deneyimi sunmak hedefleniyor. White Pepper, Türk mutfağının ikonik lezzetlerini ustalıkla hazırlanan kebaplar, taş fırın pizzalar ve pideler, White Pepper usulü steak tartar, anasonlu ve kuru incirli Girit ezmesi ile kadayıflı tarhana ezmesi gibi özgün mezelerle buluşturuyor. Bozkır tahini ve Silivri isli yoğurdu gibi yerel malzemelerle hazırlanan tabaklar da menüde yer alan lezzetler arasında. Geniş terasta yer alan barda ise özel olarak tasarlanmış imza kokteyller servis ediliyor.

 

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Tarih, sanat ve lezzet 26 Mayıs 2025
Bir hafta altı renk… 05 Mayıs 2025