Enflasyon ve ücret zammı kaosu
TÜİK Başkanı, bir karikatürde ”Biz de ENAG’ın enflasyon rakamlarını ele alıyoruz. Ne açıklarlarsa ikiye bölüp TÜİK’in rakamını buluyor, onu açıklıyoruz” diyordu. TÜİK’in 8 aydır üst üste düşen enflasyon rakamlarını ve arkadaşımız Şebnem Turhan’ın anlamlı yorumlarını içeren haber-analizini görünce, ENAG’ın enflasyonuna bakma gereği duydum. ENAG’ın yıllık enflasyonu %108 idi.
‘’Temmuz ayında memur maaşlarının en düşük 22 bin lira olacağı’’ seçim propaganda döneminde AK parti açıklamalarında yer almıştı. AK Parti Grup Başkanvekili Abdullah Güler, ‘’Uzun zamandır yaptığımız çalışmalar ve istişareler neticesinde’’ sözleriyle açıkladığı torba yasa Meclis Başkanlığı’na sunuldu. En düşük maaşı 22 bin liraya çıkaracak teklifte, tüm kamu görevlilerine yüzde 17.8 ve herkese eşit miktarda ve günümüzde yaygın olarak kullanılan sözcükle ‘’seyyanen’’ 8.077 TL artış öngörülüyor. Güler, yüzde oranlarının göze ve kulağa verdiği rahatlığı şu sözlerle açıklıyor: “Temmuzda artış ortalama yüzde 74 olurken, kümülatif olarak yüzde 129 artış sağlanıyor…”
Türkiye’deki 3 milyonu kadrolu, sözleşmelilerle sayıları 5 milyon ulaşan memur AK Parti’nin bu yasasından yararlanacak. Ama Türkiye sadece bu değil ki… Türkiye’de 15.9 milyon işçi statüsünde çalışan bulunuyor. Bunların yüzde 62.5’ü asgari ücretli. Bunların durumunun ele alınıp iyileştirilmesi gerekmez mi? Aksi halde, çalışan ücretleri arasında büyük farklar oluşmaz mı? Asıl beklenen, ücret artışlarının kısa sürede hayat pahalılığı karşısında erimemesi, satın alma güçlerinin gerilememesi. Geçen ekim ayında yıllık %85.51 düzeyinde olan enflasyon, son 8 ayda sürekli geriledi ve %38‘e indi ama ücretlerdeki bu artışa karşın, çalışanların bırakın refahı, alım güçleri bile artmadı. Yapılması gereken, ücret artışı değil, çalışanların satın alma güçlerinin artırılmasıdır. Adı ‘’erk’’ (güç) olan hükümetlerin görevi de bunu sağlamaktır. ’’Eşel mobil‘’ olarak tanımlanan enflasyona göre ‘’otomatik zam’’ın çare olmadığını, hem iktisat teorisi, hem de 100 yıllık Cumhuriyet tarihimiz bize fazlasıyla anlatıyor.
GÜNÜN NOTU: Profesör Daron Acemoğlu, Euronews’e, "Türkiye’de ekonomik reform için demokratik kurumlar gerekiyor, o da yok!" açıklamasını yaptı.