Ford Otosan’da 'gelecek şimdi'

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

Ford Otosan; Endüstri 4.0 ve akıllı fabrika uygulamaları ile Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) “Global Lighthouse Network” listesine giren Türkiye’deki ilk, dünyadaki 4 otomotiv fabrikasından biri.

Dünyanın en gelişmiş fabrikalarını belirlemek amacıyla Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 yılında başlattığı bu girişim, yenilikçiliği, sürdürülebilirliği ve operasyonel verimliliği temsil eden bir mertebe niteliğinde.

WEF; yapay zekâ, robotik ve nesnelerin interneti gibi en son teknolojileri üretime entegre ederek önemli verimlilik kazanımları ve operasyonel mükemmellik elde eden tesisleri ‘Global Lighthouse Network’ adını verdiği küresel ağa dâhil ediyor. Bir fabrikanın bu ağa kabul edilebilmesi için teknolojinin benimsenmesi, operasyonel performans, sürdürülebilirlik ve kültürel dönüşümle ilgili sıkı kriterleri karşılaması gerekiyor. Bu ağda Ocak 2023 itibarıyla tüm dünyadan sadece 132 fabrika yer alıyor.

Ford Otosan Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Lideri Burçak Türkeri; “Sektörümüze öncülük etme amacıyla uçtan uca, bağlı, ortak bir akıl tarafından yürütülen bir Ford Otosan hayal ettik. Gelecek vizyonumuzun ışığında 2015 yılından bu yana ürettiğimiz projeler ve hızlandırdığımız Endüstri 4.0 çalışmaları sayesinde Gölcük Fabrikamız ile 2019 yılında bu öncü fabrikalar ağına dahil olduk. İlmek ilmek dokuduğumuz bu başarı yolculuğu bizi örnek gösterilen ve çağın ötesine götürecek fabrikalar arasına taşıdı” yorumlarını yaparken, Ford Otosan’ı bu konuma taşıyan uygulamaları şöyle anlatıyor: “Üretim geliştirmede standart işlerin tamamını sanal robotlara devrettik. Bugüne dek, 1 milyon üzerinde metrekareye varan tesisimizi dijital ortama taşıdık. Yapay zekâ algoritmaları ile gerçek ve anlık veriden değer yaratıyoruz. Fabrikalarımız genelindeki tüm atölyelerimizde bulunan üretim, kalite, bakım, lojistik, iş güvenliği ve bölüme özel tüm dijital uygulamaları ‘Fabrika 4.0- Dijital Mükemmellik Merkezi’ adlı tek bir platformda topladık. Tüm fabrikayı içindeki tüm ekipmanlarıyla birbirine bağlayan bu platformla atölyelerdeki tüm makinelere erişim sağlanarak, ekipmanın üretim, kalite, bakım ve iş güvenliği ilgili verisine ulaşılabiliyor.”

Burçak Türkeri ile otomotiv sektöründe sürdürülebilirlik temelli dönüşümü konuştuk:

Yarın için bugünden güçlü adımlar atmak

“Sürdürülebilirlik bizim için topluma etki etme anlamı taşıyor. Sürdürülebilirlik bakış açımızı bütüncül şekilde; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanlarını kapsayacak doğrultuda kurguluyoruz. Sürdürülebilirliği ele alırken verimlilik, finansal büyüme, yüksek çalışan bağlılığı ve mutluluğu, tedarikçilerimizin, müşterilerimizin, bayilerimizin yarattığımız etkiyi hissedebilmesi, yeteneği kazanma, elde tutabilme ve geliştirme, dünyaya, çevreye ve topluma maksimum fayda sağlayabilme hedefleriyle stratejiler geliştiriyoruz. Aslında sürdürülebilirlik bize göre yarın için bugünden güçlü, kararlı ve somut adımlar atmak demek. Tam da bu nedenle 2022 yılında “Gelecek Şimdi” diyerek uzun dönem sürdürülebilirlik hedeflerimizi paylaştık ve sektörümüz için iddialı bir sürdürülebilirlik vizyonunu ortaya koyduk.”

Endüstride temel bir değişim yaşanıyor

“Sürdürülebilirlik iş yapış tarzımıza paralel olarak, tüketici beklentilerinin de etkisiyle otomotiv endüstrisinde temel bir değişime yol açıyor. Bu değişim, yenilik yapabilen ve bu değişikliklere uyum sağlayabilen şirketler için yeni fırsatlar yaratırken, bir bütün olarak toplum için daha fazla çevresel fayda sağlıyor. Otomotiv sektöründeki sürdürülebilirlik temelli dönüşüm temelde araçların tasarımı, üretimi ve kullanımında daha sürdürülebilir ve çevre dostu uygulamalara doğru bir geçişi ifade ediyor. Buna sera gazı emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, atık ve kirliliğin en aza indirilmesi ve döngüsel ekonomi ilkelerinin desteklenmesi de dahil. Bu dönüşümü çok çeşitli faktörler şekillendiriyor. Örneğin Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması gibi düzenlemelerin ışığında dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, emisyonları azaltmak ve yakıt verimliliğini artırmak için otomotiv endüstrisine giderek daha katı düzenlemeler getiriyor. Tüketiciler de çevre konusunda daha bilinçli hale geliyor ve daha sürdürülebilir araçlar talep ediyor. Bu da otomobil üreticilerini daha az kirletici yayan elektrikli ve hibrit araçlar geliştirmeye itiyor. Özellikle elektrifikasyon, bağlanabilirlik ve otonom sürüş alanlarında olmak üzere teknolojideki ilerlemeler, daha sürdürülebilir ve verimli araçların geliştirilmesine olanak sağlıyor.”

İnsana 'insan' olduğu için değer veriyoruz

“Ford Otosan olarak, insana 'insan' olduğu için değer veriyoruz. Ford Otosan olarak Türkiye otomotiv üretim şirketleri arasında en yüksek kadın istihdamına sahibiz. Aynı zamanda ‘Society of Women Engineers İstanbul’a ilk destek veren, KAGİDER’den ‘Fırsat Eşitliği Modeli’ sertifikasını alan ilk otomotiv şirketiyiz. Şirket politikamız kapsamında işe alımlarda saha çalışanlarında her 4 kişiden 1’inin, ofis çalışanlarından ise her 2 kişiden 1’inin kadın olması gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği taahhütlerimiz doğrultusunda, başta eğitim ve istihdam olmak üzere, STEM alanında kadınların gelişimi için çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda istihdamda yer alacak, istihdamda var olan ve istihdam ayrılmış kadınlara yönelik destek mekanizması için kendimize dört ana hedef belirledik. Bunlar;

1. Teknoloji ve inovasyon alanında şirket içerisinde çalışan kadın oranını yüzde 30'a yükseltmek;

2. Tüm bayi ağında STEM alanında çalışan kadın sayısını 2 katına çıkarmak

3. 2026 yılına kadar topluma yönelik gerçekleştireceğimiz farkındalık, eğitim ve finansal destek projeleriyle 100 bin kadına ulaşmak

4. Yönetim kadrolarının en az yarısı kadın olan girişimleri desteklemek.”

Türk otomotiv sektörünün en büyük Ar-Ge organizasyonuna sahibiz

“Sancaktepe, Gölcük ve Eskişehir Ar-Ge merkezlerimizdeki iki bini aşkın çalışanla, Türk otomotiv sektörünün en büyük Ar-Ge organizasyonuna sahibiz. Tüm bu merkezlerimiz geleceğin çözümlerini üretmek hedefiyle adeta bir üniversite kampusu gibi çalışıyor. Ar-Ge çalışmalarımızın çok büyük bir bölümü yenilikçi mobilite çözümleri, karbondioksit emisyonlarının azaltılması, elektrikli araçlar ve hafif araç teknolojileri ile düşük yoğunluklu, geri dönüştürülebilen, yenilenebilir malzeme alanlarında. Otomotiv sektörünün yeşil dönüşümünü sağlamak amacıyla sürdürülebilirlik ve gelecek için inovasyon yapıyoruz.  Hizmet ve operasyonlarımızın sürdürülebilirliğini artırmak, çevresel etkimizi ise azaltmak amacıyla Ar-Ge çalışmaları geliştirmeye odaklanıyoruz.

Örneğin; Recube adını verdiğimiz proje kapsamında ürünlerin hammadde, üretim, kullanım ve geri dönüşüm süreçlerindeki emisyonlarını hesaplıyoruz. Böylece çevresel etkinin en yoğun olduğu sürece temas ederek bu noktada geliştirme sağlıyoruz. Bu sayede ürünün tasarım aşamasından başlayarak döngüsel ekonomi süreçlerine uygun hareket ediyoruz.

PEACOC projemizle kıymetli metallerin döngüselliğini sağlayarak daha uygun metallerin kullanımına fırsat vermeyi hedefliyoruz.

AB tarafından desteklenen Ufuk2020 kapsamında, 11 ülkeden 30 firmanın katılımıyla başlattığımız LongRun Projesi’yle emisyonları yüzde 30 azaltmayı ve yüzde 10 enerji tasarrufu sağlamayı amaçlıyoruz.” 

Ford Otosan’dan iddialı sürdürülebilirlik hedefleri

1. Binek araçlarda 2030, hafif ve orta ticari araçlarda 2035, ağır ticari araçlarda ise 2040 itibarıyla sadece sıfır emisyonlu araç satışı hedefliyor.

2. Geleceğin ulaşım teknolojisi olan elektrikli araçlara yatırım yapıyor, alternatif yakıt kullanan araçların sektöre kazandırılması için çalışmalar yürütüyor.

3. Bağlı araçlar teknolojisine odaklanıyor, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak hareketliliği destekliyor.

4. Üretim tesislerinde çevresel ayak izini küçültüyor. Türkiye’deki tüm fabrikalarında ve Ar-Ge merkezinde, 2030’da karbon nötr olmayı amaçlıyor.

5. Yerleşkelerinde kullanılan elektriğinin tamamını yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan elde etmeye şimdiden başlamış durumda.

6. 2030 yılına kadar operasyonlarındaki düzenli depolama alanlarında sıfır atık politikası ile ilerleyeceğini taahhüt ediyor.

7. Tek kullanımlık plastikleri kişisel kullanımdan tamamen kaldırmayı, ürettiği araçlardaki plastik kullanımında geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir plastik oranını yüze 30’a çıkarmayı amaçlıyor. Geri kazanım projeleriyle tesislerinde araç başı temiz su kullanımını 2030’a kadar yüzde 40 oranında azaltmayı planlıyor

8. Tedarik zincirini ve lojistik operasyonlarını 2035 yılında karbon nötr hale getirmeyi hedefliyor.

9. 2030’a kadar şirketin tüm yönetim pozisyonlarında kadın oranı yüzde 50 seviyesine çıkarmayı taahhüt ediyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar