Hatay Samandağ ve Adıyaman Gölbaşı için destek gerekiyor

Necla DALAN
Necla DALAN Hikayeler&Liderler

Kış kapıya dayandı, deprem bölgesindeki konteyner kentlerde yaşam daha da zorlaşacak. Fiziksel şartlar bir yana eğitim, psikolojik ve sosyal hayatın desteklenmesi de bölgedeki en büyük sorunlardan biri... Çocukların, gençlerin, kadınların, erkeklerin, yaşlıların daha doğrusu her yaş grubunun bu anlamda ihtiyaçları ve beklentileri var. Sivil toplum kuruluşları ile Türkiye’nin önde gelen şirketleri bu anlamda birçok projeye imza atıyor. Kısa bir süre önce P&G Türkiye’nin Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ile Gaziantep Islahiye’de depremzedelere destek için hayata geçirdiği Umut Evi bunlardan biri… Umut Evi’nin içinde TOG iş birliği ile hayata geçirilen Destek Merkezi’nde haftanın 7 günü depremden etkilenen çocukların ve gençlerin rehabilitasyonuna yönelik farklı başlıklarda atölyeler, kültür- sanat eğitimleri, okul destek çalışmaları ve çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor.

Islahiye’deki Destek Merkezi, TOG'un afet bölgesinde hayata geçirdiği 10’uncu merkez… Hatay Samandağ ve Adıyaman Gölbaşı’nda da destek merkezi kurulması planlanıyor ancak bunun için ciddi desteğe ihtiyaç duyuluyor. Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı ile destek merkezlerini ve ihtiyaçlarını konuştuk. Kırımlı, öncelikle destek merkezi kurma fikrinin nasıl doğduğunu şöyle anlattı:

“Sadece gençler değil çocuğu, kadını, yaşlısı herkesin ihtiyacı var”

“Bizim de üyesi olduğumuz Afet Platformu’na üye tüm sivil toplum kuruluşları adına 6 Şubat’tan sonra gönüllü çağrısı yaptık. 60 bine yakın çağrı geldi. Biz 6 binden fazla gönüllüyü yardım depolarında çalışmak için organize ettik. Bu çalışma 6 ay sürdü. Öte yandan 6 Şubat’tan itibaren bir çalışma grubu kurduk. Gençler perişan, psikolojik sorunları var, çalışma alanları yok. 20 Şubat’ta dedik ki bunun sürdürülebilir hale getirilmesi lazım. Destek merkezinin tohumları ilk o zaman ortaya çıktı. Bizim 20 yıldır Samsun’da bir gençlik merkezimiz var. O merkeze gelen gençler bambaşka biçimde çıkıyor. Bölgedeki farklı üniversitelerden geliyorlar, birbirlerini tanıyorlar, yalnız olmadıklarını görüyorlar. Merkeze geldikleri anda bir şeylerin ucundan da tutuyorlar. Çıkış noktamız biraz da bu oldu. Afet bölgesinde merkezler açalım dedik. İlk çadır kentlerde çadırlar kurduk. Toplum gönüllüsü gençler orada çalışmaya başladı. Baktık ki sadece gençler değil çocuğu, kadını, yaşlısı, erkeği de var. O zaman adına destek merkezi diyelim, herkese açık olsun dedik ve projeyi oluşturduk.”

Hatay’da üç destek merkezi olduğunu kaydeden Kırımlı, “Çok değerli destekler var ama yetmiyor. Özellikle Hatay’ın çok desteğe ihtiyacı var. Dördüncü destek merkezini Samandağ’da açmayı planlıyoruz. Ancak merkezi kurmak için desteğe ihtiyacımız var. Adıyaman Gölbaşı’nda da bir alanımız bulunuyor onaylı ve orada da desteğe ihtiyaç var” dedi.

DEPREM BÖLGESİNDEKİ 10 DESTEK MERKEZİ 6 ŞİRKETLE BİRLİKTE HAYATA GEÇİRİLDİ

Ayşe Kırımlı’nın verdiği bilgiye göre 10 destek merkezi, altı farklı şirketle birlikte açıldı. Bunlar Akbank, P&G, Shell Türkiye, Elidor, GSK Türkiye ve Akkök… Bunun dışında bu merkezlere içerik ve teçhizat sağlayan markalar var ve iletişimini yapmak istemiyorlar. Kırımlı, Hatay’daki destek merkezlerinden birini her şey yoluna girdiğinde Samsun’daki gibi gençlik merkezine dönüştürmek istediklerini söyledi ve şöyle devam etti: “Antakya’da Mustafa Kemal Üniversitesi’nin içinde çoğu Antakyalı bir yatırımcı grup 300 konutluk bir 100. Yıl Köyü yapıyor. Oradaki akademisyenlere ve ailelerine lojman olarak yapıyorlar. Onlar konuta geçince yurt haline getirecekler. Sosyal alanları da sivil topluma açacaklar. Bize dediler ki ‘Sizin destek merkezi deneyiminiz var, burayı siz yönetir misiniz?’ Biz de tamam dedik ama birlikte fon bulmamız lazım oraya. Biz de alanı diğer STK’lara açarak çocuklara, gençlere ve yetişkinlere yönelik programlar hazırlayıp sunacağız. Çok iyi bir mekan ama ciddi yatırım gerektiriyor.”

“Afet Burs Fonu’nu devam ettirmeye çalışıyoruz”

Ayşe Kırımlı, bölgedeki üniversite öğrencilerine ilişkin burslar konusunda da destek gerektiğini anlattı ve ekledi: “Bölgede çok sayıda üniversite öğrencisi vardı. Birçoğu başka illere gitti, büyük şehirlerde barınma maliyeti çok yüksek. Hızla Afet Burs Fonu adını verdiğimiz bir fon oluşturduk. 1000 öğrenci hedefl edik. 700 tanesine şu ana kadar fon bulduk. 12 ay boyunca her ay 1600 TL burs vermeye başladık. Sekiz aydır veriyoruz. Bunu devam ettirmek lazım ve bunun için de fona ihtiyaç var. Biz ayrıca eğitime destek bursu veriyoruz 15 yıldır. Orada da 1500 öğrencimiz var yani toplam 2200 öğrenciye burs desteği veriyoruz. 1600 TL bile öğrencilerin ailelerine en az temel mutfak ihtiyaçları için destek oluyor.”

"Tek seferlik değil sürdürülebilir projeler olmalı"

Toplum Gönüllüleri Vakfı Kurucusu ve Mütevelli Heyeti Üyesi İbrahim Betil de Destek Merkezi gibi projeleri destekleyen kuruluşların sayısının artmasını ümit ettiğini söyledi. Betil, “Çünkü bölgede gerçekten ihtiyaçlar çok fazla. Bir seferlik değil sürdürülebilir projelerin hayata geçirilmesi önemli. Pek çok kurumun buna destek vermesinin topluma önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar