Tarımda markalı ihracatın duayeni Perla ile mekana hızlı döndü
Türkiye’de “Kraliçe’nin kirazcısı” diye anılan, markalı meyve ihracatıyla adını duyuran Alara Tarım’ın kurucusu Taner ailesi, katma değerli tarım konusunda öncülerden kabul ediliyor. 2011’de şirketi Belçikalı Univeg Group’a satan Alara Tarım’ın tepe yöneticisi Kerim Taner bir süre CEO olarak Güney Amerika, Afrika ve Avrupa’daki üretimi yönetmiş ancak daha sonra Amerika’ya yerleşerek işleri bırakmıştı. 2018’de Kerim Taner’in babası Yavuz Taner de, Alara Fidan ve Alanar Meyve’yi 50 milyon TL’ye Tekfen Holding’e satarak sektörden tamamen çekilmişti. 2020’de kiraz ve incir ihracatında rekora imza atan şirketlere bakılırken Taner soyadı yeniden dikkat çekti.
Bu kez şirketin adı Perla Fruit, CEO ise yine Kerim Taner’di. Amerika’dan Bursa’ya dönüşün hikayesini DÜNYA’ya anlatan Kerim Taner, “Belçikalı şirketteyken çok fazla seyahat ediyordum. Daha fazla aileme zaman ayırmak istedim. Amerika’da bir dönem özel sermaye fonlarıyla ilgili çalıştım. 2019’da amcamın oğlu Perla’yı kurdu ve benden destek istedi. Çok büyük bir ilgiyle karşılaşınca bana ortaklık teklif etti. Ve kendimi yeniden Bursa siyah incirini dünyaya pazarlarken buldum” diyor.
Lise yıllarından bu yana tarımın içindeyim
Tarımla çok genç yaşlarda ilgilenmeye başladığını söyleyen Taner, bu alanda atılan doğru adımların ülke ekonomilerinin geleceğini oluşturduğuna inanıyor. “Babamla Alara Tarım’da çalışmaya daha lise yıllarında başladım. Türkiye’nin ilk tarım ihracat şirketiydik. Önce incir, arkasından kirazla gelen başarılar o dönemde hayatımın merkezindeydi. Hızlı bir ihracat hamlesi yapıp tarımda dünya markası olduk” diyen Kerim Taner, bu işin genlerinde olduğunu belirtiyor.
İşte o genler dört yıl ara verdikten sonra yeniden meyve ağaçlarıyla buluşturmuş Taner’i. Dünya ihracat piyasasındaki deneyimini ise Perla Fruit’te hızla rakamlara yansıttığı ortada. Perla’da pazarlama değil üretim ve kaliteye odaklandıklarını anlatan Taner, “Dünyada pandeminin de etkisiyle meyveye büyük talep artışı var. Tarım herkes için gelecek. Bu nedenle Türkiye’nin kaliteli ve sürdürülebilir üretime odaklanması gerekiyor” diyor. Perla’da toplam 6 milyon Euro'luk yatırım yaptıklarını anlatan Taner şu bilgileri veriyor: “2020’de İtalya’dan önemli bir makine satın aldık. Kirazları işleyip ayrıştırıyor. Akıllı kamera sistemiyle bir kirazın 30 fotoğrafı çekiliyor. Bu sayede kirazlar kategorize edilebiliyor. Bunun yanına bir de incir makinesi koyduk. Şu anda Bursa’da 6 bin 500 metrekarelik alanda faaliyet gösteriyoruz. Bunun 2 bin 500’ünü paketlemeye ayırdık. Arkasından incir makinesi yatırımı yaptık.” Bu hamleler ve tüm dünyada meyveye artan talep, Perla Fruit’in 2020’yi 3 bin 500 ton kiraz, 2 bin 500 ton da incir ihracatıyla kapatmasına neden olmuş. Taner, “İlk yılımızda incir ihracatında Türkiye rekoru kırdık” diyor.
Bu kez satmaya niyetim yok
Perla Fruit ile önemli bir başarı yakaladıklarını söylüyor Kerim Taner. Yeni kurulan bir şirket olduğu için 2021’in de yatırımla geçeceğinin altını çiziyor. Bu yeni yatırımlarla kiraz ihracatını 8 bin, incir ihracatını da 3 bin 750 tona çıkarma hedefi var. 2020 yılında 200 milyon TL’lik ciroya ulaştıklarını anlatan Taner, “İki-üç yıl içinde ciroyu 1 milyar TL’ye çıkarmak için bütçemiz var. Bu kez şirketi satmaya niyetimiz yok” diyor.
Ar-Ge merkezi kurulacak
Perla Fruit’in yatırım paketinden önemli bir payın da analiz laboratuvarına ayrıldığını belirtiyor Kerim Taner. AB ülkelerine ürün satmanın ürün güvenliği açısından kurallar gerektirdiğini vurgulayan şirketin CEO’su, bu amaçla Bursa’da 1.5 milyon Euro'luk bir analiz laboratuvarı kurduklarını anlatıyor. Taner, “Laboratuvar için AB’ye akreditasyon sürecimiz devam ediyor. Birkaç aya kadar sürecin tamamlanacağını düşünüyoruz” diye anlatıyor süreci. Perla’nın bu alandaki asıl hedefi ise tüm sektöre hizmet veren bir Ar-Ge merkezi kurmak. Bunun için de 1.5 milyon Euro'luk bütçe ayırdıklarını söyleyen Taner, burada aflatoksinden GDO’ya kadar geniş spektrumda analizler yapılacağının bilgisini veriyor.
Doktora öğrencileri Peru’ya gönderilecek
Ar-Ge ve ürün çeşitliliğini artırmak Perla’nın tarımda odaklandığı konular. Türkiye’de incir ve kiraz gibi ürünlerin sezonunu uzatmaya yönelik çalışmalar planladıklarını anlatan CEO Kerim Taner, bunun için Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile işbirliği anlaşması imzaladıklarını söylüyor. Taner işbirliği kapsamındaki çalışmaları şöyle anlatıyor: “Sürdürülebilir tarımla ilgili ciddi çalışmalarımız var. Ziraat Fakültesi’nden üç doktora öğrencisini istihdam ediyoruz. Tarımla ilgili eğitim alan gençlerin pratikte kendilerini geliştirmeleri için platform yaratıyoruz. Bu gençleri yeni türlerin araştırmaları için Peru ve Brezilya gibi ülkelere göndereceğiz. Orada eğitim alıp burada çiftçilere aktaracaklar. Ayrıca yeni incir fidanları da getirip Bursa’da çoğaltmaya da odaklandık.”
Sürdürülebilir tarım için teknolojinin tüm nimetlerinden de yararlandıklarının altını çiziyor Kerim Taner. Perla’nın çalışma yöntemiyle ilgili bir farklılığa da dikkat çekiyor. Diyor ki, “Pandemi tarımda sadece tüketimi değil üretim talebini de artırdı. İnsanlar kentten kırsala giderek meyve yetiştirmek istiyor. Bize ne yapabiliriz diye soruyorlar. Türkiye’nin her yerinden ürün alan bir şirket olarak sadece büyük tarım üreticileriyle değil, küçüklerle çalışmayı da kıymetli buluyoruz. Bu nedenle 3 bin kişilik bir çiftçi platformu kurduk. İçinde her ölçekte üretici var. Büyükler küçüklerle deneyimlerini aktarıyor. Ancak bu sayede Türkiye tarımda yükselebilir.
Hem üretici hem de ilaç bayileri bilinçlendi
Türkiye’nin yaş meyve ve sebze ihracatında büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Kerim Taner, “En büyük şansımız hala doğal zenginliklerimizin olması. Buna sıkı sıkıya sarılmalıyız” diyor. Türkiye’de kimyasal kalıntılar konusunda son 10 yılda önemli bir bilinçlenme gözlemlediğinin altını çizen Taner, “Üretici de ihracatçı da 10 yıl öncesine göre çok daha bilinçli. İlaç şirketlerinin bayileri de daha çevreci ve sağlık kurallarını göz önünde bulundurarak üreticiye yaklaşıyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde bugünkü noktanın çok daha ilerisine gideceğimize inanıyorm, çünkü bir zemin oluşmuş durumda. Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Türkiye tarımda topyekun güvenilir üretim felsefesi ortaya koyup, bu yılda planlama yapmalı” önerilerinde bulunuyor.