Türkiye, AB’siz olur mu?

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan

Avrupa Birliği’nin ‘’Türkiye’’ başlıklı raporuna Dışişleri’nden ama ondan önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sert tepkiler geldi. Dışişleri, ”Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı, haksız itham ve ön yargılı sığ ve vizyonsuz yaklaşımı” diyerek, raporu ‘’yok hükmünde’’  değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, ”AB’nin Türkiye’den kopuş hamleleri karşısında biz de değerlendirmeler yapıyoruz. Bu değerlendirmelerden sonra AB ile yolları ayırabiliriz” şeklinde sert bir açıklama yaptı.

Kanımca bu tepkiyi doğuran iki neden var: İlki, Türkiye’den beklenen demokratik adımlar gelmeden, hem üyelik hem de Gümrük Birliği konularında görüşme yapılmaması yolunda Avrupa Parlamentosu’nun bir tavsiye kararı alması. İkincisi, AB’nin yeniden genişleme kararı aldığı bir dönemde, Türkiye’ye ‘’stratejik ortaklık‘’ teklif edilmeye hazırlanılması. Her iki başlık ise sonuçta Türkiye’nin AB üyelik yolunu büyük oranda tıkayacak nitelik taşıyor. 

Bu konu, birçok EKONOMİ Gazetesi okuruyla yaptığım görüşmelerde gündeme geldi. Avrupa’ya ihracat yapan bir iş insanı dostumun ilk tepkisi, ”Türkiye AB’siz olur mu?” şeklinde oldu. Ardından açıklama gereği duyup şöyle dedi:

“AB ülkeleri, ihracatımızın yüzde 40’ını oluşturuyor. İhracatımızın ilk beş sırasında onlar var. İthalatta da yine AB ülkelerinin ağırlığı var. Tam üyelik görüşmelerine geçtiğimizde dönemin güçlü AB çıpası ekonomimize güç kattı. Yaşadığımız son 10 yıllık dönem Türkiye’nin de AB’siz olamayacağını gösterdi. Yöneticilerimiz AB raporundaki yanlışlar ve abartılara net ve sağlıklı yanıt versinler. Ama AB ile ilişkilerin kopmasının değil, var olan eksikliklerimizi ortadan kaldırmak için neler yapmamız gerektiğini konularına eğilsinler.”

AB ile iş ilişkisi içerisinde olan iş insanının gerçekçi değerlendirmesi buydu. Bu değerlendirmeye katılmamak bana göre de mümkün değil. Yönünü Batıya “muasır medeniyetlere” çevirmiş bir Türkiye, AB’den kopmanın değil, ilişkilerin geliştirilmesinin önündeki sorunların çözülmesi gayretine kafa yormalıdır.

AB kapısında 64 yıl beklememizin onlardan kaynaklanan konular olmasının yanı sıra, bizden kaynaklı ciddi konu başlıkları olduğunu bilmeliyiz. Ülkemizin çıkarı, AB’den kopuşu değil, AB ile aramızdaki sorunları çözerek, sağlıklı yeni ilişkilerle yola devamı gerektirir.

GÜNÜN SÖZÜ:

UNESCO, Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olan Diyarbakır Surları‘nı, ‘’Tehlike Altındaki Miras‘’ kategorisine aldı.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
VEDA 03 Kasım 2023