Türkiye topyekûn seferberliğe gitmeli ve daha fazla üretmeli

Necla DALAN
Necla DALAN Hikayeler&Liderler

Benim gibi 1970’li yıllarda doğanlar bilir; ilkokulda öğretmenlerimiz Türkiye’nin tarımda dünyada kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biri olduğunu gururla anlatırdı. Hepimiz bölge bölge Türkiye’de neler üretildiğini bilirdik. Kendi penceremden baktığımda aradan geçen 40 yılda tabir yerindeyse köprünün altından çok sular aktı. Tarım eski parlak günlerini arar oldu. Buğdaydan mercimeğe ithalat yapar hale geldik. Tarım alanları da çiftçi sayısı da azalıyor.

Bütün bunları neden yazdım diye sorarsanız? Bu hafta İstanbul’da önemli bir fuar var: Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı WorldFood İstanbul. Fuarda 40 ülkeden 1500’e yakın yerli ve yabancı katılımcı olacak. 60 bine yakın ziyaretçinin beklendiği, 2024’ün yol haritasının çizileceği fuarda Azerbaycan, Brezilya, Fransa, İsrail, Amerika, İngiltere, Güney Afrika, Almanya gibi 80 ülkeden 800’e yakın yabancı satın almacı da ağırlanacak. Fuar öncesinde Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ile tarımı konuştuk.

Fuarın Türk gıda sektörü temsilcilerinin dünya genelindeki gelişmeleri takip etmelerini ve sektördeki yenilikleri öğrenmelerini sağlayarak Türkiye’nin gıda ürünlerinin kalitesi ve çeşitliliği konusunda küresel arenada farkındalık yarattığını anlatan Reis, tarımla ilgili sorunları ve çözüm önerilerini şöyle dile getirdi:

‘Tarla kiraları ve işçilik giderleri maliyetleri yükseltiyor’

Tarım topraklarımızı koruyarak, üretimimizi arttırarak tarımdaki geleceğimizi sürdürülebilir hale getirebiliriz. Kırsaldaki göçle birlikte, ekim alanlarındaki azalma devam ediyor. Artan mazot gübre ve zirai ilaç dahil girdiler, küçük ölçekli çiftçiyi daha çok zorluyor. Tarla kiraları sorunu, işçilik giderleri maliyetleri yükseltiyor. Çiftçi yaşlanıyor, genç üretici sayısı azalıyor. TÜİK verilerine göre, 1990 yılında ekilen alan, 27 milyon 856 bin hektardan 2022 yılında 23 milyon 865 bin hektara gerilemiş. 3 milyon 68 bin hektar yüzölçümüne sahip Belçika kadar bir alanın tarım dışında kalması, bu konudaki ciddiyeti gözler önüne sermektedir. Kırsal kaynaklı bir tarımsal üretim modeli hayata geçirilerek bu dönüşümü yapamaz isek yarın daha derin sorunlara çözüm aramak durumunda kalacağız. Türkiye toplumun yeterli ve dengeli beslenmesini esas alan sürdürülebilir tarım politikasını benimseyerek; topyekûn üretim seferberliğine giderek daha fazla üretmelidir. Çünkü bir ülkenin gıda güvencesi ve beslenme güvenliği için yerli üretim ve kendi kendine yeterlilik, sürdürülebilir üretim yapısının oluşturulması artık kaçınılmaz hale gelmiştir.”

“YAPAY ZEKAYI ÜRETİM SÜREÇLERİMİZE DAHİL ETTİK”

Mehmet Reis ile sektörün önemli oyuncularından olan şirketini de konuştuk. Şunları anlattı: “Reis Gıda olarak, Türkiye’nin pirinç, bakliyat ve bulgur ürünlerindeki kalitesini uluslararası arenada anlatmak ve gıda sektörüne yeni bir bakış açısı getirmek için çalışıyoruz. Amerika, Hollanda, Almanya, Fransa, Kanada ve Belçika başta olmak üzere 4 kıtada 26 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. 1500’ü ABD olmak üzere 9000 yurt dışı satış noktasında yer alıyoruz. 2024 yılında da sağlıklı bir toplum için tarım üretiminde büyüme sağlayarak yurt içi ve yurt dışı pazar payımızı büyütmeye odaklanacağız. Geçen yıl ciromuz yüzde 97 arttı. Ciromuzu her yıl daha fazla artırma hedefindeyiz ama bazı ürünlerde ihracat kısıtlamaları ciro kaybına neden oluyor. Öte yandan 2020 yılında başlattığımız tohum üretimi projelerimizle ilgili yatırımlarımız sürüyor. Bu proje sayesinde atalarımızdan miras kalan tohumların gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde üretilip aktarılmasını sağlamayı hedefliyoruz. Yenilikçi teknolojileri de işleyişimize dahil ederek yapay zeka ve inovasyonu bir arada kullanıp üretimimizi gerçekleştiriyoruz. Yeni ürün gamımız Reis Risotto pirincini sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen geri dönüşümlü ambalajlar kullanarak tüketicilerimizin beğenisine sunduk. Yine 2020 yılında başlattığımız Reis Bakliyat Köyleri projemiz ile sürdürülebilir tarım ve eşitlikçi iş gücü anlayışımızla yola çıkarak, kadın ve gençleri de üretime dahil ediyoruz.”

‘ÜRETİM VE DÖNEM SONU DEVİR STOKLARI VAR, ARZDA BİR RİSK ÖNGÖRÜLMÜYOR’

Mehmet Reis, ana ürünlerde üretim rakamları hakkında da bilgi verdi. TÜİK verilerine göre 2022 yılında yaklaşık 38.5 milyon ton olarak gerçekleşen tahıl ürünleri üretim miktarının 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 2.1 oranında artarak yaklaşık 39.5 milyon ton olacağının tahmin edildiğini hatırlattı ve ekledi: “Geçmiş dönem stokları ile birlikte yeteri kadar tahıl olduğunu görüyoruz. Kuru baklagiller grubunda 2023 yılı üretim miktarlarına bakarsak; bir önceki yıla göre nohut yüzde 22.1 artarak 580 bin ton, kuru fasulye yüzde 11.5 azalarak 270 bin ton, kırmızı mercimek yüzde 75.4 artarak 400 bin ton, yeşil mercimek yüzde 28.6 oranında artarak 45 bin ton oldu. Ülkemizde 2022-2023 döneminde tarımsal üretim ve dönem sonu devir stokları bulunduğu için 2023-2024 sezonu için gıda arzında bir risk öngörülmüyor. Ancak bu olumlu trendin devamı için uygun hava koşullarının, özellikle yağışların dengeli dağılımının devamlılığı gerekiyor.”

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar